Devlet, bir mefkûre çerçevesinde içtimâî hayatın en girift noktalarına kadar nüfuz ederek ahengi tesis eden en kapsamlı oluşumdur; ahlâkın en yüksek halidir.

Türkiye’nin ise herhangi bir ideal mefkûreyi merkeze almadığı aşikâr...

Senelerdir saldırılara maruz kalan ve son olarak 15 Temmuz’da bu saldırılara karşı cansiperane bir mücadele ortaya koyan Müslüman Anadolu halkı, bu mücadeleyi sadece yollar, köprüler ve betondan binalar için vermedi; artık yol, köprü ve tünel de toplumun ruhi çığlıklarına pansuman olmuyor. Artık halk maddi hizmet değil ruhî hizmet bekliyor. Dolayısıyla iktidarın sadece maddi hizmet odaklı yönetim biçiminden Müslüman Anadolu halkı rahatsız! Şimdi mevcut idarenin bir karar verme zamanı…

Devletimizin ve milletimizin ideali ne? 90 küsur yıldır Müslüman milletimize kan kusturan Kemalizm ve diğer bütün şer odakları ile devam mı; yoksa İslâmî ve millî bir dünya görüşü ve bu görüşe istinad eden yepyeni bir rejim mi?

İktidar, şer odaklarından tamamen kurtulmak ve Müslüman Anadolu’yu bu şer odaklarından kurtarmak istiyorsa; insan ve toplum meselelerini kuşatıcı İslâmî bir dünya görüşü ışığında, İslâm’ı eşya ve hadiselere tatbik etmek üzere kurgulanmış İslami bir dünya görüşüne ihtiyaç var.