Çocuklara cinsiyetsizliği aşılayan sapık kuruluş Tarlabaşı Toplum Merkezi’ne ‘hukuka ve ahlaka aykırılık’ gerekçesiyle dava açılmış, en son 18 Mayıs 2022 tarihinde İstanbul 18. Asliye Hukuk Mahkemesi'nce görülen duruşma 2 Kasım 2022 tarihine ertelenmişti.
Tarlabaşı Toplum Merkezi’nin yaptığı sapkınlıkları ortaya döken ve başından beri takipçisi olan gazeteci yazar Özlem Doğan, derneğin çocuklara yönelik gayrı ahlâkî faaliyetlerini, vukuatlarını, kimler tarafından fonlandığını ve mahkeme sürecini Baran Haber’e anlattı.
Tarlabaşı Toplum Merkezi’nin Almanya vakıfları, Hollanda ve İsveç Başkonsolosluğu gibi kuruluşlar vasıtasıyla yurt dışından fonlandığını aktaran Özlem Doğan, bu derneğin içeride de CHP, HDP ve ahlâksızlık pompalayan diğer gruplar tarafından desteklendiğini dile getirdi.
Bir LGBT merkezi olan bu kuruluş için Doğan, “Tarlabaşı Toplum Merkezi’nin amacı çocuk eğitimi değil, tamamen LGBT’ye hizmet etmek. Oradaki çocukları dezavantajlı çocuklar olarak belirtiyorlar. Bu çocuklar Suriyeli, Roman, Kürt, Süryani gibi birçok farklı gruptan. Bu çocuklara sözde eğitim adı altında LGBT ve PKK’yı empoze ediyorlar. Ahlaksızlık aşılıyorlar. Bu durumu bir sene önce tevafuken gördüm. Sosyal medyalarını ve çıkardıkları çocuk dergilerini araştırdım ve büyük bir ahlaksızlığın ve rezilliğin yaşandığına şahit oldum. Bu rezillikleri kendileri de saklamıyor ve duyuruyorlar. Örneğin LGBT’nin her sene yapılan sözde onur yürüyüşü var ve orada çirkin görüntüler meydana geliyor. Yürüyüşlerde 5-8 ve 9 yaşlarındaki çocukları oturtup bu iğrenç yürüyüşü seyrettiriyorlar.” dedi.
Dernekte cinsiyetsizlik aşılanıyor
Çıkardıkları Parlayan Çocuklar isimli bir dergi ile sapkınlıklarını aleni bir şekilde yaptıklarını söyleyen Doğan, “Bu dergiyi de çocuklarla birlikte hazırlıyorlar. Dergide aile, öğretmen ve polis ve devlet nefreti aşılıyorlar. Küçücük çocukların Kobani ile ne alakası olabilir? Bu çocuklara Kobani konuşturmaları yaptırıyorlar ve YPG/PKK’ya çocuklara sahip çıkılması gerektiğini öğretiyorlar. YPG’nin IŞİD ile mücadele ettiğini, Türkiye’nin YPG’ye neden savaş açtığını anlatıyorlar. Rojovalı ailelerle çocukları tanıştırıyorlar ve polislerin çocukları öldüreceğini ifade ediyorlar. Ayrıca erkeklerin erkek gibi, kızların kız gibi hissetmemesinin çok normal olduğunu, bir üçüncü cinsiyetin daha olduğunu empoze ediyorlar. En kötüsü de özellikle küçücük çocuklara asla verilmemesi gereken cinsellik eğitimi veriyorlar. Yani anlayacağınız burası bir bataklık ve bu bataklıkta çocuklar yıllardır boğulup gidiyor.” diye konuştu.
Çocukların isimlerinin gizli tutulduğunu ifade eden Doğan, “Çocukların ailelerine ulaşmak mümkün görünmüyor. Çocukların isimlerini de gizli tutuyorlar. Bazı isimlerin takma olduğunu düşünüyorum. Ailelerin çocukların bu batağa düştüklerinin de farkında olduğunu düşünmüyorum. Bunlara dezavantajlı çocuklar diyorlar. Mülteci çocukların çoğunun da ailesi yok.” dedi.
“Sürekli ölümle tehdit ediliyorum”
Tarlabaşı Toplum Merkezi’ndeki süreci başından beri takip eden Özlem Doğan, sapıklar tarafından sürekli tehdit ediliyor. Doğan, “LGBT’lilerin resmî sitesi olan ve çok büyük bir ağı olan Kaos GL sürekli beni hedef gösteriyor. Fotoğraflarımı paylaşıp, bu kişiyi yolda görürseniz bıçaklayın, bu kişi LGBT’lilere nefret suçu işliyor, bunu öldürün diyorlar. Ya da sosyal medya hesaplarımı etiketleyerek akla hayale gelmeyecek tehditlerde bulunuyorlar. Bunun üzerine ben de suç duyurusunda bulundum.” diye konuştu.
Tarlabaşı Toplum Merkezi’nin kurucularından biri CHP Şişli Mülteci Çocuklar Birimi Sorumlusu
Bu sapkın örgütleri bilhassa CHP ve HDP’nin beslediğini belirten Doğan, “Tarlabaşı Toplum Merkezi’nin kurucularından biri Celal Soytekin, kendisi CHP Şişli Mülteci Çocuklar Birimi Sorumlusu. Ayrıca LGBT misyoneri. Yine HDP her konuşmasında LGBT’yi sıkıştırıyor. Bu iki kurum, özellikle CHP’li İBB, iştiraklerine LGBT derneklerinden yönetim kurulu üyesi atadı. Mesela İstanbul Kent Konseyi’nde çok sapkın bir STK var, pedofili içeren videolarını da yayınladı. Her sözde onur yürüyüşüne destek veriyor bu partiler. Yine çok yakın bir zamanda CHP, Tarlabaşı toplum Merkezi ile işbirliği yaptı. Kapatılma davası olmasına rağmen bir kitapçık yayınladılar.” dedi.
Doğan şöyle devam etti:
“Bununla birlikte film piyasasında LGBT’li bireyler artık oynamaya başladı. Bu platformlarda da çok büyük bir fon dönüyor. Sosyal medyada Kerimcan Durmaz, Murat Övünç, Selin Ciğerci gibi isimler parlatılıyor. Bunların hiçbir sanatsal yönü yok ve topluma rol model olarak sunuluyor. İnanılmaz paralar harcıyorlar, lüks hayatlar yaşıyorlar ve bunlar eşcinsel. Buradan gençlerimizi bozdukları gibi, kitaplardan ve diğer mecralardan da bozuyorlar. Öyle duruma geldi ki, muhafazakâr ailelerin çocukları bile bunların durumuna ‘onun tercihi’ diyebiliyor.
Bir kere yerli ve milli STK’lar bunlara karşı durmalı, sempozyumlar verilmeli, açıklamalar yapılmalı. Suç duyurusunda bulunmalı. Bunlar özellikle çocuklara cinsiyetsizliği aşılıyorlar. Aileler bilinçlendirilmeli. En önemlisi de ‘Toplumsal Cinsiyet Eşitliği’ aldatmasına düşülmemeli. Çünkü ‘Toplumsal Cinsiyet Eşitliği’ asla kadın-erkek eşitliği değildir, LGBT’nin argümanıdır. Bu kavramla LGBT’lilerin normalleştirilmesi sağlanmaktadır.
Onlar alışın her yerdeyiz diyorlar. Biz de diyoruz ki alışın her yerde karşınıza çıkacağız.
Ak Parti ciddi anlamda bu tür sapkınlıklara izin vermiyor ve engelliyor. CHP ve HDP bir fırsatını bulsa hepsini ilkokullara sokacak. Mahkeme sürecinde de şunu diyebilirim. Bu merkezin kapatılacağına inanıyorum. Ne olursa olsun maskeleri düştü ve ifşa oldular. Kapatılmasalar dahi onlar için hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Tüm sapkınlıklarıyla ifşa oldular.”
Röportaj: M. Taha İnci