LEVHA: 8 Eylül 1987… Biri bana 1919 yılının İngilizce söylenişini soruyor… Söylemeye çalışıyorum; sonra da, Hoca olduğunu, Faik’e sorarsa onun daha iyi bilebileceğini söylüyorum!..

*

İngilizce, NİNETEEN NİNETEEN-Bindokuz yüz ondokuz: 1126: SOHARTO MALYO FARDOYSO-Süryanice, “Dolmabahçe Sarayı”… Arabça, ELF VE TİSAMİE VE TİSATE AŞERA-Bindokuz yüz ondokuz: 2194= 196: MQAFHONO-Süryanice, “Boksör”. (Muşt-Yumruk. Boksör: 740: Mütefekkir)… Süryanice, MİSAMCLO MHAMAD-Derviş Muhammed: 1196: MANZUR-Görülen, bakılan, nazar edilen. Beğenilen. (Manzur-u Nazar-ı Piran-ı Kiram-Keremli Pirlerin Nazarlarına görünen… Abdülhakîm Arvasî Hazretleri’nin üç yüzlü mührünün bir yüzünde bulunan lâkabı)… NUN: Balık. Kalem. Kılıç… MA’FÜVV-Affedilmiş. Bağışlanmış. İstisna edilmiş, müstesna kılınmış, ayrı tutulmuş. (Nun harfi, Allah’ın Nur ismi, 4. Sema mertebesi, Kamer menzillerinden “Gafr-Örtülmüş, gizlenmiş”e işaret eder… Gafur: Kullarının günahını örten Allah… Gaffure: Yengeç): 1919: SALİH İzzet Mirzabeyoğlu.

*

2. Mahmud döneminde, Ramazan Ay’ının 15. günü Topkapı Sarayı’nda, (Erkân’dan olanlara-ileri gelenlere), Hırka-i Şerif ziyaretlerinden sonra verilen hediye; DEST-İ mal denilen mendil; Hırka-i Şerif’in üstüne konduktan sonra, öpülen ve ziyaretçilere kalan… 1918’den 1922’ye kadar Saltanat’ta kalan 6. SULTAN MEHMED VAHİDÜDDİN’in zamanında ABDÜLHAKÎM Arvasî Hazretleri ve refakatçisi ŞAKİR Efendi’nin de bu ziyarete gidişi; orada Efendi Hazretleri’ne itibar olarak verilen 2 destimal ve Efendi Hazretleri’nin birisini dönüşte nedimi Şakir Efendi’ye hediyesi; “bak bu keramet!” demesi… SULTAN Mehmed Vahidüddin: 365: ENDİŞ-Düşünen, mülahaza eden… NEŞUT-Bir balık cinsi. Kovası katı çekilmeyince su çıkmayan kova: 365: KARİNE-Bilinmeyen bir şeyin anlaşılmasına yarayan ipucu. İşaret… NÜŞUT-Tohumun uç vermesi: 365: AFREYE-Horoz ibiği. (Halid bin Velid’in bir namı, “Ebu Süleyman-Horoz”dur!)… Destimal’in dört köşesine işlenmiş bir mısra; iki beyit… DESTİMAL-Mendil: 535: DERVİŞ MUHAMMED SEMERKANDÎ-442. (En küçük ebcedle)… DESTAR-ÇE-Mendil: 1672: MEHDÎ DERVİŞ MUHAMMED… DESTİMAL’in üzerine işli iki beyit’in toplam ebcedi: 9966: MEKTUBAT-ISDA’. (Isda’: Yankı. Aksi sada)… ZILALE-Gölgelik: 1966: YOLUMUZ, HÂLİMİZ, ÇAREMİZ-Üstadım’ın bu konferansını dinlediğim tarih… Aynı ebcedle, SEYYİD ABDÜLHAKÎM ARVASİ + NECİB Fazıl Kısakürek + İZZET Erdiş.

*

BİRİNCİ BEYİT: Hırka-i Fahr-i Resûl’e Atlas-ı çarh olamaz pây endaz / Yüz sürüp zeyline takbil ederek kıl Şerif-i Ümem’e arz-ı niyaz. (Peygamberler’in medhine Sema’nın Atlası ayak yaygısı olamaz / Eteğine yüz sürüp, ümmetlerin şefaatçisine et arz-ı niyâz!)… BİRİNCİ Mısra’nın ebcedi: 2889: TEFATUH-Muhakeme olmak. Bir nesneye başlamak… ZAMAN-Kefil olma, kefillik. Zarara karşı kefil olma, garanti: 1891: MEHDÎ. (En büyük ebcedle)… İKİNCİ Mısra’nın ebcedi: 3025: DİBACE-Mukaddeme, başlangıç, önsöz… HAKK-Kazıma. Maden üzerine bir yazı işleme: 1027: FOLUTİN MALYO FARDOYSO-Süryanice, “Dolmabahçe Sarayı”… BEYT’in Toplam Ebcedi: 5914: Mührün yapıldığı tarih… MEFHAR-İftihara, övünmeye sebeb olan şey: 1919: TEŞEKKÜR-Şükretmek.

*

İKİNCİ BEYİT: Hırka-i Fahr-i Resûl’e mesh olunmuş destimal / Bûy-i feyz ihsan eder pirayen-i YUSUF misâl. (Resûl Fahrli Hırkaya mesh olunmuş destimal / Feyz kokusu ihsan eder YUSUF ziynetinde misâl!)… BİRİNCİ Mısra’nın ebcedi: 2830: RUCUTO GABORO-Süryanice, “Fikir Kahramanı”… ELF VE ERBAA MİAT-Bin dörtyüz: 831: MÜTERAFIK-Birlikte bulunma… AHİR-Vücudunun sonrası olmayan mânâsında Allah’ın 99 güzel isminden biridir. (Ha harfi, Allah’ın Ahir ismi, Heba mertebesi, Kamer menzillerinden Deberan’a işaret eder; Boğa Burcu’nda yer alan 5 yıldıza): 832: NASLIHÂN… Süryanice, EŞİTO MALYUTO URİTO-Dolmabahçe Sarayı: 1832: DERVİŞ MUHAMMED… İKİNCİ Mısra’nın ebcedi: 2191= 193: EL-MANİ’U-Allah’ın, “dilediğini engelleyen” mânâsında 99 güzel isminden biridir… Süryanice, FRESTO MALYO FARDOYSO-Dolmabahçe Sarayı: 1192: MEDLO D’NUNE-Süryanice, “Balık Kovası”… Süryanice, SAYDO D’NUNE-Balıkçılık: 1192= 193: MENAKIB-Menkıbeler. Hayat hikâyeleri.

*

MAHİGÎR-Balık tutan, balık avcısı: 1286: KERRUS-Büyük başlı. “Üstadım’ın Bahriye Mektebindeki lâkabı”… FÜRUG-Nur. Ziyâ. Aydınlık. Işık. (Üstadım’ın, Akıncı Güç kadrosuna ithafı, henüz 3. sayısında, IŞIK: “Hiç beklemediğim bir zamanda, hiç beklemediğim bir mekândan bir ışık fışkırdı. Daima böyledir. İlâhî tecelliler hep böyle tepeden inme gelir. Allah’ın tecellileri yapmacıksız ve zorlamasız, boynunuz bükük, köşenizde otururken görünüverir” diye başlayan…): 286: NAKA-İ SALİH-Salih Aleyhisselâm’ın mucizesi. (Salih Aleyhisselâm’da tecelli eden hikmet, “Fütuhî”; kendinden zuhur hikmeti, nefyederken isbat eden, nefsinde rahat bulan… Mucizesi, inanmayanların istemesi üzerine, Allah’ın doğrudan lütfu eseri, bir kayanın yarılarak içinden bir deve ve iki yavrusunun çıkması… Fütuhî-fetihler: 499: Abliya Malyo Fardoyso-Süryanice, “Dolmabahçe Sarayı”… Yunanca, Anatolia-Anadolu: 1499: Metin-Sağlam. Dayanıklı. Güvenilir. Metanet sahibi… Anadolu: 94: Sad-Yüz sayısı… Miat-Yüz sayıları: 441: Tahattüm-Mühür vurma)… İRFAD-Hediye verme: 286: İFRAD-Ayırmak. Tek olarak söylemek… EN-NUR-Allah’ın 99 güzel isminden biri: 287: GAFUR-Çok mağfiret ve merhamet eden. “Bir Kamer menzili, İlk Kalem mertebesi ve Allah’ın Mübdi’ ismi ile ilgili”… Süryanice, ABORONOYO-Gri. Kül rengi. (Yevmiye: Efendi Hazretleri Taha’ya –torunu– benzerdi, hafif topluydu; üzerinde genellikle gri cübbe olurdu!): 287: QARNO D’DAHBO-Süryanice, “Altun Boynuz, Haliç”… HALİÇ KONGRE MERKEZİ: 1043: DERVİŞ MUHAMMED-442 mührü.
 

BİR MAKALE İZİNDE

 
LEVHA: 3 Ağustos 1993… Gazeteden kestiğim bir MAKALE’nin ilk paragrafını sesli okurken, ateşli bir şekilde tenkidini yapıyorum… İkinci paragrafa geçerken, ESSEYYİD Abdülhakîm Arvasî Hazretleri’ni, elindeki bir gazetenin parçasını –ki külâha benziyordu!– parmaklarıyla karıştırır gibi görüyorum… KÜLÂH’ta ve parmaklarının arasında, ÇİÇEK TOHUMU gibi, KUST otu varmış!..

*

MAKALE-Bir bahsin kaleme alınışı. Söylenen söz. Söyleme. Söyleyiş. Kelâm. Nutuk. (MA’KAL-Sığınılacak ve saklanacak yer. Kale. “Kale: O dedi”: 240: KKM): 176= 1175: KUSTO-Topalak otu. Suadî, Arab şâirlerinin aşıklar için kullandıkları mecazî bir isim… Arabça, BUZUR ZEHRA-Çiçek tohumu. (Buzur-Tohum: 908: Salih İzzet Mirzabeyoğlu… Zehra-Çiçek: 612: Derviş Muhammed… Zehre-Çiçek. Beyaz, berrak, süs, ziynet. Kahramanlık, yiğitlik. Öd, safra: 217: Rabıta-Münasebet. Bağ. Raptetmek): 1520: DERVİŞ… SEYYİD FEHİM ARVASÎ: 521: MÜSTEHVİ-Hayran eden, akıl alan… ŞAKİR-Allah’a şükreden: 521: TAKVİYE-Kuvvetlendirmek, kuvvetlendirilmek… TATBİK-Yakıştırmak. Yerine getirmek. Karşılaştırmak. Bir kaide, kanun veya hükmü yerine getirmek. Kıyas ve tahmin etmek. Benzetme, uygunlaştırma: 521: TE’LİF-Barıştırmak. Ülfet ve imtizac ettirmek. Eser yazmak. Noksan bir adedi bine çıkarmak. “Elif’e irca etmek”. (Üstadım ve ben)… EL-FETTAH-Kapıları açan: 520: MSİDTO-Süryanice, “Balık Ağı”. (Süryanice, Gufo-Balık ağı: 92: Muhammed-Allah Sevgilisi’nin tekrar tekrar övülmüş mânâsında ismi)… Süryanice, NAVOCONUTO-Takdim: 1521: TOB TOB MBARYUTO-Süryanice, “İfrat hâlde tecrit”… “EBU SÜLEYMAN” MİRZABEYOĞLU: 1522: CUTMANOYO-Süryanice, “Osmanlı”… MA-FAT-Elden çıkan şey. Kaybedilen. Kaybolan: 522: İFTİTAK-Rehinden çıkarma, rehinden kurtarma. (Fekk-i Mühür: Rehin verilen mührü kurtarıp çıkarmak. Derinleştirmek. Kurtarmak)… Arabça, İHTİLAT BİLESABİ’-Parmaklarıyla karıştırmak. “Bir işte parmağı olmak, dahli olmak”: 1041 + 197= 1238: ZEKERİYA-Kendisinde “Mâlik” hikmeti tecelli eden Peygamber. (Kudret ve tasarruf sahibi, hem rahmet, hem azab ile imtihan edilen, şehîd)… Süryanice, MALYO GANTO B’GAV KUSOYO-Dolmabahçe içinde gizli “idi”: 1544 + 1197= 2741: DERVİŞ MUHAMMED-442 mührü. “En büyük ebcedle”.

*

DOLMABAHÇE (Süryanice, B’gav Kusoyo-İçinde gizli: 1197: Menkabe-Büyük adamların hayat hikâyeleri): 100: ULÂ-Şanlı, şerefli kimse… Süryanice, MALYO BOGO CAL KUSOYO-Dolmabahçe içinde gizli: 1323: AHMED Devranî… Süryanice, MALYO FARDAYSO CAL KUSOYO-Dolmabahçe içinde gizli: 667: TURANÎ… AHMED TATAR: 1055: NECİB-Soylu, asil… BİR HAYAT: 10. yüzyılda yaşadığı anlaşılan bir Bizans Ordusu Kumandanı, ismi “Çekiç” mânâsına gelen HAMMER… Milâdî 984 senesinde, Abbasiler’le Bizanslılar arasındaki bir savaşta, Seyyid Battal Gazi ile karşı karşıya geliyor… Sonra, müsabaka(?) şeklinde onunla karşılaşması… 2 gün yenişemiyorlar; üçüncü gün yeniliyor ve şehadet getirerek Müslüman oluyor. Ardından, ayrılmaz bir dostluk ve Battal Gazi ile birlikte gazaları… Kıstantiniyye kuşatmalarından birinde Şehîd düşmesi ve Şehîd düştüğü yerde defnolunması; tabiî olarak, o zaman Dolmabahçe bölgesi farklı… Dolmabahçe Sarayı’nın yapımı, kendisinden birkaç Padişah önce başlayan Abdülazîz Han’da, kemâlini buluyor… Abdülmecid dönemi ve o zaman içinde bir rivayet: Sultan Abdülmecid, rüyâsında AHMED DEVRANÎ Hazretleri’ni görüyor ve “Sultanım, senelerdir ben burada sıkılıyorum, kurtar beni!” demesi üzerine, Dolmabahçe Sarayı’nın Camlı Köşkü karşısındaki Vişneli Sokak’ta bulunan Türbe, ihya ediliyor, yaptırılıyor.

*

Hep aynı kahraman ve şehîd… Ahmed Tatar. (Anadolu’ya gelmiş bir menşe ve Bizans döneminde orduya katılması ile ilgili olabilir, “Tatar” lâkabı): 1057: Mecid-Azametli, şerefli… Ahmed Turhan. (Turhan: Beş bin kişi başında bulunan Kumandan’a Bizans döneminde Rumca böyle denirdi… Tur-Han: Han mührü… Tur-Han: Han Deviri): 914: DERVİŞ MUHAMMED-332 mührünün yapıldığı tarih (1914)… Ahmed Turhanî: 924: Cumhuriyet sonrası ve Abdülmecid’in yurttan çıkarılması… Ahmed Turanî: 720: Nahşo Malyo Bustono-Dolmabahçe Sarayı… Ahmed Devranî. (Devran: Devir, felek, zaman. Deveran, dünya… Devr: Devir. Tur. “Balık”… Devr: Hafiye. Gizlileri, gizlilikleri araştıran): 1323: Malyoto Urito Cal Kusoyo-Dolmabahçe içinde gizli.
 

TEZ
(FEKK-İ MÜHÜR)

 
LEVHA: 10 Haziran 1991… 10-12 tane yazarı mevzu eden bir dergi… Hepsi hakkında kısa kısa bilgi verilirken, benim hakkımda birbuçuk sayfa ayrılmış… Üstadım’la benim resmim yanyana, aynı mevzu içinde… Üstadım’ın kafası yatar vaziyette; Hayran Hanım, “herhalde öldüğü için öyle!” diyor… Benim kafa resmimde, başımda kırmızı bir fes ve güleryüzlüyüm… Yazıda baştanbaşa benim methedilişim… “Hukuk Fakültesi’nde okurken TEZ hazırlayıp doktora yaptı ve bitirmesine lüzum kalmadan mezun oldu!” diye yazıyor!..

*

Süryanice, MĞALTO-Dergi. (Mecmua-Toplanıp biriktirilmiş ve tertib ve tanzim edilmiş şeylerin hepsi. Seçilmiş yazılardan meydana getirilen kitab. Risale. Koleksiyon: 164: Desak-Bir kabın dolduktan sonra taşıp dökülmesi): 1477: KABTAN KUSTO MÜSLÜMAN… MUHARRİR-Yazan. Tahrir eden: 448: MÜTEEHHİB-Kendi kendini hazırlayıp yetiştirmiş kimse… METH-Kuyudan su çekmek ve sulamak. (Vav harfi, Allah’ın Refiu’d derecat ismi, Yüksek mertebeler ve Kamer menzillerinden “Rişa-Balık karnı” ile ilgilidir; Kuyudan su çekmekte kullanılan urgan): 448: HATM-Hâlis, saf. Sağlamlaştırma. (Hatm, kuş gagası, bütünleme, tamam, mühür)… MUHTAZAR-Ölüme hazır. “Ölmemek için mazereti olmayan”: 1448: MUSA Mirzabeyoğlu.

*

MEDİH-Övmeye sebeb olan şey. Övme. Övme mevzuu: 62: NACBO-Süryanice, “Karga”. Ululuk rengi, siyah… KERAKER-Karga. Kuzgun: 441: MİAT-Yüz sayıları… TESLİS-Üçleme: 1440= 441: TEM-Süryanice, “İkiz doğmak”… QARNO-Süryanice, “Boynuz. Kavanoz. Birikim. İhlas. Atlas”: 1260: XERÇENG-Kürtçe, “Yengeç”. (Kamer menzillerinden “Yengeç, Seretan-Nath, Tos vuran hayvan” menzili, İlk Kalem mertebesi ve Allah’ın “Mübdi’-Güzel Yaratıcı” ismi ile ilgili)… Arnavutça, NIJE-Bir: 62: BÂTIN-Allah’ın, “Zuhurunun şiddetinden gaib” mânâsına gelen 99 güzel isminden biridir… Romen dilinde, UON-On. (Kıpçak Lûgatı’nda, On-Gözetmek, murakabe etmek: 56: Mübdi’… Hintçe, Do-İki. “Kâinat; hasse ve hisse gelen. Her şey zıddıyla kaim”: 56: Ene-Karaçay Malkar Lûgatı’nda, “Anlatmak, bildirmek”, konuşan)… Yakut, Tuva dilinde, DAVAN-Ayak. Kab. (Balık Burcu, unsuru Su, yıldızı Müşteri, vücutta tesir yeri Ayaklar, simya’da Yansıtma safhası): 62: MÜTEFEKKİR Mirzabeyoğlu… Süryanice, ABDON-Kayıb: 2063: BİRTO MALYO FARDOYSO-Süryanice, “Dolmabahçe Sarayı”. (Farkında olunmadan bulunan, ikinci bulunuşu evde, hem mânâsı bilinen Mühür: Derviş Muhammed-442).

*

İspanyolca, TEZ-Ten, vücut. Deri. Ten rengi. (Kalkan. Vücut kuvvesi… DAVUD-Kendisinde Vücudî hikmet tecelli eden Peygamber’in ismi: 15: BD-İBDA… Sümer dilinde, Ninum-Bir dokuma tezgâhı-“Büyük Doğu ruh ve anlayışı”: 2154: Bütün Fikrin Gerekliliği-“Hukuk Fakültesi’nde iken oluşan ve başlıbaşına bir sâbit, usûl ve metod işi”… Süryanice, Lo Methazyono-Gizli: 565: Sfiquto-Süryanice, “Boşluk. İflâs, tükenme, ihlâs. Hiçlik, leys”… Allah’ın yaratma mahalli Atlas tabakası, Burçlara hisselerini veren, ama kendi onlar olmayan bir boşluk ve hiçliktir. Zıddına yer vermeyen bir Metanet ile kula Leysîlik olarak hitab eder… Yevmiye: “Bomboş bir devirdeyiz!”… Fürfür-Beran. Semiz ve besili koç. “Koç Burcu, simya’da Kül etme safhası”: 565: Seyyid Abdülhakîm Arvasî): 408: TAHAZZUR-Hazır… Süryanice, TOB-Tövbe etmek. “Kamer menzillerinden Gafr”. (Arnavutça Gaffure: Yengeç): 408: L’AKSURYA-Süryanice, “Nefyetmek”. “Faydalıyı tutup, zararlıyı atmak. İsabet üzere dışta bırakmak”.

*

İngilizce, TEN-On sayısı. (Aşr-On. On adetten birini almak: 570: Sistem): 451: SALİH MİRZABEYOĞLU… Süryanice, MEHDO-Tez: 55: NECİB-Yontma… MEHDO: 59: MEHDÎ… Arabça,  ZAHİRA ÂLEMİYYE-Takdim yazımın alt başlığı, “Dünya Çapında Bir Hâdise”: 2057= 59: METHAKBUNUTO-Süryanice, “Hikmet”… Hintçe, PAÇBAN-Ellibeş sayısı: 59: ABNO-Trafik işareti, taş. “Yolu gösteren, istikamet gösteren”… KEHHAL-Göz hekimi, göz doktoru. (Yevmiye: Ne kadar çok düşünüyorsun, ne kadar çok; uykumda bile uyanıkmışım gibi net düşünüyorum… Büyükler karşısındakinin hâlini üzerine almaktan öyle hoşlanırdı ki; suya düşen müridi bir yerde titrerken, tiril tiril titreyen… Neler, neler!): 59: HAMÎ-Himaye eden, koruyan… AHMED FARUKÎ-İmâm-ı Rabbanî Hazretleri. (Mektubat-İmâm-ı Rabbanî Hazretleri’nin baş eseri: 1868: Necib Fazıl Kısakürek-Salih Mirzabeyoğlu): 450: HELTO-Süryanice, “Tez” BD-İBDA… Büyük ebcedle, ABDÜLHAKÎM: 450: TEVLİD-Çocuğu doğarken almak. Terbiye etmek. Beslemek… METOD-Yol. Usul. Kaide. Sistem: 450: DÜ-GİTİ-İki âlem. Dünya ve ahiret.

*

ADLÎ TIBB. (Hadîs: “İlimler iki çeşittir. Birincisi Din ilimleri, ikincisi Tıbb ilimleri”… Tıbb ilimleri, bütün ilimleri kapsar: Zâhir yönüyle hüner, bâtın yönüyle nefsî bilmeye dairdir): 125: FEHEM-Anlayış. “Fıkıh”… ADLÎ TIBB TEZİ: 543: MEREC-EL BAHREYN-Kabaran iki denizin birleşmesi… TASABBUN-Sabunlaşma. Sabun gibi köpürme. (Karaçay-Malkar Lûgatı’ndan, Sabun: Mühür): 543: PEŞ-GİR-Havlu. El bezi. “Destmal”… TELKİB-Lâkab vermek, isim takmak: 1543: DERVİŞ MUHAMMED SEMERKANDÎ-442. “En küçük ebcedle”. (Süryanice, Qalmo-Bit. Zirve: 82: Derviş Muhammed Semerkandi. “En küçük ebcedle”… Semerkandî: Semer-Kandî… Semer-Rahatlamak. Koltuk. Kürsî. “Semere, netice. Meyve toplamak. Gece. Gece anlatılan hikâye: 302: Kaptan Kusto Müslüman. “Noktalı harflerle”… Kand-Şeker. “Sekr”: 154: Helmonoyo-Süryanice, “Rüyâ gibi”… Rüyâ Tâbir Etmek: 673: Tecris-Sağlam fikirli etmek… Süryanice, Hato Kruğyo-Yeni Devir: 2152= 154: Mehdî Muhammed… Mehdî Derviş Muhammed: 1674: Salih İzzet Erdiş)… Süryanice, ZOQURO-Halı dokuması: 230: KUSTAS-Süryanice, “Büyük terazi”. (Terazi Burcu, simya safhasında Ulvîleştirme, Âlî kılma)… FAKÜLTE-Üniversitelerin mevzu bakımdan ayrılmış kısımları. Hassa, meleke, iktidar. Kabiliyet, kuvvet. (Adlî Tıbb’ın kolu): 542: Alamat-Uzun ve ince bir balık. (Hind denizinde çok olur ve yılana benzer)

*

DERVİŞ MUHAMMED SEMERKANDİ-332 mührü. “En küçük ebcedle”: 414: KUSTO MÜHRÜ… KUSTO MÜHRÜ: 420: HİDAYET-Doğruluk. İslâmlık… TEDCİC-Silâh kuşandırmak. (Silâh: 99: Üslûb-Tarz, yol. Biçim. İfâde tarzı… İdiyye-Bayramlık. “Mektubat”: 99: Cülus-Padişah’ın tahta oturması): TEBHİC-Güzelleştirme. “Ruhîleştirme”… KUSTO MÜHRÜ: 426: TAHDİD-Hudutlandırmak. Sınırlamak. Sınırı belli etmek. Tarif etmek. Bir şeyi kastetmek. Delmek. Keskin etmek. Derinleştirmek. Bilemek. İzzeti görünmek. (Üstadım’dan bir Noktalama: Bıçaklarım su oldu boyuna bilenmekten / Yandı benlik madenim, boyuna törpülenmekten!)… REHAKÂR-Kurtarıcı. “Kıst, adil”: 1426: TAHTGÂH-Başşehir. “Kıstantiniyye-İstanbul”.
 

DEVR-İ SANÎ

 
LEVHA: 17 Haziran 1988… MEHMED Sami Adalı… Benim bir şiirimi, bir tiyatro eserimin içine serpiştirmiş, oynuyor… Ve “Bir Adam Yaratmak öldü, yaşasın Gölgeler!” diye beni methediyor… Onun bu aşırı medhinde bir riyâ kokusu duyuyorum… Sonra ona, o oyunun nasıl oynanması gerektiğini anlatıyorum… Kaya Balaban bana, “aslında en büyük aktör sensin, bu bir gerçek!” diyor… Müthiş güzel bir hâli var… Ben de, “İşte bu yüzden uykucu ve miskindim!” diye, Babam’ın hâlimi anlamayışına imâda bulunuyorum!

*

GÖLGELER-1984’de basılan romanımın ismi: 308: ARVASÎ… Süryanice, GENYO-Gölge: 1067: GENYO-Süryanice, “Cam”. Ötesi görünen perde… DERVİŞ MUHAMMED SEMERKANDÎ: 1066= 67: ABLİYO HALYUTO BUSTONO-Süryanice, “Dolmabahçe Sarayı”… BITANE-Gizlenilen hâl. Sırdaş. Gizli şey. Bir şehrin –şöhret bulmuş şeyin– ortası, merkezi. Asfar, bir Kust otu nev’i, sıfır, sarı renkli, yazılı şey: 67: BEYYİNE-Âşikâr, açıklanmış. Gün gibi ortada delil. Kavl, bürhan… Süryanice, AYNO-Kim?: 67: CÜNUH-Yöneliş, meyil… CÜNDÎ-Süvari. Kaptan: 67: MUHİT-İhata eden. Etrafını kuşatan, çeviren. Büyük deniz. Büyük âlim. Mütefekkir… ZÂL-Harfi, Allah’ın Müzill ismi, Hayvanlar mertebesi, Kamer menzillerinden “Sa’du’l Suûd” ile ilgilidir; Derece almak, Mübarek, mübarek yıldızlar. (Cesed-Hayvan. Beden: 67: Gese-Süryanice, “Mal”. Mühür… Cirîş-Cesed: 503: Şecere-Ağaç. Kütük. Bir soyun bütün fertlerini gösterir cetvel… Cerş-Bir şeyin kabuğunu soyma: 503: İstilâ-Kaplamak. Yayılmak. Ele geçirmek. İşgal etmek. Meydanın sonuna gelmek. Hatm… Ciris-Balık. “Devr. Deveran”: 713: Karyuto-Süryanice, “Çile”… Süryanice, Şal Şlomo-Selâmlamak: 713: Mesorto-Süryanice, “Hamdolsun”… Devir: 1153= 154: Bütün Fikrin Gerekliliği… Ül’üban-Aktör: 154: Mehdî Muhammed): 1731: ABDÜLHAKÎM KOLTUĞU.

*

QALİL-Tez. Mehdo: 76: QOMUDO-Aktör… DERVİŞ MUHAMMED SEMERKANDÎ: 1076: LE HÜMA-O ikisi, o ikisi hakkında. (Mektubat-Isda’-“Mektubat’ın Yankısı”: 2966: Mehdî Necib Fazıl Kısakürek + Salih İzzet Mirzabeyoğlu)… NUK-Kuş gagası. (Üstadım’ın Vefatından bir gün önce, 24 Mayıs 1983 gecesine âit Levha: “Kuş gagasının bir ân yoğunluğunda dudağa benzerliği, topluluktan işarettir!” diye, hem görüntü, hem yazı okuyorum… Hatm: En son. Kuş gagası. Mühür): 76: KEVN-Varlık, var olmak. Mevcut âlem, kâinat. Mevcudiyet… FEKK-İ MÜHÜR-Mühür açmak: 345: İMAM-I RABBANÎ-(İkinci Bin yılın yenileyicisi… Yevmiye: Ben ilhâmımı Mektubat’tan alırım!)
 

ALEMDAR

 
Levha: (…) Mayıs 1997… Almanya’da bulunan Malatyalı Mustafa… RESÛLULLAH Efendimiz’i görüyor; elinde bir sopa (a’sa) varmış… Sonra sopa uzuyor, uzuyor ki uçsuz bucaksız… Sopanın etrafında sayısız veli ve mübarek zât… Sonra sopa metale dönüşüyor… Ve ucunda üçgen bir bayrak-flâma… Ve flâmayı tutar gibi, metal çubuğa sarılmış bir el… Mustafa (Fişengçi), elin sahibi kim diye bakınca, görüyor ki benim!

*

EL-BARİ’U-Takdir edici. (Esma-i Hüsna’dandır): 245: ALEMDAR… PİYES-“Bir adam yaratmak”: 1245: Mühür-“Derviş Muhammed”.


Baran Dergisi 445. Sayı