Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Atatürk Kültür Merkezi'nde "İlim Yayma Ödülleri" törenine katıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan törende açıklamalarda bulundu.

İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları:

"Neden bizim bir Nobel'imiz olmasın?"

Başvuruları çok titiz bir şekilde değerlendiren sekreteryamıza, bilim ve onur kurulu üyelerimize, teknik uzmanlarımıza, bilimsel hakemlerimize ve vakfımızın mütevelli heyetine aynı şekilde teşekkürlerimi iletiyorum. Şunun altını özellikle çizmek zorundayım: İlim Yayma Ödüllerine yönelik teveccüh her programda maşaallah katlanarak artıyor. Bu sene 3 ayrı dalda, 174’ü üniversiteler olmak üzere 188 kurumdan toplam 1324 başvuruyla yeni bir rekor daha kırıldı. İlim Yayma Ödüllerinin önümüzdeki yıldan itibaren uluslararası bir hüviyet kazanacağını, bu ilim halkasının sınırlarımızı aşıp dünyanın dört bir yanına ulaşacağını da büyük bir memnuniyetle öğrendim. Neden bizim bir Nobel’imiz olmasın?

Şu hususu da ifade etmekte hassaten fayda görüyorum: İlim Yayma Ödüllerinin amacı, ilk planda elbette iyi eserleri ve eser sahiplerini takdir ve taltif etmektir. Fakat hayata uygulanmayan, insana, sahaya, reel olana dokunmayan, doğru ve etkili kullanılmayan bilginin netice vermediği de bilinen bir hakikattir. İlim Yayma Ödüllerimizi işte bu açıdan son derece başarılı bulduğumu belirtmek istiyorum.

Geçtiğimiz dönemde ödül alan hocalarımız, hem çalışmalarını İlim Yayma ailesinin destekleriyle uygulamaya dönüştürdüler hem de bilgi ve tecrübelerini gençlerimizle paylaşma imkânı buldular. Bunun için hocalarımıza ve İlim Yayma camiamıza ayrı ayrı teşekkürlerimi iletiyorum.

"İsrail uyduruk sebeplerle ateşkesi sürekli ihlal etti"

Gazze'de 668 okul binası yani yüzde 80'i İsrail bombalarının hedefi olmuştur. 165 okul, üniversite ve eğitim kurumu bu saldırılarda tamamen yakılmış, 392 okul da kullanılamaz hâle gelmiştir. 13.500’ü aşkın öğrenci, 830’un üzerinde öğretmen ve eğitim personeli ile 193 bilim insanı ve akademisyen işgal kuvvetleri tarafından şehit edilmiştir. 785.000’den fazla öğrenci eğitim hakkından mahrumdur. Bir defa, bunlar savaşın acımasız sonuçları değildir. Burada bilinçli, kasıtlı, planlı bir toplu kıyım politikası uygulanmıştır.Sağlam kalmış, ayakta kalmış bina neredeyse yoktur.

Bakın, bunu görmezden gelmek, açık söylüyorum toplu kıyıma ortak olmaktır. Gazze'deki soykırımı dünya seyretti. Biz hiçbir zaman susmadık bundan sonra da susmayacağız.Dünyanın dört bir yanında, nereye gidersek gidelim, gittiğimiz her yerde bunu haykıracağız. İşte daha kısa bir süre önce, geçen hafta, biliyorsunuz, Güney Afrika’daydım. Orada da bütün oturumlarda bunları haykırdım, bunları konuştum. Malumunuz, bizim de devreye girmemizle bir ateşkes sağlandı. İsrail, uyduruk sebeplerle ateşkesi sürekli ihlal etti. Hamas’ın, İsrail’in provokasyonlarına rağmen ateşkesin korunmasında sabırlı bir yaklaşım içinde olduğunu görüyoruz. Bunu memnuniyetle karşılıyoruz.

"İsrail'in başındaki, insanlıktan nasibini almamış bir katildir"

Kış aylarına girdiğimiz şu günlerde yaralarını sarmaya çalışan Gazze’deki kardeşlerimize, o çadırların ne durumda olduğunu herhalde televizyonlarda izliyoruz. İnsani yardımları yine de ulaştırmanın gayreti içindeyiz. Türkiye olarak, adil ve kalıcı barış için hem ateşkesin muhafazası hem de insani yardımlar noktasında üzerimize ne düşüyorsa yapıyoruz. Elimizdeki konteynırlardan göndermek istiyoruz. İsrail'in başındaki insanlıktan nasibini almamış bir katildir.

İki devletli çözüm politikamızı, 1967 sınırlarına dayalı, başkenti Doğu Kudüs olan özgür, egemen ve bağımsız bir Filistin devleti kuruluncaya kadar kararlılıkla sürdüreceğiz.

Filistin halkıyla uluslararası dayanışma gününde, İsrail saldırılarında şehit olan tüm kahramanlara Rabbimden rahmet niyaz ediyor; milletim adına Filistinli kardeşlerimizi hürmetle selamlıyorum.

"Birbirinden güç alarak yalnızca kader değil keder birliği yapan bu milleti bölmeye çalıştılar"

Bugün önemli bir tehditle karşı karşıyayız. İnsan ve varlık maddi boyuta ve yapay zemine indirgenmek isteniyor. İlim bunların inşallah haddinden ve hakkından gelecektir. İyilik, erdem, fıtrat, etik, vicdan ve merhamet gibi kavramlar insanlığın gündeminden çıkarılmaya çalışılıyor.

Türküyle, Kürdüyle, Arabıyla birbirinden güç alarak yalnızca kader değil keder birliği yapan bu milleti bölmeye uğraştılar. Ne yazık ki bir dereceye kadar başarılı da oldular. Filistin, Suriye, Çanakkale'de bizimle omuz omuza çarpışan Arap kardeşlerimizi 'bizi sırtımızdan vurdular' diyerek bizi düşman haline getirdiler. Osmanlı'yı kötülediler. 'Türkler ülkenizi işgal etti, kimliğinizi değiştirdi' diye oralardaki kardeşlerimizi bize kışkırttılar. Senarist, yönetmen, oyunca aynı sadece sahneler ayrıydı.

Filistin dayanışmasına dezenformasyon

Milletimizin mazlum Filistin halkıyla dayanışmasını engellemek için sosyal medya ve şovenist basın yayın organlarında büyük bir dezenformasyon kampanyası yürütüldü. Bu nefret dalgasını körükleyen hesapların çoğunun yurt dışından yönetildiği ortaya çıktı. Sanal alemde önemli bir kısmının FETÖ'cü hainler olduğu anlaşıldı. Şimdi de 'Terörsüz Türkiye ' sürecinde aynı oyunun sahnelenmek istendiğini görüyoruz.

İmralı’dan “zihinsel silahsızlanma” ve "birlik" mesajı
İmralı’dan “zihinsel silahsızlanma” ve "birlik" mesajı
İçeriği Görüntüle

Yarım asırlık bir tezgahı bozma çabası

Türkiye bir yola girmiştir. Yarım asırlık bir tezgâhı bozma çabalarımızın kan, gözyaşı ve çatışmadan beslenen hangi güçleri telaşlandırdığını çok ama çok iyi biliyoruz. Onlara sadece şunu söylüyorum: Bu sefer muvaffak olamayacaksınız. Allah’ın yardımı ve aziz milletimizin duasıyla inşallah bu sefer başaracağız. Hep birlikte başaracağız.

Güçlü, muteber ve muzaffer Türkiye ülkümüzü inşallah kuvveden fiile çıkaracağız. 86 milyonla birlikte, kendini bu topraklara ait hisseden 10 milyonları da yanımıza alarak hep beraber yepyeni bir destan yazmaya başlayacağız.