Oysaki, Hazreti Peygamber’in ümmetine son konuşmasında “Size emanet olarak bırakıyorum” dediği kadınlar, Müslümanlar için önemli bir yere sahipken seküler hayat tarzı ile ortaya çıkan gayrı meşru ilişkilerde kadınlar bir eşya olarak görülüyor.

Tabir-i caizse eşya olarak görülen her can, kullanılıp atılmaya mahkumdur. İnsanı yaratılmışların en şereflisi olarak değerlendiren İslam dini, kalp kırmayı dahi büyük günah addederken, birbirinin “sevgili”si olduğu iddia edilen kişiler arasında, duyduğunda insanın tüylerini ürperten şeyler yaşanabiliyor, hunharca cinayetler işlenebiliyor.

Şebnem Şirin de seküler hayat tarzının yol açtığı bir cinayetin kurbanı oldu, profilinde M. Kemal fotoğrafları olan kemalist erkek arkadaşı tarafından boğazı kesilerek hunharca öldürüldü.

DHA’nın haberine göre ayrılmak istediğini söyleyen Şebnem Şirin’e iki adet meyve bıçağı ile saldıran Furkan Zıbıncı, Şirin’i katletti.

Hülasası şu ki, kadın cinayetlerinin önüne geçmenin yolu, kadın ile erkeği birbirinin tamamlayıcısı olarak değil de düşmanı olarak gösteren ayrıcalıklar ve kadının da erkeğin de fıtratının dışına çıkmasına sebep olan kanunlar değil; topyekûn cemiyet olarak İslâm ahlâkını kuşanmaktır.

Haber-Yorum: Eren Haklı