Sen ki, Barcelona’da A takıma çıktığın günden beri dünyanın en çok konuşulan futbolcususun.

Sen ki, henüz 17 yaşında futbol dünyasını sallarken hakkında söylenen geleceğin “en büyük yıldızı olacak” ifadesini doğru çıkaran gençsin. La Liga’da en çok gol atan, en fazla asist yapan futbolcusun. Dünya tarihinin bir sezonda en çok gol atan, 10 yıl boyunca kulüp kariyerinde üst üste her sezon 40 ve üstü gol atma başarısı gösteren dünya futbol tarihindeki tek oyuncusun.

Sen ki, sadece Ballon d'Or Ödülü’nü 7 kez ile en çok kazanan futbolcu değil, onu hakkıyla kazanan, bir döneme damgasını vurmuş en büyük futbolcusun. Hatta kimilerine göre dünyanın gelmiş geçmiş en iyi futbolcususun.

Sen ki, -ve evet, en önemlisi bu- “Ağlama Duvarı” önünde başında kipasıyla poz veren, Siyonist İsrail’e destek veren, en büyük rakibin Ronaldo’nun Filistin’e destek vermesi sebebiyle tüm İslâm düşmanlarının kalbinde taht kurmuş bir figürdün; nasıl da sevmişlerdi seni!

Nasıl yaptın bunu?

Hem de, Maradona’nın ardından Arjantin’e bir kez daha Dünya Kupası kazandırdığın, bu kupayı da kazanarak dünyada kazanılmamış kupa bırakmadığın bir günde nasıl yaptın?

Parası var diye, tüm dünyaya kendi kültürünü kabul ettiren Katar’ın, yine parası sayesinde düzenlediği dünyanın gelmiş geçmiş en iyi dünya kupası organizasyonunda, bişt denilen o “transparan bedevi Arap kıyafeti”ni nasıl giyebildin?

Nasıl üzdün İslâm’a düşman herkese bel bağlayan anti-İslâm ırkçısı Fatih Altaylı’yı;

“Messi milli forma yerine o acayip katar zımbırtısını ile kupa kaldırıyor. Sı.ayım böyle futbola. Katar para ile her şeyi sayın aldı. Rezillik. Utanç. Terbiyesizlik. Saygısızlık.” Hem “Maradona’ya giydiremezlerdi!”

Bakmayın siz Maradona’nın Filistin davasına destek vermek için “bedevi Arap kıyafeti” giydiğine, o isteyerek giydi, giymezdi demedik, giydiremezlerdi! Pele de giymedi; bakmayın Meksika’da düzenlenen dünya kupasını kazandıktan sonra kafasında Sombrero ile poz verdiğine…

Lanet olsun sana Messi!

Sen kipalara, zünnarlara layıktın!

Nasıl yaptın bu ihaneti?

Ne diye giydin o bişti?

Görüş: Faruk Hanedar