Savaş sırasında Gazze'de İsrail güçleri tarafından gözaltına alınan Filistinliler, yaygın fiziksel istismar suçlamalarında bulunuyor.

Güvenli olduğunu düşündüğü için Birleşmiş Milletler'e ait bir okula sığınan Nebile adındaki Gazzeli kadın, İsrail askerlerince burada gözaltına alındıktan sonra günler süren kötü muameleye maruz kalmış.

39 yaşındaki Nebile, "Askerler çok sertti, bizi dövdüler ve bize İbranice bağırdılar. Başımızı kaldırdığımızda ya da herhangi bir kelime söylediğimizde kafamıza vuruyorlardı." diyor.

Şu ana kadar Filistinli kaç kadının ya da çocuğun gözaltına alındığı bilinmiyor.

Nebile, İsrail'in kuzeyindeki Damon Hapishanesi'ne ulaşmadan önce karma bir grupla İsrail içindeki tesisler arasında mekik dokuduklarını ve burada en az 100 kadın olduğunu tahmin ettiğini dile getirdi. 

İnsan hakları örgütleri, İsrail'in Gazze'deki Filistinlileri suçlama ya da yargılama olmaksızın gözaltına aldığını ve nerede tutulduklarını ailelerine ya da avukatlarına açıklamadığını kaydediyor. 

İsrail cezaevi servisi ise "gerekli tüm temel hakların profesyonel eğitim almış gardiyanlar tarafından eksiksiz olarak uygulandığını" söylüyor. 

7 Ekim'den itibaren, İsrail kara birlikleri şüpheli olduğunu iddia ettikleri kişileri aramak ve istihbarat toplamak için yüzlerce Filistinliyi tutukladı. 

Gözleri bağlı, diz çökmüş, başları eğik ve elleri bağlı Filistinlilerin görüntüleri dünya genelinde öfke yarattı. 

İsrail askerleri, Gazze'nin kuzeyi ve güneydeki Han Yunus semtinde aralarında sağlık personelinin de bulunduğu çok sayıda kişiyi BM okullarından ve hastanelerinden zorla topladı.

Ordu, 'patlayıcı aramak' için tutukluları soyunmaya zorladığını, masum olduklarına kanaat getirilirse Gazze'ye bırakmadan önce İsrail'e götürdüklerini belirtti. 

Nebile için bu süreç tam 47 gün sürmüş.

"Beni kızımdan ve oğlumdan ayırarak kamyona bindirdiler"

İsrail'in tahliye emirlerine rağmen Nebile ve ailesi Gazze'de hiçbir yerin güvenli olmadığına kanaat getirerek Gazze'nin kuzeyinden ayrılmamaya karar vermiş. Askerler ise 24 Aralık'ta sığındıkları okula baskın düzenlemiş.

"Bizi infaz edip oraya gömmek istediklerini düşündüm ve dehşete kapıldım." diyor.

Ordu güçleri, Nebile'yi 13 yaşındaki kızı ve 4 yaşındaki oğlundan ayırarak İsrail'in güneyindeki bir tesise giden bir kamyona bindirmiş. 

Tel Aviv merkezli "İnsan Hakları İçin İsrailli Doktorlar" (PHRI) adlı sağlıkçı insan hakları örgütüne göre, Gazze'de gözaltına alınan herkes önce Sde Teiman Askeri Üssü'ne getiriliyor.

"Defalarca çıplak aramaya maruz kaldık"

Şimdilerde Gazze'nin Mısır sınırına yakın Refah semtinde bir barınakta diğer serbest bırakılan kadınlarla birlikte kalan Nebile, kendilerine yönelik muameleyi şöyle anlatıyor: 

"Donuyorduk ama yerde dizlerimizin üzerinde durmaya zorlanıyorduk. Yüksek sesli müzik, bağırma, gözdağı ve aşağılamalar... 

"Ellerimiz kelepçeli, gözlerimiz bağlı ve ayaklarımız da zincire vurulmuştu." 

Hapishaneler arasında dolaştırılan Nebile, silah zoruyla defalarca çıplak aramaya ve sorgulamaya maruz kaldığını dile getirdi.

Hamas'la bağlantısı ya da Hamas'ın yeraltı tünelleriyle ilgili bilgisi olup olmadığı sorularına, ev hanımı olduğu ve kocasının da Hamas'ın rakibi olan Filistin Yönetimi için çalıştığı yanıtını vermiş. 

'Saçlarımdan tutup yüzümü duvara vurdular'

Yeniden tutuklamaktan korktuğu için isminin gizli kalmasını isteyen Gazzeli bir başka kadın da Damon Cezaevi'ne nakledilmeden önce sağlık kontrolü sırasında İsrail güçlerinin kendisine bir İsrail bayrağını öpmesini emrettiğini anlattı. 

Ancak bu emri reddettiğinde bir askerin kendisini saçlarından tutup yüzünü duvara vurduğunu söyledi.

PHRI tarafından hazırlanan bir raporda, Gazzeli eski tutuklular da benzer kötü muamele iddialarında bulunmuşlardı.

Kassam Tugayları'ndan Aşkelon'a roket saldırısı Kassam Tugayları'ndan Aşkelon'a roket saldırısı

STK, 7 Ekim 2023 tarihinden beri İsrail hapishanelerindeki Filistinli tutukluların darp, kötü muamele ve tıbbı ihmale maruz kaldıklarını bildirmişti.

PHRI raporu: Darp, günlük rutin

Filistinli tutukluların günlük olarak İsrail hapishanelerinde şiddete maruz kaldıkları aktarılan raporda, "Gardiyanlar, günlük şiddet uygulamaları kapsamında koğuşlara girip tutukluları darbediyor." deniliyor. 

Gardiyanların Filistinli tutuklulara yönelik şiddet uygulamalarından birinin de ağır küfür ve hakaret olduğu vurgulanan raporda, "Gardiyanlar, tutukluları diğer bir tutuklunun üzerine idrarını yapmaya zorluyor. Ayrıca gardiyanlar, tutukluları nakletme sırasında tekme tokat ve yumruklarla dövüyor." ifadeleri yer alıyor.

Filistinli tutukluların İsrail bayrağını öpmeye zorlandığına işaret edilen raporda, bunu yapmayan Filistinlilerin darp edildiği, kıyafetleri soyularak kendileriyle alay edildiği gibi bilgiler veriliyor. 

"Tutukluların kalçalarına arama cihazı sokuyorlar"

İsminin gizli kalmasını isteyen bir diğer Filistinli, İsrail'in güneyindeki Ketziot Cezaevi'nde gardiyanlar tarafından üzerine idrar yapıldığını, gardiyanların çıplak tutukluları birbirlerine yakın durmaya zorladıklarını ve kalçalarına arama cihazı soktukları çıplak aramalara tanık olduğunu anlattı. 

PHRI, Batı Şeria ve Doğu Kudüs'ten Filistinlilerin de güvenlikle ilgili suçlamalarla tutulduğu İsrail hapishanelerini "bir intikam ve cezalandırma aygıtı" olarak tanımlıyor. Cezaevi servisi ve ordunun "uygun gördükleri şekilde hareket etmeleri için rahat bırakıldığını" belirtiyor.

Rapora göre savaşın başında cezaevleri "tecrit moduna" geçerek tutukluları iki hafta boyunca hücrelerine hapsetti. Savaş zamanı acil durum önlemleri kapsamında İsrail Meclisi, ekim ayında normal hücre kapasitesi gerekliliklerini askıya aldı. O zamandan beri mahkumlar aşırı kalabalık hücrelerde şilteler üzerinde uyuyor.

Nebile, İsrail'in güneyinde adını bilmediği bir cezaevinde geçirdiği sekiz gün boyunca duş almadığını, adet pedlerine ve tuvalet malzemelerine erişiminin de olmadığını söyledi. 

Yiyeceklerin çok az olduğunu belirten Nebile, gardiyanların, tutukluların yemeklerini yere attığını ve onlara yerden yemeleri talimatı verdiğini anlattı. 

"Yasa dışı savaşçılar"

Nebile, hiçbir zaman bir avukat ya da hakimle görüşmediğini söyledi. Savaş başladıktan sonra İsrail yasalarında yapılan bir değişiklik, Gazze'den getirilen tüm tutukluların 45 gün boyunca herhangi bir suçlama ya da yargılama olmaksızın tutulabilmesine imkan tanıyor. 

"Yasa dışı savaşçılar" olarak tanımlanan bu kişiler, uluslararası hukukta savaş esirlerine tanınan korumalardan da yararlandırılmıyor. 

PHRI'ye göre bu kişilerin mahkemeye çıkarılmaları geciktiriliyor ve avukata erişimleri de engellenebiliyor. 

İsrail merkezli insan hakları örgütü HaMoked, Gazzeli 600 kişinin İsrail hapishanelerinde 'yasa dışı savaşçı' sıfatıyla tutulduğunu, diğerlerinin askeri tesislerde olduğunu öngördüğünü açıkladı. 

Filistinli tutuklular, PHRI'ye insülin veya kemoterapi tedavisine ihtiyaç duyanlar için bile yeterli tıbbi bakımın nadiren olduğunu anlattı. 

Sde Teiman askeri sağlık tesisindeki operasyonları düzenleyen resmi belgeye göre, 'yasa dışı savaşçıların' kelepçeli ve gözleri bağlı olarak tedavi edilmesi gerekiyor. 

"Gazze'den daha iyi"

Nebile, Damon Cezaevi'ne geldiğinde nispeten sakinleşmiş. Zira burada Batı Şeria'dan gözaltına alınıp getirilen diğer Filistinli kadınlarla tanışmış.

Kendisini sorguya çeken İsrailli memur,Nebile'ye neden gözaltına alındığını sormuş. 

Tutuklanmasından bir buçuk ay sonra, bir cezaevi yöneticisi Nebile'nin 20 kadınla birlikte serbest bırakılacağını duyurmuş. 

İsrail otobüsleri kendilerini Gazze sınır kapısına getirmiş ve oradan da güneydeki Refah semtinde bulunan, yerinden edilmiş Filistinlilerle dolu BM sığınaklarına gitmişler. 

Ancak Nebile, hala ailesinin bulunduğu Gazze'nin merkezine gidemiyor.

Yüzü morarmış haldeki Nebile, son sorgularından birini anımsıyor. 

Sorgusu sırasında ağlamaya başladığını dile getiren Nebile, sorgucusunun kendisine şöyle dediğini aktarıyor: 

"Ağlama, burada olmak Gazze'de yaşamaktan daha iyi."

Euronews