Macaristan'ın uzun süredir başbakanı olan Viktor Orbán, ülke 3 Nisan Pazar günü sandık başına giderken şimdiye kadarki en zorlu sınavıyla karşı karşıya. 2010'dan bu yana görevde bulunan Orbán, art arda üç dönemdir görev başında. 8.2 milyon insanın oy kullanabileceği genel seçimde, kendisini yenmek için birleşen muhalefet koalisyonuna başkanlık eden Péter Márki-Zay ile yarışacak.

Orbán, İktidarı Kaybedip Sekiz Yıl Sonra Tekrar İktidara Geldi

Destekçilerine göre, Macaristan başbakanı Viktor Orbán gerçek Avrupa değerlerini temsil ediyor: "Hristiyanlık, ulus-devletin egemenliği, elitler için değil kitleler için hükümet". Eleştirmenlerine göre ise "O, yalnızca kendi gücünü önemseyen ve Macaristan'ı Avrupa'da küçük düşüren oportünist bir popülist".

İlk olarak, partisi Fidesz'le beraber Mayıs 1998'de iktidara gelen Orbán, o dönemde Avrupa'nın en genç hükümet başkanıydı. 2002'deki seçimleri kaybettikten sonra sekiz yıl muhalefette kaldı ve 2010'da tekrar iktidara geldi.

Son 12 yılda Orbán'ın siyaseti ve ittifakları çok değişti. Özellikle mülteci sorunuyla beraber Avrupa Birliği (AB) ile giderek daha fazla anlaşmazlık yaşarken, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Çin Devlet Başkanı Xi Jinping gibi otoriter liderlerle güçlü bağlar kurdu. Bu süreçte ülke ve kurumları da demokratik değerlerden uzaklaştı.

Orbán'a Karşı Altı Muhalefet Partisinin Ortak Adayı Márki-Zay

Ülke dışında pek tanınmayan Péter Márki-Zay, birkaç partinin bir aday seçmek için bir araya geldiği ilk muhalefet ön seçimini sürpriz bir şekilde kazandı. Márki-Zay, 2018'de güneydoğudaki iktidar Fidesz’in kalesi Hódmezővásárhely kasabasında belediye başkanlığı seçimini kazandığında herkes şaşırmıştı.

49 yaşındaki Hristiyan ve muhafazakar değerlere sahip yedi çocuk babası Márki-Zay, 2010'da Fidesz'e oy bile verdi, ancak siyasetinden dolayı hayal kırıklığına uğradığını söyledi. Bu seçim sürecinde beklenmedik bir şekilde altı muhalefet partisi bir araya gelerek hepsini temsil edecek bir aday seçti.

Rusya'nın Ukrayna'yı İşgali Orbán'ı Zora Soktu

Orbán'nın Rusya'nın Ukrayna'ya yönelik askeri harekatıyla kampanyası tamamen değişti. Harekat, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in uzun süredir müttefiki olan Orbán’ı zor bir duruma soktu. Bölgedeki müttefikleri -Çek Cumhuriyeti, Slovakya ve Polonya- bile Moskova'ya karşı daha güçlü bir tavır almadığı için ona karşı tavır aldı. Orbán ise bu dönemde ülkedeki yönetim değişikliğinin ihtiyaç duyulan en son şey olduğunu vurguladı.

Seçim Günü Lgbtq+ Referandumu Da Yapılacak

Ancak seçmenlerin kafasındaki tek konu seçim değil çünkü seçim günü tartışmalı bir LGBTQ+ hakları referandumu da yapılacak. Seçmenlere okullardaki LGBTQ+ konuları ile ilgili öğretimi sınırlayan mevzuatla ilgili görüşleri sorulacak.

Milliyetçi başbakan Orbán, pazar günkü parlamento seçimlerinin, ülkesinin Batı'yı yakalayan “cinsiyet çılgınlığından” korunup korunamayacağını belirleyeceğini ilan ediyordu.

Muhalefet Seçim Güvenliğinden Endişeli

Kamuoyu araştırmalarının çoğu, Orbán’ın ittifakının seçimi az farkla kazanacağını gösterse de, yarın başa baş bir mücadelenin yaşanması da oldukça olası.

Yakın zamanda, bir çöplükte oy kullanılmış pusulalarla dolu torbalar bulundu. Muhalefet seçim güvenliğinden endişeli çünkü 12 yılda Orbán’ın yöneticileri ülkedeki önemli kurumların başına geçti ve bu kurumları kendi çıkarına göre şekillendirdi.