Moskova, uzun menzilli füzelerin Kiev'e verilmesinin çatışmada "büyük bir tırmanış" anlamına geleceği ve ABD-Rusya ilişkilerini kopma noktasına getireceği konusunda defalarca uyarıda bulunmuştu. Kremlin sözcüsü Peskov, durumu "aşırı endişe verici" ve "dramatik bir an" olarak nitelendirirken, bu füzelerin konvansiyonel mi yoksa nükleer başlık mı taşıdığını anlamanın mümkün olmayacağını belirterek tehdidin boyutuna dikkat çekti.

Bu tehdit, Washington'un Ukrayna savaşındaki bilinen senaryosunun yeni bir perdesi olarak okunabilir. Daha önce Abrams tankları, F-16 savaş uçakları ve ATACMS füzeleri için direnen ABD, zamanla bu silahların sevkiyatına onay vermişti. Tomahawk'lar da bu stratejinin bir devamı olabilir.

Ancak meselenin teknik ve operasyonel boyutu, tehdidin arkasındaki asıl niyeti ortaya çıkarıyor. Deniz platformlarından fırlatılmak üzere tasarlanan Tomahawk füzelerinin Ukrayna tarafından kullanılabilmesi için gerekli altyapı mevcut değil. Kara tabanlı versiyonları olan Typhon sisteminden ise ABD ordusunun elinde çok sınırlı sayıda bulunuyor.

En kritik nokta ise bu füzelerin kullanımının, Ukrayna'nın ABD istihbaratına ve askeri personeline tam bağımlılığını gerektirmesi. Hassas hedeflerin belirlenmesi, füzelerin rota planlaması ve ateşlenmeye hazırlanması gibi tüm kritik süreçlerin ABD'li uzmanlar tarafından yönetilmesi bekleniyor. Bu durum, silah transferinin ötesinde, ABD'nin savaşa doğrudan müdahil olacağı ve çatışmayı bizzat yöneteceği anlamına geliyor.

Trump'ın bu tehdidi, gerilimi tırmandırarak vekâlet savaşının kontrolünü tamamen eline alma niyetinin bir göstergesi olarak değerlendirilebilir.

Ankara'da Mevlana Celaleddin-i Rumi'nin 752. vuslat yıl dönümü dolayısıyla Şeb-i Arus töreni yapıldı
Ankara'da Mevlana Celaleddin-i Rumi'nin 752. vuslat yıl dönümü dolayısıyla Şeb-i Arus töreni yapıldı
İçeriği Görüntüle