LEVHA: (…) Mayıs 1983… Yanında ilkokul olan bir köy mezarlığı… ABDÜLHAKÎM Arvasî Hazretleri’nin biraz yüksekçe kabri… Mezarlığın önündeki yoldan, yanımda tanımadığım bir gençle geçerken, Efendi Hazretleri’nin kabrinden bize “Selâmün aleyküm!” diye bir ses yöneliyor… Korku ve haşyetten, dikkatli bir nazarla o yöne bakamıyorum… Yürüyoruz!

*

Arnavutça, PERSHENDETJE-Selâmlama. (Bağlum, Esseyyid Abdülhakîm Arvasî Hazretleri’nin kabrinin bulunduğu, Ankara’ya yakın bir Nahiye… Nahiye: Kurbanlık beden. “Şehid”, Allah’ın Ahir ismi, yaratmasına mahsus Heba mertebesi ve Ha harfi ile ilgili bir Kamer menzili… Boşnak dilinde, Kraj-Nahiye: 308: Arvasî… Nahiye menzilinin diğer ismi, Hek’a: Atın göğsündeki yuvarlaklık… Daire: Yuvarlak. Tamam, mükemmel): 739: DER-SAADET-Saadet kapısı. İstanbul’un eski ismi… TURFANDA-Mevsiminden önce yetiştirilen meyve ve sebze: 739: METRİS CEZAEVİ’nde. (Lâtince, Mirus-Hayret verici, şaşırtıcı: 316: Serüven-Baş gelen, hayret verici hâdise… Latince, Supplodere-Damgalama: 316: Şam-Batı. Rumî. Akşam yemeği. “Kılıç ve Kalem”… Lâtince, Quadrigenti-Dörtyüz. “Hicrî 1400 hatırda”: 1737: Hato Kruğyo-Süryanice, “Yeni Devir”… Son Devrin Din Mazlumları: 737: Şbicoyto-Süryanice, “Yedinci”de toplu… Sabi’: Yedinci… Sabi: Çocuk… Üstadım’ın “Çocuk” şiirinin toplam ebcedi: 28709= 1736: Derviş Muhammed Semerkandi-442 mührü… Halid bin Velid: 737: Usmuh-Kulak. İşitme organı. “Aynı ebcedle Ariyet: Ödünç alınan. Mecaz olarak kullanılan, hakikate köprü kurulan”… Süryanice, Mliluto Gaboro-Fikir Kahramanı: 1737: Mehdî Salih İzzet Erdiş)…  Lâtince, INSALUTATUS-Selâmlanan: 1015: BD-İBDA. (İstikbal-Bin-İstikbali gören, keşfeden, tahmin eden: 656: Cünbuh-Büyük bit… Rüyâ’da gelen mânâ; Muhyiddin-i Arabî Hazretleri’nin bir yazısında, benim için             “Bit veya pire hakkında en çok yazan odur!” deniyor… Temhir-Mühürleme: 1655: Yasin Sûresi’nin 58. ayeti’nin, noktasız harfler ebcedi. “Meâli: İnananlara Allah katından selâm vardır”… Süryanice, Yarbo D’iyor-Mayıs ayı: 455: Mautho-Süryanice, “Konak”… Süryanice, Time-Hak: 455: Time- İngilizce, “Zaman”… Kıpçak dilinde, Tekleç-Yengeç. “Hemze, Allah’ın Mübdi’ ismi, İlk Kalem mertebesi, Kamer menzillerinden Yengeç”: 455: Tehro-Süryanice, “Mucize”… Hatırla: “12 Sığır yavrusundan biri, mucize beyanıdır!”… Süryanice, Metho-Devir: 455: Sadyo Aşîş Mafroguto-Süryanice, “Çöle İnen Nur”… Rüyâ’da gelen mânâ, Üstadım’ın bir şiirini okuyorum: “Bu gençlik nur gençlik / Şeriat… Yaregar… Sessiz”… Burada içime “Ebubekir” diye bir isim doğuyor!)

*

Lâtince, SALUTATOR-Selâmlayan: 1914: ARİĞ QAVMTO OF CAĞRO-Süryanice, “Uzun boylu ve iri olmak”. (Levha: 20 Ağustos 1983… Tasarruf ediliyorum… Kıvranıyorum… Sağ yanımdan, sırtüstü hâle getiriliyorum… Gayri iradî bu hâlden sonra, şuurum yerinde ve gözüm açık… Baş gözüyle gördüğüm: Kafası sarıklı ve sırtında gri-siyah benzeri cübbesi olan bir adam, kitablığın bulunduğu ayak ucumda ayakta dikilmiş… Normal boyuna nazaran, ne kadar da iri görünüyor… Kanım, iliğim, kemiğim, ne varsa, bütün mevcelerimle cezbedilirken, heybetinden yanıp kül olacak vaziyetteyim… Dehşet, dehşet, dehşetler içindeyim.. Siyah sakallı, hafif kemikli ve uzunca yüzüne dikkatlice bakınca, iki kaş arasına bakmam gerektiğini hatırlıyorum… Uzun ve yay gibi inceden kaşları… Unufak olmak üzereyken, korkuyla fırlıyorum… Elektrik düğmesine korkudan basamıyorum… Pencereden, uzakta patlayan bir silâhın ışığını görüyorum ve sesini duyuyorum… Vücudum yerli yerinde… Peki olan biten neydi?)… Süryanice, ŞADAR TEBO-Haber göndermek: 1914: KİNOİT OSYUTO-Süryanice, “Adlî Tıbb”… Lâtince, INSALUTATUS-Selâmlanan: 915: TEŞHİR-Gözönüne serme, gösterme. İlân etme. Meşhur ve namdar kılma. Kılıç sıyırma

 
NAKA-İ SALİH
(VİCDAN MUCİZESİ)

 
LEVHA: (…) Şubat 2003… İki kişi, Tilki Günlüğü’nden HANİF SALİH mevzuunu arıyorlar. (Bolu F-Tipi Cezaevi, Halil Kantarcı)

*

HANİF SALİH. (Hanif: İslâm’dan önce, Allah’ın birliğine inanan ve ilk defa “Müslüman” tâbirini kullanan İbrahîm Aleyhisselâm’ın dininden olanların bir vasfı. Bir ismi de “Salih” olan Allah Sevgilisi de, Nübüvvetinden önce bu vasıf üzerine amel ederdi. İlmiyle amel eden kişi. İbrahim Aleyhisselâm’da tecelli eden hikmet “Mehîmi”; Allah aşkında ifrat, “Kibriyaullah-Allah’ın mutlak azametinin, varolanların önünde silinici sıfatına bürünmüş”… Hadîs: Şiir odur ki Lebid’in söylediği-“Allah’tan başka herşey bâtıl!”… Fuzulî’nin meşhur beyti: “Aşk imiş her ne var ise âlemde / İlim bir kıl-ü kal imiş ancak”… Kıl-ü kal: Dedikodu): 277: ABRE-Gözyaşı. Dua. “Abranî. Rüya tâbiri. Fikir. Sudan geçmek”. (Abran-Ağlayan: 323: Kaim-makam-Birinin yerine geçen… Abra-Bir değiş tokuşta, üste verilen şey. “Hakk’ın Hak üzere kaimliğinde”, teraziyi ayarlamak için hafif gelen kefeye konulan ağırlık.” Abdülhakîm Arvasî Hazretleri’nin sözünü hatırla: Allah adli ile değil, fazlı ile tecelli etsin diye dua edin, adli ile tecelli etse yanarız!”: 1277: Arvasî-Esseyyid Abdülhakîm Üçışık. “Umumiyetle Gri rengi tercih edermiş”… Gri, “Keduret” rengi: Tasavvufta, devamlı nefsin kusurunu bulan ve uzaklıktan yakınan keder hâli, “tan-ı Hulk” denilen… İmam-ı Rabbanî Hazretleri’nin baş eseri, Mektubat: 869: Tan-ı Hulk… Gri renk, “Müşteri” yıldızının sembolü… Müşteri yıldızı, vücutta tesir yeri “Ayaklar-Amel, yürüyüş” olan Balık Burcu ve “Yay-Kusto, yakınlık” Burcu’nun yıldızıdır; Balık Burcu’nun simya safhası “Yansıtma”, vücutta tesir yeri “Kemer bölgesi” olan Yay Burcu’nun simya safhası “Yaratma, ibda’ ve icâd”… Üstadım’ın, Gözyaşı isimli noktalaması: “Yaradan rahmetini kahrından üstün saydı / Ne olurdu hâlimiz gözyaşı olmasaydı!”… Abranî-Ağlayıcı: 287= 1286: Naka-i Salih-Vicdan mucizesi… Gafur-Çok mağfiret ve merhamet eden Allah’ın, 99 güzel isminden biri: 1286: Füruht-Satım. Satış. “Âyet meâli: Allah, müminlerin canlarını ve mallarını Cennet karşılığında satın almış-Tevbe Sûresi”… Jerf-Suyun derin yeri: 287: Muafnâme-Af kağıdı. “Şehîdlerimizin, gazilerimizin, bütün ihlaslıların”… Beria-Akılda güzellik, zekâda ve kıyas-et’de emsalinden üstün olan: 287: Avarî-Ödünç verilen şeyler. “Allah’tan”… Beraat-Azamet. İlim ve şecaatte mümtaz, yegane olan: 1673: Rüyâ Tâbir Etmek… Tecris-Doğru fikirli etmek: 1673: Mehdî Derviş Muhammed… Beyt’in toplam ebcedi: 2933= 1934: Derviş Muhammed-332 mührü… Büyük Doğu-İbda: 1944: Derviş Muhammed-332 mührü)
 

TAŞ KONAK
(SABİT DEĞER)

 
LEVHA: 10 Haziran 2016… ÜSTAD, bir tepe üzerinde 3 katlı ve etrafı taş duvarlarla kaplı bir konakta. Burayı gündüzleri kullanıyor. Rahmetli dayımın oğlu MUSTAFA, onun şoförü imiş, eski tip büyük bir araba ile hergün onu almaya geliyormuş. Bana, “Sizi Üstad’a götüreyim, görünce sevinir!” diyor. Ben, eşim ve yanımızda 3-4 yaşlarında oğlu olan genç bir Hanım, araba ile Konağa geliyoruz. Taş duvarlar, evin bir katını kapatacak yükseklikte. Çok büyük ahşap bir kapıdan araba ile giriyoruz. Avlu taş kayalarla döşenmiş, pek geniş değil. Üstad, şoförü avluda bekliyor, bizden haberi yok, üzerinde çok açık GRİ, 1950’lilerin modeli bol bir takım elbise, içinde yelek. Yeleğin 3 tane iri düğmeleri dikkatimi çekiyor. Düğmeler ve ayakkabıları kızıl kahverengi. Araba durunca ben hemen inip heyecan ve sevinçle sağ elini 3 defa öpüyorum. Bizi görünce çok seviniyor ve gülerek “Hoş geldiniz!” diyor, eşim de heyecanla ona sarılıyor. O arada çocuğun annesi, tuvaleti soruyor ve çocuğunu götürüyor. Biz onları beklerken, ayaküstü sohbet ediyoruz. Üstadı da alıp dönecekmişiz. (Hayran Erdiş)

*

KONAK: 1151: UNZUR-“Bak, gör!” meâlinde emir… Süryanice, OSYO D’CAYNE-Göz hekimi: 151: MEDİCİNA LEGAL-İspanyolca, “Adlî Tıbb”… MEVSUM-İşaretlenmiş, damgalanmış, nişân koyulmuş, isim verilmiş: 1151: MEHDÎ Muhammed… Havaî dilinde, KİLOKİLO-Büyü: 1152: GAZYUNO QESO-Süryanice, “Ölüm Odası”… İbranice, KAN-Burada. (Kan: Maden ocağı. Bir keyfiyetin bol olarak bulunduğu yer): 1151: HATO KRUĞYO-Süryanice, “Yeni Devir”.

*

Arnavutça, REZİDENCE-Konak: 281: NAKA-İ SALİH. (Salih Aleyhisselâm’ın mucizesi)… KUNAİS-İri vücutlu kimse: 281: GAFR-Örtmek. Menazil-i Kamer’den üç küçük yıldız; Re harfi, Allah’ın “Musavvir-Şekil ve suret veren” ismi, 5. Sema mertebesi ile ilgilidir… Arnavutça, GAFFURE: Yengeç… ARÎ-Pak. Hür. (Naka’-Temiz olma: 152: Konak… Naka-Dişi deve. Bir yıldız ismi. “Nefs”: 2154= 156: Bütün Fikrin Gerekliliği… Naka-Kumdan meydana gelmiş tepe. “Kalk, canlan mânâsında emir!”: 151: Mehdî Muhammed): 281: HAKİSTER-Kül. (Koç Burcu, unsuru Ateş, yıldızı “Merih-Mirruh”, vücutta tesir yeri Baş-Beyin, simya’da Kül etme safhası)… Lâtince, STREİCTURE-Metal. (İngilizce, Strictur: Bünye. Plân. Bütün fikir… Süryanice, Metalun-Madenler: 3525= 528: Seyyid Taha Cizro + Seyyid Fehim Arvasî + Esseyyid Abdülhakîm Arvasî “Üçışık” +  Necib Fazıl Kısakürek + Salih Mirzabeyoğlu): 1280= 281: NAKA-İ SALİH.

*

İngilizce, MANSION-Konak: 217: RÜYA… Boşnak dilinde, VEDRO-Kova: 217: CUBRO-Kuzgun. Karga. “Siyah renk, ululuk rengi”. (Keraker-Karga. Kuzgun: 441: Riş Şato-Süryanice, “Yılbaşı”… 2014 yılbaşı gecesinde farkına vardığım mevcut: Derviş Muhammed-442 mührü… Kısakürek: 1441: Salih Mirzabeyoğlu)

*

İspanyolca, CASA GRANDE-Konak: 1325: AFİŞ… Süryanice, ŞBİHO-Azametli: 326: ŞVOHO-Süryanice, “Zuhur”. (Levha: 27 Temmuz 2016… 15 Temmuz’daki darbe ortamı gibi bir durum var. Her yer karmaşa içinde ama, zaman geçtikçe Müslümanlar’ın zaferi geliyor. Bir süre sonra Peygamber Efendimiz’in orada olduğunu görüyorum ama, yüzünü göremiyorum. Yanında, halka hâlinde toplanmış birkaç kişi daha var, ben de onlara katılıyorum. Sonra oradan uçarak Kudüs’e gidiyoruz. Kudüs’e vardığımızda, orayı ALTUN TEPSİ hâlinde görüyorum; ve yazı şeklinde, Allah’ın bize “Hoşgeldiniz!” demesi… Biz orada konaklamak veya yerleşmek istiyoruz. Kudüs’teki insanlarda ve bizde, çok büyük bir sevinç var! —Abdülkerim Kiracı… Kuds-Kudüs şehri, Filistin’de Süleyman Aleyhisselâm’ın kurduğu başşehir. Mübareklik. Kudsilik. Nezafet. Pak olmak. Naka’. Noksanlıktan uzak olmak: 170: Caminus-Lâtince, “Maden” - Bu mertebe, Allah’ın Azîz ismi ve Zı harfi ile ilgilidir, Kamer menzillerinden “Sa’du’z Zabih-Kurban kesen, yakınlaşan”a karşı gelir… Süryanice, Graf-Uçmak: 1281: Qirso-Süryanice, “Savaş”… Süryanice, Hedso Gaboro-Fikir Kahramanı: 1281: Naka-i Salih… Süryanice, Dahbo Qonezqo-Altun tepsi: 101: Gusto… Almanca, Malbaum-Mayıs Ağacı: 101= 1100: Atlas-Kürsî altı, Allah’ın yaratma mahalli olan bir sema tabakası… Süryanice, Dahbo Gfofto-Altun tepsi: 1593: Tasadduk-Sadık ve gerçek olduğu tahakkuk etmek… İstikbâl-Gelecek zaman. Gelen bir kişiyi karşılamak: 1593: Nakş-ı Kadem-Ayak izi. Amel nakşı… Mehdi Muhammed Kısakürek: 1592: Mehdî Muhammed Salih Mirzabeyoğlu)

*

Boşnak dilinde, PATALA-Konak: 435: İLM-İ HURUF-Harfler ilmi. “Kültür. İrfan”… Süryanice, GELFONO ESAR-Kanat takma: 435: ŞAHYO HFUĞYO-Bomboş Devir. “Atlas Tabakası”. (Bütün semalar, Faal Allah’ın iradesiyle vücut bulmuştur; Hareket-Devrin neticesi var olan varlık. Allah’ın yaratma mahalli Atlas tabakası, bütün Burçlara hisselerini veren ve o olmayandır. Allah, kulun ameli olan dua ve ibadetlerini kabul edince, onların dileğini nefsine vacip kılar ve yaratır; Süleyman Aleyhisselâm’da tecelli eden “Rahmanî” hikmet)… Süryanice, MAŞLMONUTO MQABLUNO İDACTO-İslâma muhatab anlayış: 1434: ARCO DA’QRUBO-Süryanice, “Savaş Meydanı”nda.

*

Farsça, İMARAT-Konak: 712: QENTRON D’ROCUTO-Süryanice, “Buluşma yeri”… Rusça, SUDEBNAYA MEDİTSİNA-Adlî Tıbb: 712: KURBİYET-Bir şeye kendi gayretiyle, ameliyle yaklaşmak. Yakınlık kazanmak. Yakınlık… TAKRİB-Yakınlaştırma. Tahmin. Yolunu bulma: 712: AHLAF-Halefler… Boşnak dilinde, STOLJECE-Yüzyıl. Asır: 712: ŞRURU-Süryanice, “Ot”. (İbranice, Ot: Harf… Rüyâ: Ot. Uykuda görülen suretler… Süryanice, Helmonoyo-Rüyâ gibi: 154: Mehdî Muhammed)… Süryanice, ŞRORO-Hakikat:  712: QEŞTO-Süryanice, “Yay. Yakınlık”. Mesheden.

*

Süryanice, QURQSO-Düğme: 282: KÂMKÂR-İsteğine ulaşmış. Hedef ve gayesine ermiş. Mutlu, bahtiyar, mesud… İbranice, AFRA-Maden filizi: 282: ARABÎ-Arabça, “Kendini ifâde eden. Tabirci”… Süryanice, FERMİTO-Düğme: 6737: DERVİŞ MUHAMMED SEMERKANDÎ-442 mührü. “En büyük ebcedle”.
 

İTTİHAD
(ŞATRANC-I UREFA’DAN)

 
Şatranc-ı Urefa’nın 61. Kabı, İTTİHAD-Birlik olmak. Bir’den olmak: 1414: SENCER Kartal + HASAN Meriç. (Birincisi, Metris Cezaevi’nde, ikincisi de Bandırma Cezaevi’nde, 28 Şubat hukukunun bol kepçe cezasıyla mahkûm ve sonra 2000 yılında şehîd edilen kardeşlerimizden; ve Bandırma Cezaevi gazilerinden Halil Kantarcı, bildiğimiz üzere 16 Temmuz 2016’da yine soylu bir direniş kahramanı olarak, o arkadaşlarına katıldı; şehîd oldu… Sencer: Ölçen, tartan, değerlendiren… Kartal-Ulu ruh. “Kartal Cezaevi: Benim Telegram İşkencesi’ne başlanan yer. Hâlâ, dışarıda devam eden”: 732: Abdülhakîm Koltuğu… Hasan-Güzel: 118: Çocuk-“Hikmeti hatırda. Köprü”… Meriç-Çalkantılı, dalgalı. Mustarib, sıkıntılı: 3243: Derviş Muhammed-Üçyüz Otuz İki mührü… Vefat tarihi 16 Temmuz, Allah Sevgilisi’nin Hazret-i Ebubekir ile Mekke’den Medine’ye Hicreti ile tevafuk eden Halil Kantarcı’nın, soyadı: Ağırlık ölçen, hudutsuz vezinlerle ölçen: 765: Feşfeşe-Uykudan uyandırmak. İntibaha vesile olmak)… Süryanice, TUBO-Tohum: 414: TOBO-Süryanice, “Güzel. Ruhî değer, ruha nisbet”… Lâtince, TUBO-Elbise. “Sıfat”: 414: TUBO-Süryanice, “Saadet”… Süryanice, TOBO-Akıl: 414: ANLAMAK yok çocuğum, anlar gibi olmak var / AKIL için son tavır, saçlarını yolmak var. (Üstadım’ın, “İkimizin şiirlerini yazıyorum!” dediği Noktalamalardan)… KUSTO MÜHRÜ: 1414: GAVN ŞAYO-Süryanice, “Gök Mavisi”. Kelime-i Tevhid nuruna işaret eder… İbranice, KAVUŞ-Fethedilmiş. Salih Aleyhisselâm’da tecelli eden “Fütuhî” hikmet hatırda. Cem ederken ve nefyederken, davasını isbat eden: 1413: FORENSIC MEDICINE-İngilizce, “Adlî Tıbb”. (Adlî Tıbb, malûm olduğu üzere, BD-İBDA sisteminin tatbikine dair bir tez, metod… “İslâm’ın zaten kendi sistem” diye içi doldurulmamış bir lâfla geveleyenlere: Sistem, neye âit ise, ona göre bir mânâ ifâde eder. Meselâ, “Kâinat’ta herşey kelimeler hâlinde Lûgat’ta toplu” derken, Lûgat’ın Lûgat olarak bir sistem olduğunu bile, biz bildirmiş oluyoruz. Nasıl ki “Lûgat zaten sistem, sisteme ne lüzum var?” denemezse, Allah ve Resûlü’nün bildirdiklerinin tatbiki de, bizim herbiri birbirinin içinde “Duygu, düşünce ve iradî faaliyetlerimiz”e mevzudur; hepsi amelîmiz’e dair… Nasıl?.. Mesela, Adlî Tıbb tezimiz buna dair; ve umumî heyeti “Ölüm Odası” mevzuları içinde, bizzat görünen… Tohum belli, bir Hadîs: “İlimler, din ilimleri ve Tıbb ilimleri olarak ikiye ayrılır!”… Topyekûn Kâinatı, İnsan aksiyonuna mevzu kılan bir bildiri… Bütün ilimlerden, lûgatta kelimelerin toplanması gibi değil, ondan ne yaptığını gösterici, bizzat hayatımızın kendi bir amel mevzuu diye anlamak; sistemleştirmek. Yeni bir dünya nizamından, Devlet’e, Topluma ve Ferdî hayatımızın “Hadd-i Zat”ını aramaya kadar herşeyi kuşatan!)… Bir not: İttihad ile İttifak’ı birbirine karıştırmamak gerek… Sistem, gerçek ittihad fikrinden doğar!


Baran Dergisi 499. Sayı