İngiltere'den Rusya'ya yaptırım paketi

İngiltere Dışişleri Bakanı David Lammy, Rusya’ya yönelik şimdiye kadarki en büyük yaptırım paketini açıklamaya hazırlandıklarını duyurdu. Lammy, Londra'da düzenlenen bir basın toplantısında yaptığı açıklamada, bu yaptırımların Rusya’nın askeri kapasitesini doğrudan hedef alacağını belirtti. Yaptırım paketinin özellikle savunma sanayi, finans sektörü ve enerji kaynaklarını hedef alacağı bildirildi. İngiltere, ayrıca Ukrayna'ya yıllık 3 milyar sterlin askeri yardım yapma taahhüdünde bulunduğunu yeniden vurguladı.

İngiltere Dışişleri Bakanı Lammy: ''Rusya'ya karşı en büyük yaptırım paketi  geliyor'' - Haber Hürriyeti

Bu açıklama, Avrupa Birliği liderlerinin Ukrayna'ya destek için Brüksel'de bir araya gelmeye hazırlandığı dönemde geldi. AB liderlerinin toplanacağı olağanüstü zirvede, Ukrayna'ya daha fazla askeri ve ekonomik yardım sağlanması ve Rusya'ya yönelik ek yaptırımların uygulanması da masada olacak. Brüksel’de gerçekleşecek olan bu zirvenin, Avrupa'nın güvenlik mimarisi açısından kritik bir dönemeç olduğu belirtiliyor.

Terörist İsrail Gazzelilerin tehciri için özel birim kurdu Terörist İsrail Gazzelilerin tehciri için özel birim kurdu

AB zirvesi: Ukrayna'ya destek ve Avrupa güvenliği gündemde

AB Konseyi Başkanı Antonio Costa, 6 Mart'ta yapılması planlanan olağanüstü zirvenin, Avrupa’nın Ukrayna’ya verdiği desteği güçlendireceğini ve Rusya'ya karşı birliğin kararlılığını pekiştireceğini ifade etti.

AB liderleri, Rusya-Ukrayna krizini görüşmek üzere toplanıyor | Independent  Türkçe

Zirvede özellikle Ukrayna'nın yeniden inşası, insani yardımın artırılması ve Rusya’ya karşı uygulanacak yeni ekonomik yaptırımların detaylandırılması bekleniyor. Ayrıca, AB ülkeleri arasında enerji bağımlılığının azaltılması için yeni stratejik adımların atılması da gündemde.

ABD'nin Ukrayna ve Rusya politikası yeniden şekilleniyor

ABD’de, Trump yönetiminin dış politika danışmanlarından Michael Waltz, Rusya ve Ukrayna’ya yönelik politikalarının yeniden değerlendirildiğini açıkladı. Waltz, mevcut dış politika çerçevesinin ABD'nin ulusal çıkarlarıyla ne ölçüde uyumlu olduğunun sorgulandığını belirtti.

Bu açıklama, ABD'nin Avrupa’daki askeri varlığı ve Ukrayna’ya sağladığı yardımların kapsamının gözden geçirileceği anlamına geliyor. Bazı uzmanlar, Trump yönetiminin Ukrayna’ya yönelik desteği azaltabileceğini ve Rusya ile diplomatik ilişkileri yeniden tesis edebileceğini öne sürüyor.

Starlink üzerinden Ukrayna'ya baskı iddiası

ABD yönetiminin, Ukrayna ile nadir toprak elementleri ve yeraltı kaynaklarına ilişkin bir anlaşma imzalanmaması durumunda, ülkedeki Starlink uydularına erişimi kısıtlama tehdidinde bulunduğu iddia edildi. İsmi açıklanmayan ABD’li yetkililere dayandırılan bu iddialara göre, Washington yönetimi, Kiev hükümeti üzerinde baskı kurmak için teknolojik bağımlılığı bir koz olarak kullanmayı planlıyor. Bu durum, özellikle savaşın seyri açısından kritik olan iletişim altyapısında yeni bir gerilim hattı oluşturabilir.

NATO içinde Ukrayna'ya asker gönderme tartışmaları

Polonya Savunma Bakanı, NATO'nun Ukrayna'ya asker gönderme meselesini tartıştığını doğruladı. NATO üyeleri arasında bu konuda fikir ayrılıklarının olduğu belirtiliyor.

NATO DERGİSİ - NATO'nun nükleer caydırıcılığının sürdürülme zorunluluğu

Polonya, Ukrayna’ya daha fazla destek sağlanması gerektiğini savunurken; Almanya ve Fransa gibi ülkeler, doğrudan askeri müdahaleye mesafeli yaklaşıyor. NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg ise, İttifak'ın Ukrayna’ya yönelik askeri desteğinin süreceğini ve yeni stratejik adımların atılabileceğini açıkladı.

ABD-Rusya temasları ve Çin'in endişesi

Son günlerde ABD ile Rusya arasında yeniden başlayan diplomatik temaslar, uluslararası dengeleri yeniden şekillendirme potansiyeline sahip. ABD Başkanı Donald Trump'ın Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile görüşme planları yaptığı iddiaları, Çin'de rahatsızlık oluşturdu. Pekin yönetimi, bu yakınlaşmanın Asya-Pasifik bölgesindeki stratejik dengeleri bozabileceğinden endişe ediyor.

Çinli diplomatlar, ABD ile Rusya arasında olası bir anlaşmanın, Çin'in uluslararası ticaret ve güvenlik dengeleri üzerindeki etkisini azaltabileceğini düşünüyor. Özellikle Çin'in Ukrayna savaşında tarafsız kalmaya çalıştığı bir dönemde, bu gelişmeler Pekin'in dış politikasını yeniden gözden geçirmesine yol açabilir.