Çin Cumhurbaşkanı Şi Cinping’in çok sert bir şekilde uygulamaya koyduğu “Sıfır Kovid” süreci tüm hızıyla devam ederken, hükumet pozitif vakalar olduğunu iddia ederek; Doğu Türkistan’da “tam kapanma” politikasını sürdürerek Uygur Türklerine zulmediyor.

Eve hapsedilen Doğu Türkistanlılar, gündelik ihtiyaç, yeme içme konularında büyük sıkıntılarla karşı karşıya kalıyor.

Tam kapanma adı altında işkence

İşgalci Çin, Doğu Türkistan’daki Urumçi, Kaşgar, Gulca ve diğer şehirlerde aldığı karantina önlemini açıkladı. Karantina kapsamında, toplu taşıma kullanıma kapatılırken, şehirlerarası seyahat yasaklandı. Belirlenen illerde okullar tatil edildi, hastanelerin açık bırakıldığı söylenen acil servislerine hasta kabul edilmedi ve yerleşim alanları tam kapanmaya gitti.

Doğu Türkistanlılar kasıtlı olarak aç bırakılıyor

Uygur Türklerinin oturduğu apartman girişleri demirlerle kapatılıyor. Sıkı karantina tedbirleri Uygur Türklerini zor durumda bırakıyor. Evlerine kasıtlı bir şekilde hapsedilen Uygur Türkleri gündelik ihtiyaç, yeme içme konularında büyük sıkıntılarla karşı karşıya kalıyor. Çin rejimi kasıtlı olarak soykırımla mücadele eden Uygur Türklerine erzak yardımı yapmıyor. Karantina uygulaması sebebiyle hastalanan çocuklar ölüme terk ediliyor. İki aydır dışarı çıkamayan Uygur Türklerinin evlerinde yiyecek hiçbir şeyin kalmadığına dair görüntüler Çin kaynaklı sosyal medya hesaplarında paylaşılıyor.

Dışişleri Bakanlığından Doğu Türkistan açıklaması

Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Büyükelçi Tanju Bilgiç, Çin Halk Cumhuriyeti’nin Sincan Uygur Özerk Bölgesi’ndeki insan hakları durumuna ilişkin olarak BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği tarafından yayımlanan rapor hakkındaki soruyu cevapladı.

Bilgiç, konu hakkında yaptığı yazılı açıklamada şu ifadelere yer verdi:

“BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliğinin Sincan Uygur Özerk Bölgesi’ndeki duruma dair ahiren yayımlanan raporu, bölgede yaşayan Uygur Türkleri ve diğer Müslüman azınlıklara ilişkin ülkemiz ve uluslararası kamuoyunda dile getirilen endişeleri teyit eder niteliktedir. Bu bakımdan raporun içerdiği tespit ve değerlendirmelerin dikkate alınması önem taşımaktadır. Uygur Türkleri’nin refah ve huzur içinde yaşamalarına, temel hak ve özgürlüklerinin korunmasına ilişkin beklenti ve hassasiyetlerimiz gerek Çin Halk Cumhuriyeti makamlarıyla ikili düzeydeki temaslarımızda, gerek Birleşmiş Milletler başta olmak üzere uluslararası platformlarda vurgulanmaktadır. Nitekim Çin Halk Cumhuriyeti’nin daveti üzerine ülkemizden bir heyetin ve ayrıca Pekin Büyükelçimizin Sincan Uygur Özerk Bölgesi’ni ziyaretleri bir süredir gündemdedir. Ziyaretlerin anlamlı, kapsamlı ve engelsiz olarak yapılmasına yönelik beklentilerimiz karşılandığı takdirde söz konusu ziyaretler gerçekleştirilebilecektir.”