26-27 Haziran 2025'te gerçekleşen zirvede konuşan Putin, varlıklara el konulmasının "küresel ödeme sistemlerinin bölgeselleşmesini geri döndürülemez biçimde hızlandıracağını" vurguladı. Rus lider, bu durumun "orta-uzun vadede Batı merkezli finans mimarisinin ve fiilen SWIFT'in egemenliğinin sonu olacağını" ifade etti.
Kremlin tarafından yayınlanan konuşma metninde "SWIFT dönemi biter" ifadesi birebir yer almasa da, uluslararası basın bu başlığı Putin’in "Batı’ya bağımlı ödeme omurgası" eleştirisinin bir yansıması olarak öne çıkardı.
UYARILARIN DOZU ARTIYOR

Putin'in bu son uyarısı, 2024'ten bu yana tekrarladığı "Batı finans mimarisini zayıflatma" söyleminin en sert ve güncel halkası olarak değerlendiriliyor. Rus lider, daha önce Ekim 2024'teki BRICS zirvesinde ve Şubat 2025'te de dolar-euro hegemonyasına yönelik benzer eleştirilerde bulunmuştu. Ancak Minsk'teki açıklama, konuyu ilk kez "varlıkların olası müsadere edilmesi" bağlamında bu kadar keskin bir dille gündeme getirmesiyle öne çıkıyor.
STRATEJİK AMAÇ VE GERÇEKÇİLİK
Analistlere göre Moskova'nın bu çıkışla çift yönlü bir strateji izlediği belirtiliyor. Birincil amaç, varlıkların kullanımının ağır bir bedeli olacağı mesajıyla Batılı ülkeleri caydırmak. İkinci amaç ise "Batı sistemine güvenilemeyeceği" argümanını Küresel Güney ülkeleri nezdinde güçlendirmek.
Rusya'nın MIR ve SPFS gibi alternatif ödeme sistemlerinin henüz SWIFT'in yerini alacak küresel bir kapsama ulaşmadığı bilinse de, Putin'in uyarısının çok kutuplu ödeme bloklarının güçlenmesini orta vadede hızlandırabileceği yorumları yapılıyor.
Moskova'nın, G7'nin "sadece faiz gelirlerini kullanma" formülünü dahi bir kenara iterek konuyu topyekûn bir jeopolitik-finansal kriz tehdidine dönüştürmeyi amaçladığı görülüyor.