Karabağ bölgesinde yaşanan hâdiseleri değerlendirir misiniz?

Azerbaycan ordusu, meşru hakkı dolayısıyla kendi topraklarını terörden temizleme operasyonu yapıyor. İşgal edilmiş topraklarını geri almaya çalışıyor. Azerbaycan askerlerinde 1990’lardaki gibi bir hava yok. Şu anda daha çok kararlı bir harekât gerçekleştirdiler... Otuz yıldır bu âna hazırlanıyor. Azerbaycan Savunma Bakanı Sözcüsü Anar Eymazov’un söyledikleri de ehemmiyetlidir... Meâlen; esirlerin, teslim olanların, sivil olup yol isteyenlerin hepsine insanî şekilde yaklaşılıyor.

Bu hususta Türkiye’nin misyonu nedir?

Türkiye’nin siyasî, iktisadî ve askerî desteği otuz yıldır belli olan bir şey. Azerbaycan ordusunun bugünkü noktaya gelmesinde Türkiye’nin büyük bir payı var. Ordunun profesyonelleşmesi ve sahaya hâkim olabilmesinde Türkiye danışmanlığını göz ardı edemeyiz. Yine Türk İnsansız Hava Aracı (İHA) ve Silahlı İnsansız Hava Aracı (SİHA) Azerbaycan’ın askerî gücüne güç kattı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da net tavrı Azerbaycan’ı kuvvetlendirdi. Bunların hepsinin uluslararası kamuoyunda karşılığı var; özellikle Azerbaycan’da büyük motivasyon var.

Azerbaycan ve Ermenistan’ın dışişleri bakanları Rusya’da bir araya gelip ateşkes ilân ettiler; bunun mânâsı nedir?

Mânâsı şu: Esirler ve ölmüş askerler için icap eden yapılsın diye böyle bir karara vardılar. Ermenistan yine ateşkesi bozup, sivil yerleşim yerlerini vurmaya başladı. Azerbaycan da şu anda (12 Eylül Pazartesi) bunun karşılığını veriyor. Yâni, fiili ateşkesin olmadığını düşünüyorum.

Rusya’ya güvenilmemesi gerektiği Suriye’de birçok kez anlaşılmıştı zaten. Özellikle İdlib’te ilân edilen ateşkesi defalarca sabote etmişlerdi.

Evet. Azerbaycan mevzuunda son otuz yılda gelinen vaziyet çok farklı. Bunun altını çizelim. Rusya tabiî ki Ermenistan’ı kaybetmek istemezken aynı zamanda Azerbaycan’ı da direkt karşısına almayı göze alamıyor. Yine Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan ile arasındaki sıkıntıları bu vesileyle çözmek istiyor. Yaşananların lokal kalmasını, geniş yerlere sıçramamasını istiyor. Savaşın genişlemesi Rusya için de iyi olmaz. Öte yandan Ermenistan sivil yerleri hedef alarak Azerbaycan’ı provoke etmeye çalışıyor. Azerbaycan ise Ermenistan sınırları içerisine füze atıp, saldırarak cevap vermiyor. Ermenistan-Rusya arasında güvenlik anlaşması var. Anlaşmaya göre, Ermenistan sınırları içerisine bir saldırı olursa, Rusya destek vermek zorunda. Azerbaycan bu tuzağa düşmüyor... Tam tersine, kendi sınırları içerisinde işgal edilmiş topraklarda cevap veriyor. Elbette sahada şehidlerimiz var... Azerbaycan toplumu tek vücut oldu. Her şeye rağmen topraklarının geri alınmasını istiyoruz.

Yukarı Karabağ’daki sivil Ermenilerden bahsetmek istiyorum. Geçtiğimiz günlerde Ermenistan tarafından Gence’ye saldırıldı. Oradaki komşumuz, yâni bir Ermeni hanımefendinin evi harabeye döndü. Bu kadını göçük altından Azerbaycanlılar kurtardı. Demem o ki, Azerbaycan devleti kendi içerisinde yaşayan Ermenilerin garantörüdür... Azerbaycanlıların sivil Ermeniler ile problemi yok. Azerbaycan zaten Gürcistan’daki Ermeni köylerine bile gaz veriyor. Hem de ücretsiz... Azerbaycan’ın bakış açısı budur.

Amerika Birleşik Devletleri de ateşkesten yana açıklama yapmıştı. Bugün yaşananlarda dahli var mı?

ABD’de iç kargaşa var. Seçimler de malûm... Azerbaycan-Ermenistan meselesinde itidal çağrısı yapıyor. Amerika’dan ziyade Fransa’nın Ermenistan’a desteği söz konusu. İran’ın da Ermenistan’a askerî destek sağladığını biliyoruz. Her ne kadar “destek vermiyoruz” deseler de sahadan aldığımız bilgilere göre İran hâlâ Ermenistan’a silah ve savaşçı desteği sunuyor.

Azerbaycan’ın son derece kararlı olduğunu söylesek hata etmiş olmayız herhalde değil mi?

Evet. Ok yaydan çıkmıştır artık. Umudumuz tam. Otuz yıllık bir sürecin on gün içerisinde çözülmez tabiî. Süreç geniş zamana yayılacaktır. En mühim şey ise psikolojik üstünlüğün Azerbaycan tarafında olmasıdır.

Baran Dergisi 718.Sayı