Müslümanların iki bayramından birisi olan Ramazan bayramı da elbette Allah’ın oruç tutanlara verdiği bir hediyedir. Bu vesileyle tüm okurlarımızın Ramazan bayramını tebrik eder, İslâm âleminin kurtuluşuna vesile olmasını Cenab-ı Hakk’tan niyaz ederiz.
Hicrî 1436 (Miladî 2015) senesinin bu Ramazan bayramı aynı zamanda İslâm âleminin halifesiz, başsız, lidersiz idrak edeceği 185. bayramıdır. Bu hesaplama bize bu bayram vesilesiyle İslâm âleminin mahzunluğunu, bir bayrama daha mahzun bir şekilde giriyor olmasını hatırlattı.
Anadolu’dan Doğu Türkistan’a, Balkanlar’dan Kuzey Afrika’ya, Kafkaslardan Arap Yarımadasına kadar bütün İslâm âlemi, idarî, siyasî, iktisadî ve içtimâî olarak pek mahzun, başsız ve bütün gövdesi kan revan içindedir. Başta Anadolu olmak üzere, Mısır, Suriye, Libya, Filistin, Tunus, Yemen, Irak, Cezayir, Fas; bir yanda Türkistan coğrafyası, diğer yanda Kuzey Afrika ve hatta Avrupa’daki ve Amerika kıtasındaki bütün Müslümanlar Hicrî 1436 yılının Ramazan bayramına hepsinin kendi içinde ayrı ayrı birikmiş problemleriyle girmektedir. Kimisi kan gölüne dönen coğrafyasına bakıp inim inim inliyor, kimisi iliğine kadar sömürülmesi neticesinde açlıktan can çekişiyor, kimisi bulunduğu Garp memleketinin kendisini tehdit eden yasaları altında tedirgin daha neler ve neler… Bizim Büyük Doğu Coğrafyası olarak isimlendirdiğimiz ve Ümmet-i Muhammed’in dirilişinin gerçekleşeceğine inandığımız bu toprakların bütünü, sanki, ‘ancak böyle bir zevalden kemal doğabilir’ misâli bir hâli yansıtır vaziyettedir. Maalesef durumumuz budur; fakat bizim itikadımızda, inancımızda ümitsizlik yoktur! Bu esaret elbet bir gün son bulacak ve İslâm âlemi bütün dünyaya irfan, hikmet ve medeniyeti öğrettiği günlere tekrar dönecektir.
Dünyaya irfan saçmış tarihimizden de biliyoruz ki İslâm’ın vecd ve aşkını yakaladığımız gün Allah bize İslâm sancağını taşıma liyakati verdi ve o sancağı İla-yıKelimetullah uğruna diyar diyar dalgalandırmayı nasip etti. O vecd ve aşkı kaybettiğimiz günden bu yana da, İslâm memleketlerinin hepsi izzetli günlerini arar bir zillet içine düştü. Bugün idarî, iktisadî, siyasî ve içtimâî açıdan içine düşülen zilletlerin bütününü yaşadığımız bir hâl üzere 1436 yılının Ramazan bayramını idrak ediyoruz. Mahzun geçen 185. bayram olan bu bayram vesilesiyle bu mevzuyu kapağımıza taşıdık ve “İslâm Âleminin 185. Mahzun Bayramı” başlığını kullandık. Kapak mevzumuzu Ömer Emre Akcebe manşetimizle aynı başlığı taşıyan yazısında kaleme aldı.
Sezâi Kırlangıç, “Kürtleri Bekleyen Tehlike; Sosyal Patlama” başlıklı yazısında Doğu ve Güney Doğu’da Kürtler üzerinden oynanan oyunların bir sosyal patlamaya sebep olacağını belirtiyor.
Çakal Carlos (Salim Muhammed)’in bu haftaki yazısının başlığı “Emperyalist ve Siyonist TeröristlereAnladıkları Dilden Mukabele Edilmeli”...
Bir süredir Çin’in Doğu Türkistanlı Müslümanlara yapmış olduğu zulüm gündemde çokça yer kaplıyor. Bölgede yaşananları ve Doğu Türkistanlıların Türkiye’deki durumlarını Doğu Türkistanlı Göçmenler Derneği Başkanı Recep Saadettin Akyol ve Tibet Yücetürk’e sorduk.
Salih Ahmet Sak’ın “Siyaset Çatışmadır” başlıklı yazısını ilgiyle okuyabilirsiniz.
Gülçin Şenel, ücretsiz kursların verileceği Akademya “Fikir-Sanat Okulu”ndan bahsediyor.
Kumandan Salih Mirzabeyoğlu’nun dergimizde tefrika edilen eseri Ölüm Odası B-Yedi’nin 269. bölümünün alt başlığı “KELEBÇEM(DERVİŞ MUHAMMED-442)”...
Abdullah Kiracı, “Roma Sonrası Avrupa’da Vakıflar”ı işlemeye devam ediyor.
Fatih Turplu’nun bu haftaki yazısının başlığı “Ramazan, Oruç, Bayram Ve Sair Meseleler”...
Dergimizde ayrıca sizler için derlediğimiz ve yorumladığımız haberleri de bulabileceksiniz.
Gelecek sayımızda görüşmek üzere...
          Baran Dergisi 444. Sayı