İsveç, son yıllarda artan ve giderek daha şiddetli bir hal alan çocuk suçluluğu dalgasıyla mücadele etmek için radikal bir adım atmaya hazırlanıyor. Başbakan Ulf Kristersson, 9 Eylül'de parlamentonun açılışında yaptığı yıllık politika konuşmasında, ülkede artan organize suçlarla mücadele kapsamında cezai sorumluluk yaşının (ehliyet yaşının) düşürüleceğini resmen duyurdu.
Bu karar, 2024 yılının ilk yarısında 15 yaş altı çocukların şüpheli olarak yer aldığı cinayet, cinayete teşebbüs veya cinayete yardım dosyalarının sayısının, bir önceki yılın aynı dönemine göre üç kat artarak 93'e yükselmesiyle ortaya çıkan şok edici tablonun ardından geldi.
Çocuklar "Tetikçi" Olarak Kullanılıyor
Başbakan Kristersson, yaptığı açıklamada, suç şebekelerinin çocukları "acımasızca istismar ettiğini" ve ciddi suçları işlemek için kullandığını vurguladı.
"Hem bu çocukları hem de potansiyel kurbanlarını korumak için, hükümet bu tür alaycı istismara karşı güçlü adımlar atıyor" diyen Kristersson, çetelerin cezai sorumluluğu olmayan çocukları "tetikçi" olarak kullandığı gerçeğinin altını çizdi. Mevcut yasaya göre, 15 yaşından küçük bir çocuk suç işlediğinde hapis cezası alamıyor, bu durum da suç örgütleri tarafından acımasızca kullanılıyordu.
Yeni Yaş Sınırı Ne Olacak? Kapsamlı Bir Değişiklik Geliyor
Başbakan Kristersson, yeni cezai sorumluluk yaşının kaç olacağını henüz netleştirmese de, bu konuda hükümetin kararlı olduğunu ve yasal düzenlemenin en kısa sürede parlamentoya sunulacağını belirtti.
Bu yöndeki tartışmalar yeni değil. 2024 yılında hazırlanan resmi bir hükümet raporunda (SOU 2024:93), genç suçluluğuna karşı alınacak önlemler tartışılmış ve yaş sınırının özellikle ağır suçlar için 14'e düşürülmesi gibi seçenekler değerlendirilmişti. Hükümetin bu tavsiyeyi dikkate alması bekleniyor.
Yeni yasanın sadece yaş sınırını düşürmekle kalmayıp, aynı zamanda 15 yaş altındaki suçlular için uygulanacak yaptırımların ve rehabilitasyon programlarının kapsamını da yeniden belirlemesi öngörülüyor.
"Refah Devleti"nin Karanlık Yüzü ve Toplumsal Tartışma
İsveç'in bu adımı, uzun yıllardır "huzur ve refah" imajıyla anılan ülkenin, aslında derin bir organize suç ve sosyal entegrasyon sorunuyla boğuştuğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Özellikle göçmen kökenli gençlerin suç çeteleri tarafından kolayca tuzağa düşürülmesi, ülkedeki sosyal politikaların ve entegrasyon çabalarının başarısız olduğu yönündeki eleştirileri alevlendirdi.
Okullarda Telefon Yasağı da Gündemde
Hükümetin gençleri suçtan ve olumsuz etkilerden koruma stratejisinin bir diğer ayağını ise okullardaki disiplini artırmaya yönelik adımlar oluşturuyor. Bu kapsamda, 2026 yılından itibaren ülke genelindeki tüm ilkokul ve ortaokullarda, teneffüsler de dahil olmak üzere cep telefonu kullanımının ulusal düzeyde yasaklanması planlanıyor.
Mevcut durumda okul müdürlerine tanınan telefonları toplama yetkisi, 2026'dan itibaren ulusal bir kural haline getirilerek, öğrencilerin dikkatlerinin dağılmasının önüne geçilmesi ve okul ortamında daha sağlıklı bir sosyal etkileşim kurulması hedefleniyor.
Sonuç olarak, İsveç, artan çocuk suçluluğu ve organize suç tehdidi karşısında, geleneksel "hoşgörü" politikasından uzaklaşarak daha sert ve caydırıcı bir güvenlik anlayışına doğru evriliyor.





