İsrail, yalnızca Filistin’de değil, son iki yılda altı-yedi farklı ülkeye saldırıyor ve bölgede tek başına hareket eden kuduz bir köpek gibi davranıyor. Lübnan’dan Suriye’ye, Tunus’tan Yemen’e, son olarak Katar’a kadar uzanan saldırı zinciri, işgalci rejimin hiçbir diplomatik anlaşmayı, hiçbir ticari ilişkiyi ve hiçbir normalleşme sürecini tanımadığını ortaya koyuyor. “Müttefik” olarak gördüğü ülkelerin başkentlerine bomba yağdırıyor, Batı’nın şımarık çocuğu olmanın verdiği pervasızlıkla saldırmadığı ülkeyi kendine bağlamaya, vurduğu ülkeyi de kendi kontrolünde tutmaya çalışıyor.

Aksa Tufanı’nın bozduğu hesap

Kritik kırılma noktası Aksa Tufanı oldu. 7 Ekim 2023 öncesinde İsrail, Ortadoğu’daki neredeyse bütün ülkelerle temas kurdu, ticari ve diplomatik ilişkiler geliştirdi, askeri anlaşmalar imzaladı. Körfez ülkeleri, “bize dokunmaz, biz anlaşalım” anlayışıyla işgal rejimiyle el sıkıştı. Aksa Tufanı bu “büyük normalleşme” masalını yerle bir etti. İsrail’in Gazze’de iki yılı aşkın süredir yürüttüğü soykırım, bu işbirlikçi tavırlara rağmen devam etti. Dahası, İsrail onları da hedef aldı. Katar ise bunun en açık örneği oldu. Hamas ile müzakere masaları kuran, ABD’nin bilgisiyle arabuluculuk yapan ülke, doğrudan İsrail’in bombalarıyla vuruldu.

İlişkiler gözden geçirilirken

Ne zaman İsrail saldırsa, hedef alınan ülkenin ilk refleksi “ilişkilerimizi gözden geçiriyoruz” açıklaması yapmak oluyor. Ne var ki bu açıklamalar, işin hakikatini değiştirmiyor. İsrail saldırılarına maruz kalan ülkeler, yıllardır ABD’ye ve İsrail’e yürekten bel bağlamış, efendilerinin menfaatini öncelemiş durumda. İşte bu yüzden saldırı geldiğinde şaşkınlığa uğruyorlar. Allah’tan daha çok güvendikleri düşmanlarının saldırısına uğrayınca güvenleri zedeleniyor. Haliyle onları uykularından da kuduz köpek gibi etrafa saldıran İsrail uyandırmaya çalışıyor.

Katar-İsrail ilişkilerinin ibretlik boyutu

Katar’ın durumu ise ibretlik. İsrail ile elmas ticareti yapmış, İsrail şirketleriyle savunma alanında işbirliğine yönelmiş, diplomatik düzeyde olmasa da fiilî ilişkiler tesis etmişti. Aksa Tufanı’nın ardından bile bu ilişkilerde köklü bir kopuş yaşanmadı. Hâlbuki İsrail, iki yıl boyunca Gazze’de soykırım yaparken, “biz anlaşmalıyız, bize dokunmaz” anlayışıyla hareket eden Katar gibi ülkeler, sonunda İsrail bombalarını kendi topraklarında hissetti. Bakalım, bundan bir ders çıkaracaklar mı yoksa yeni anlaşmanın yollarını mı arayacaklar?

Tarih boyunca devletlerin fiyat istikrarı - Prof. Dr. Ahmet Tabakoğlu
Tarih boyunca devletlerin fiyat istikrarı - Prof. Dr. Ahmet Tabakoğlu
İçeriği Görüntüle

Ortadoğu liderlerinin haysiyet sınavı

Ortadoğu’daki tablo, Batı’ya bağımlı, İsrail’in önünde eğilen yalaka liderlerin rezilliğini gösteriyor. Bu yöneticiler, kendi halklarını ve topraklarını savunamıyor, tarihe haysiyetsiz ve şerefsiz olarak geçecekleri malum. Batı’nın gözüne girmek için birbirleriyle yarışıyorlar ama bir İspanya kadar bile siyasi onur ortaya koyamıyorlar. Avrupa’da bile İsrail’e silah ambargosu gündeme gelirken, bölgedeki rejimler hâlâ normalleşme hayalleri kuruyor.

Kınama yarışı

İsrail bugün istediğini yapıyor. Liderler normalleşme hayalleri kurarken, terörist İsrail saldırılarını sürdürüyor, masaları devirmeye devam ediyor. Türkiye başta olmak üzere Ortadoğu, Asya ve Afrika birleşmeden bu kuduz rejimin önü alınamayacak. Artık iş kınama yarışına girmekten, ticari ilişkileri asgarîye indirmekten çıktı. Daha büyükelçiliklerini kapatamayanlar, en ufak saldırıda “kınıyoruz” açıklamalarıyla günü kurtarmaya çalışıyor. Bu tavır sadece İsrail’i güçlendiriyor, saldırılarını daha da pervasız hâle getiriyor. Bugün gerekli olan, sahici bir birlik ve kararlı bir cephedir. Aksi hâlde herkes sırayla aynı akıbeti yaşayacak.

Baran Dergisi