LEVHA: (…) Mart 2015… Kumandan’ın yüzü bembeyaz olmuş, Hastahâne’ye kaldırmışlar… Ben de ziyaretine gidiyorum… Farsça bir beyit imiş: “Sen olmasan benim yaşamam neye yarar?”… Bunu ÜSTAD için söylüyor… Onu alnından öpüyorum, o da benim yanağımdan öpüyor… Onu kastederek, “Siz olmasanız benim yaşamamın ne anlamı olur!” gibi bir şey kastediyorum! —(Mustafa Fişengçi)

*

HASTEHÂNE-Beden ve ruh hastalıklarının tedavisi için açılan şifahâne: 2721: HOGOROYO ELFO KUSTO-Süryanice, “Kaptan Kusto Müslüman”… ABDÜLHAKÎM KOLTUĞU: 1721: TAYONO HERMO-Süryanice, “Ölüm Odası”… Süryanice, TRUNUS-Taht. Kürsî. (Kef harfî, Allah’ın “Şekür-Şükürleri kabul eden” ismi, Kürsî mertebesi ve Kamer menzillerinden Nesre ile ilgili… Taht: 1400: Te harfinin ebced değeri… Te harfi, Allah’ın “Kâabid-Kısıcı, sıkıcı” ismi, Esir mertebesi ve Kamer menzillerinden “Kalb” ile ilgili): 723: FRAQTİKO-YO-Pratik. Amelî. (Süryanice, Raqmo-Sayılar, rakamlar. “Ebcediyyat, ilimler, asıllar, temeller”: 252: Kumandan… Rasâle-i Kudsiyye’den bir mısra, “Şeriat mahzenidir Şah-ı Ahmed”: 2250: Marco-Süryanice, “Hasta”… Süryanice, FUCO-Hasta. Haste masdarından, istenen, arzu edilen”: 95: SUDDAD-Sa’m-ı ebras” denilen kertenkele. Suya varılacak yol. Şeri’a, şeriat… Sa’m: Soymak. Tecrid. Derinlik… Sam: Ölüm, mevt. Yer altındaki altun damarı. Gök kuşağı. Ateş. Nuh Aleyhisselâm’ın oğullarından biri… Ebras: İnsanın rengini değiştiren bir hastalık. “Fakr”… Fakr: Kirin dökülmesi, nefs tezkiyesi… Hadîs: “Fakrım, fahrimdir!”… Sa’m-ı Ebras: 464: Htimo-Süryanice, “Mühürlü, mühürlenmiş, mühür sahibi”… Kurhono-Süryanice, “hastalık”: 376: Derviş Muhammed 332-En küçük ebcedle)… SEYYİD ABDÜLHAKÎM ARVASÎ: 1258: İNCİRAD-Mücerret olmak, tecrid olunmak. “Derin, derinleşilen”… URGAN-İp. Akl. Ölüm: 258: MİRZA… (YEVMİYE: Sende benim bu zamana kadar yokluğundan en çok şikâyet ettiğim mücerret fikir istidadı çok fazla… İfrat hâlde tecrid var! Herşeyde kıvam; kıvamı bozmayacaksın… —“İfrat hâlde olduğunu biliyorum Efendim!”… Tamam, çok güzel söylüyorsun; ifrat… Önce müşahhas bir realiteyi ortaya koyacaksın, sonra mücerret fikiri massedip-yedirip, yutturacaksın. Sana Akıncı Güç için de söyledim, Rapor’da da söyledim; âlelâdeyi bırakıp çok mücerrede dalıyorsun, anlamazlar! Ben mücerretler adamıyım, benim kumaşım mücerret… Benim hayatımı yazarken en dikkat edeceğin husus da bu; ben hep yedirdim, indim, hatta fazlaca indim. Bu millet saf fikirden anlamaz!.. Ama fikre de kıymamak lâzım. Benim yazılarımı anlamadıklarını söylüyorlar, dönüp tekrar okuyorlar… Ben öyle anlaşılmaktansa, böyle anlaşılmamayı tercih ederim!)… DARABE: Darbe. Vurmak. Fiil. Yeryüzünde yürümek. Arz’da yürümek, dolaşmak. Amelî, pratik… MESELÂ: Misâl olarak, söz gelişi. (Mesel: Suyun aktığı yer… Mesel: Bir umumî kaideye delâlet eden meşhur söz. Darb-ı mesel. Benzer, misil. Delil. Hüccet)…  DARABE MESELEN: 1573= 574: KİBTONO-Süryanice, “Hasta”… VELÎ Sözü: “Hüzün galib olduysa, ya Allah kulu özledi, ya kul Allah’ı!”… BEDEN uzuvlarıyla salih amel işlemenin güzel şükür olması hakkında âyet meâli: “Ey Davud, şükretmek için amel işleyin”… GÖĞÜS ve Karın Bölgesi’nin, KEMER Bölgesinin şükrü hakkında, bir İslâm büyüğü: “En aşağısı sabır, en yükseği ilimdir; yâni şehvet uzuvlarını sabrederek korumak, kalb evini ilim ve irfan nuru ile aydınlatıp oldurmaktır!”… Şehvet, nefsin meyil ve arzularıdır, bir şeyi fazla istemektir; bu cümleden olarak, yiyip içmek, çok uyumak ve cinsî arzu şehvettendir. Nefsin meyil ve arzuları, kemer bölgesi, aklın öncüsüdür; akıl, denetleyici bir güç, onun da kalb denetiminde olması… İçgüdüden, basiret ve ferasete, her insanda kıvam neyse, işin hakikatin hakikatinde de “Mutlak Fikir” gereklidir. Böyle bir ölçü çerçevesinde nefsin meyil ve arzularının hadleri sözkonusudur ki, “helâl şehvet” gibi tâbirler araya girmiş ve mesele “cinsî arzu” çerçevesinde anlaşılır olmuştur. Bu çerçevede de hassasiyet, yerinde de kınama, “cinsî arzu”da odaklanmıştır. Bu çerçevede de, meselâ “Müridd: Cinsî arzusu çok olan. Büyük ve geniş deniz” mânâları tuhaf kaçmaya başlamıştır. Cinsîyet, aslını arayan-cinsini arayan” nefsin bir yönü olmak üzere anlaşılması gerekirken, nefsin tâ kendisi mânâsını almıştır; yanlış!.. Cinsiyet’in “üreme” ile ilgisinin, mânâda üremeye misâl olmasını da göz önünde tutmak lâzım; tıpkı nikah’ın, “hüküm” ifâde etmesi gibi… YENGEÇ Burcu, Lâtince CANCER, Arabça SERETAN, unsuru Su, yıldızı AY, vücutta tesir yeri GÖĞÜS ve KARIN, simya’da ÇÖZME safhası… Hemze, Allah’ın Mübdî-Güzel yaratan” ismi, İlk Kalem mertebesi, Kamer menzillerinden “Seretan-Yengeç, Nath-Tos vuran, başvuran” ile ilgilidir… CEYL-Yengeç. Bâtın, kuşak. Nesil. İnsan topluluğu, zümre, kavim: 43: COBUDOYO-Pratik. Amelî… HALİÇ KONGRE MERKEZİ: 1043: VULE-Arnavutça, “Mühür”.

*

MARİSTAN-Hastahâne: 1752: İNKİZAZ-Yıkılma. Parakende olup dağılma. Kuş havadan süzülüp yere inme… İNTAŞ-Tohum toprakta çimlenme: 1752: ZEBAN-Dil, lügat, lehçe. Logos, yazıda başlık, kâinat nizâmı… VAHDET EL-KESRET. (Kesret-Çokluk: 1121: Elîf-Birinci harf. Allah’a ve Resûlü’ne işaret eder. Mertebe ve Menzillerin kendisine kalbolunduğu… Vahdet-Birlik. Teklik: 1417: Necib Fazıl Kısakürek): 1570: ALLAH SEVGİLİSİ’nin doğum tarihi… ŞİİR-İdrak, rüyâ, zirve: 570: SİSTEM… Süryanice, SARTONO-Yengeç: 752: ŞOMTO-Süryanice, “Balta”. (Derin kesen, derinleşen, İslâm’a muhatab anlayış; put kıran put)… KERAMET-İ KEVNİYYE-Kerâmet oluş, kerametle varolan: 752: ME’SURE-Ecdattan rivayet edilen. Rivayetle öğrenilmiş meşhur ve mühim haberler. Bir kılıç ismi. “Kurtubî”… HAKAN. (Rüyâda Üstadım’ın ismiyle çıkan yazı: Salih Mirzabeyoğlu Hükümdar’dır!): 752: İKTİRAN-Ulaşmak. Yaklaşmak. İki şeyin bir araya gelmesi. İki nimetin aynı ânda olması.

*

BİMARİSTAN-Akıl Hastahânesi. Adlî Tıbb. (Hadîs: İlimler iki çeşittir. Biri dinî ilimler, diğeri Tıbb ilimleri): 2764: FURKAN SÛRESİ 53. Âyet ebcedi. (Furkan: Hakla bâtılı birbirinden ayıran, bâtılı zâil eden… Furkan Sûresi, 53 âyet meâlî: “Ancak O’dur, O Zât ki, iki denizi salıvermiştir; işte bu –ırmak– tatlıdır, susuzluğu gidericidir ve serinlik verir; şu denizler ise tuzludur, hararet verici ve acıdır. O ikisi arasına da kudretinden bir mânia ve perde koymuştur”… Berzah: Mania… Perde: Hicran… Âyet’in ebcedi: 5761: Zât-ül hareket-Zatıyla hareketli, kendinden hareketli… Kürtçe, Stérk-Yıldız: 761: Naşitat-Meleklerden bir taife… Nihanhâne-Mahzen. Gizlenecek yer. Mağara: 1762: İstiğrak-Gark olmak, dalmak. Mânevî bir hâl. Metânet, metinlik)… HAYSEFUCE-Gemi dümeni: 764: KURBO D’TACLO-Tilkî deliği. “Kalb derinliği, gönül derinliği”… Süryanice, KAFO RUFROFO-Avuç içi titremesi: 765: NESİRE-Kuyu toprağı. (Nesre: Kamer menzillerinden, Kürsî mertebesi ve Allah’ın “Şekür-Şükürleri kabul eden” ismi ve Kef harfiyle ilgili!)… SERVAKT-Vaktin sahibi: 762: AZÎNE-Cuma veya bayram günü… Farsça, EGER Tu Budi Zendegiyyu Men Ce Fayide Bud?-Sen olmasan benim yaşamam neye yarar?: 950: HOŞUBUTO GABORO-Süryanice, “Fikir Kahramanı”.
 

SERETAN MENZİLİ
 

LEVHA: 7 Kasım 1988… Nalân Said’e, rahmetli Üstadım’ın doktora muayene olunca, doktorun ona vücudundaki hücrelerin artık yenilenmediğini belirteceğini söylüyorum… Üstadım’ın yanında otururken, o, önündeki ilâç şişelerini göstererek, doktorun artık hücrelerinin yenilenmediğini belirttiğini söylüyor… Ben teselli vermek içinmiş gibi, bu durumu daha önce ablama söylediğimi belirtiyorum… Üstadım bu mevzuda hiç üzüntülü değil; tam tersi, kilo almış, dinç ve neşeli… Bana iltifat ve medihte bulunarak, “benim bütün korkum, ben öldükten sonra Salih’in reddedilmesi!” diyor… Nitekim öyle olmadı mı? Beni gömmek üzere bütün alçaklar meydana çıktı!.. (Telegram, meydanda görünmemek üzere hepsinin yerini aldı!)

*

ÜSTADIM’ın vefat ettiği tarih: 1983… SEYYİD Abdülhakîm Arvasî-NECİB Fazıl Kısakürek: 1983: İZZET Erdiş… 1 + 9 + 8 + 3: 21: Elif + Tı + Ha + Cim… Süryanice, AYDO?-Kim?: 21: AYDO?-Süryanice, “Ne?”… Süryanice, ZAGZAGA-Bir nesneyi gizlemek: 2019= 21: AYDÎ-Süryanice, “Şükretmek”… ELİF - Tı + Ha + Cim. “En büyük ebcedleri”: 2189: MUKADDİME-Takdim. Öne geçen. Herşeyin evveli. Alın. Alındaki perçem. (Nasiye: Çehrenin gösterişi, alın, yüz… Nasiyye-Nass oluş. Kur’ân hükmü. Kat’ilik, şübhesizlik, kesinlik: 1156: Gonk-Tokmakla vurulunca yankılanarak dalga dalga ses yayan, haber, ikaz, uyarma, duyuru niyetli kullanılan tunçtan yapılmış âlet… Takdim yazımda geçen Naslar, Rahman Sûresi 19-20. ve Furkan Sûresi’nin 53. âyeti… Yevmiye: İstikbâl İslâmındır isimli eserimi dinlerken, “Önce Kaptan Kusto’yu vereceksin! Önce gongu çalacaksın, herkes dönüp bakacak!”… Minsee-Â’sa: 156: Mekmun-Gizli, saklı)… ITFAK-Maksadına eriştirme, gayesine vardırma: 1191: KLAS-Boşnak dilinde, “Başak”. (Se harfi, Allah’ın “Rezzak-Rızık veren” ismi, Bitkiler mertebesi, Kamer menzillerinden “Sa’du’l Bul’a” işaret eder… Sa’d: Kut. Uğur. İyilik, mubareklik… Sa’d: Zahmet, meşakkat. Mihnet… Bu’la: Değirmen taşının zâhire dökülen yeri… Değirmen, mecazen “gökler”dir… Rızık: Maddî ve mânevî gıda.. Başak Burcu, Arabça Sünbüle, unsuru Toprak, tabiatı Kuru-Soğuk, türü Birleşik, yıldızı “Utarid-İkizler”, vücutta tesir yeri Bağırsaklar, simya safhasında Damıtma… Se-Kürtçe “köpek”: 500: Estaqbal-Süryanice, “Olmak”… Tag: Köpek. Basar. Sezgi. Kalb gözü… Arnavutça, Zorre-Bağırsak. “Faydalıyı damıtıp, zararlıyı atan”: 1417: Necib Fazıl Kısakürek… Arnavutça, Zorre Hulle-İnce bağırsak: 1496: Mehdî Salih Mirzabeyoğlu)… SEYYİD Abdülhakîm Arvasî-NECİB Fazıl Kısakürek: 1983= 984: EBA Etan Kutvaniyyetan-Kutvanî iki aba… İZZET Erdiş: 1983= 984: OSYUTO KİNOİT-Süryanice, “Adlî Tıbb”.

*

SERETAN-Kanser hastalığı. Yutmak. Yengeç. İkizler Burcu ile Aslan Burcu arasındaki Burc’un ismi. Rumî 9 Haziran’da başlar. (1983 senesinin Ramazanı, 12 Haziran’da başladı… Arabça, Menea’-Men etmek, engel olmak, çevrelemek. Tahdit etmek. Akıl kökü. İp. Ölüm: 3165: Rahman Suresi’nin, 19. ve 20. âyetleri toplamı. “Berzah’la ilgili”… Arabça, Hasara-Çevrelemek. Kuşatmak. Hasar. Akıl kökü. “Akıl, ruh keyfiyetinden bir şubedir”: 1262: Eras-Başı büyük olan kişi. “Üstadım’ın, Bahriye Mektebi’ndeki lâkabı”… 1983 tarihli, Ramazan sayfası için yazdığı şiirlerinden biri: “Akıl sormaya memur / Gökleri kalbur kalbur / Eliyorum!”… İzzet-Men, tenzih, münezzeh tutulan: 1477: Cousteau-Fransızca Kusto. “Kusto, belirli müddet”… Muamma-Bilmece. “Hadd-i zât”: 477: Tekno-Süryanice, “Sanat, marifet, hüner, ustalık, meslek, kurnazlık, hud’a”… İzzet, “zayıf iken kav’i ve kuvvetli olmak” mânâsıyla, akıl bahsinde, “ruh, ölüm, ip” mânâsındadır!): 311: MURCONO-Süryanice, “Hastalık”… CEYL-Yengeç. “Ceylan, boynuzlu hayvan, tos vuran”: 1043: DERVİŞ MUHAMMED. “En küçük ebcedle”.

*

NATH-Tos vuran hayvan, bedene, nefs. Başını vuran, başvuran. “Seretan menzilinin diğer ismi”. (Hemze, Allah’ın “Mübdi’-Güzel yaratıcı” ismi, İlk Kalem mertebesi, Kamer menzillerinden Nath… Seyyid Abdülhakîm Arvasî: 566: Maunet-Allah’ın salih kullarına imdadı. Yardım. Rızık, azık. Yol yiyeceği… Fürfür-Semiz ve besili koç. “Koç Burcu, vücutta tesir yeri Beyin, simya safhasında Kül etme… Tekavvüs-Kavislenme. Çevrelenme. Asla meyil, asla dönüş: 566: Kaptan Kusto Müslüman… Süryanice, Tibeloyo Hudo Tusis-Dünya Çapında Bir Hâdise: 1105: Me’nut-Bir sabite bağlı. Muallâka): 67: YAQEN-Süryanice, “Şekil verme, suret verme”. Yakınlık. Muamma. (Veli sözü: “Bir düşünce kafanda suretini bulmadan, onu anlayamazsın!”… Şeklin kökü, “Hakîm”: Allah’ın “Her şeyi yerli yerince eden” mânâsındaki ismi. Kulda, “Varlığın hakikatine vakıf ve hikmetle muttasıf olma”… Hı harfi, Allah’ın Hakîm ismi, Şekil-Suret mertebesi, Kamer menzillerinden “Nahye-Bölge. Kalb. Haşa. Tenzih”… Mahmud Efendi Hazretleri: Bir insan, Peygamberlere gelen 100 Suhuf ve 4 kitabı ezberlese, son nefeste –bu ezbere bilgi– kuvve-i muhayyeleden silinir. Ancak Nakşî tarikatinin feyzi fayda verir… Tarik; yol, din, mezheb, tasavvuf… Şekil-Suret bahsinin ihata edici kökü, sabiti, kuvveti, şu Hadîste: “Allah, insanın bâtınını, bilinmez Zâtî sıfatlarından kendi sureti üzere yaratmıştır!”… Şekil, varlık alıcısıdır… Bu mânâda bütün Hak din ve tarikleri ile, en son gelen İslâm dini ve tarikinde, sözkonusu mânâ mevcut… “Bütün tarîkler Hazret-i Ali’de toplanıyor ve en hususisi de Hazret-i Ebubekir’de”; “Nakş-Şekil” bahsi de, buna kıyas… Yâni, yalnız “Nakşî Tarikati feyz vermiştir, verir!” demek değil!)… Süryanice, QAYUMO-Veli: 68: CAM HOY-Süryanice, “Ki, onunla”… BEYYİNE-Aşikâr, açıklamış, gün gibi ortada, delil. Kuvvet, bürhan. Metânet: 67: BITANE-Gizli şey. Sırdaş. Asfar. Kust otu. Bir şehrin ortası, bir zuhurun merkezi… NATH: 68: BULHOYO-Süryanice, “Korku”… NECİB Fazıl Kısakürek: 1417: BUCTO-Süryanice, korku. (Salih’in reddi)

*

Süryanice, SARTONO-Yengeç: 1722: TURUNUS-Taht. Kürsî… ABDÜLHAKÎM KOLTUĞU: 1722: HASTAHÂNE… QARABOS-Yengeç. (Kamer menzillerinden “Seretan, Yengeç-Nath, Tos vuran”… Sevr-Boğa. “Boğa Burcu, simya’da Katılaştırma safhası”: 706: Fikir Kahramanı): 1275: MANSUS-Nass ile sabit kılınmış. Ayetle tesbit edilmiş. İzhâr ve beyan edilmiş… TAHT-Kürsî: 1400: TE harfinin ebcedi; Allah’ın “Kâabid-Kısıcı, sıkıcı” ismi, Esir mertebesi, Kamer menzillerinden Kalb ile ilgili… GAMIZA-Kolay anlaşılmayan ince mesele. Derin. Maruf ve mübeyyin olmayan hesab: 1846: URHO MESCOYTO-Süryanice, “Orta yol”. (Derviş Muhammed)… TAHT-Kürsî. Alt. (Dünya Çapında Bir Hâdise: 1054: Derviş Muhammed-442 mührü): 1400: ELİF-Dal-Ye-Ye. (En büyük ebcedle, Elif + Dal + Ye + Ye: 1441: Kısakürek… Teslis-Üçleme: 1441: Salih Mirzabeyoğlu)… D-Ç-B-H. (Dünya Çapında Bir Hâdise; KKM’nin alt başlığı… Arabça, Zâhira Âlemiyye-Dünya Çapında Bir Hâdise: 2057= 59: Mehdî): 4328= 332: DERVİŞ MUHAMMED mühründeki sayı.


Baran Dergisi 437. Sayı