“4-7 yaş çocuklarının din eğitimini görev sayan Diyanet Başkanlığı’nın korumasında tarikat ve cemaat yuvaları bilimi yok sayarak “çocukların zihinsel esirliği”ni sürdürüyorlar.”

(Ülkemin bitmeyen savaşı, Erdal Atabek, Cumhuriyet, 21 Mart)

18 Mart sabahı yakılan bağımsızlık ateşini, tüm Çanakkale hattına yayıp, Fransızından İngilizine, Yeni Zelandalısından Avustralyalısına, yedi düveli bozguna uğratan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün askeri dehasına şükretmeyen birilerini tanıyor musunuz?

Atatürksüz Çanakkale de olmaz, Türkiye Cumhuriyeti de! Atatürk hep var olacaktır.”

(Atatürksüz Çanakkale!, Arif Kızılyalın, Cumhuriyet, 21 Mart)

“Atatürk, ebedi başkomutanımızdır. Başkomutanlığı salonlarda, mitinglerde, törenlerde değil; Duatepe’de, Kocatepe’de, Zafertepe’de, ordumuzu yöneterek kazanmıştır.”

(Olaylar ve Görüşler, Dr. Cihangir Dumanlı, Cumhuriyet, 21 Mart)

“Cumhuriyetin gerçek değerlerini nasıl ortadan kaldırabilirsiniz ki? Atatürk’ün ayakkabılarını gördünüz mü hiç? Anıtkabir’de var. Şişli’deki müze evinin bir odasında var. Gidin görün. Bu küçümsemeciler o pabuçlar kadar etmez bence...”

(Atatürk, Müjdat Gezen, Cumhuriyet, 21 Mart)

“Şimdi sen Çanakkale zaferinin denk geldiği Cuma hutbesine Atatürk’ü koymuyorsun. Bizim iktidarımızda her Cuma dinleyeceğiniz hutbe Atatürk’ün yazdırdığı hutbe olacak.”

(Hüseyin Baş, Yeniçağ, 21 Mart)

“Bizzat şimdi yanınıza hareket ediyorum. Benim oraya varışıma kadar sahile çıkmış olan düşman mutlaka denize dökülecektir.” (4 Mart 1915, 19. Tümen Komutanı Mustafa Kemal)

(Çanakkale Deniz Zaferi, Atatürk Başından Beri Oradaydı!, Sinan Meydan, Sözcü, 21 Mart)