Son dönemde yapılan denetimlerde, bazı firmaların ürünlerinde domuz eti gibi sağlığa aykırı ve halkın değerleriyle taban tabana zıt içerikler tespit edildi. Ancak bu firmaların cezadan kurtulmak için yalnızca marka değiştirip faaliyetlerine devam ettiği görülüyor. Bu tablo, mevcut cezaların ve ifşa yöntemlerinin sahte üreticiler üzerinde hiçbir caydırıcılığı olmadığını gösteriyor.

Koordinasyon şart

Uzmanlara göre mesele yalnızca Sağlık Bakanlığı’nın sorumluluğuna bırakılacak kadar basit değil. Gıda güvenliği, halk sağlığının kökeninde yer aldığı için Sağlık, Tarım, Çevre ve hatta Orman Bakanlığı’nın ortak hareket etmesi gerekiyor. Türkiye’nin acilen bu alanda güçlü bir koordinasyon ekibi kurarak sahte ürünlerle topyekûn mücadele etmesi gerekiyor.

Tarama programı yetmez, nedenlere inilmesi gerekiyor

Sağlık Bakanlığı’nın 15 milyon kişiye ücretsiz kanser taraması çağrısı yapması önemli bir adım olarak görülüyor. Ancak bu yalnızca sonuç odaklı bir uygulama. Asıl mesele, hastalıkların ortaya çıkmasına yol açan gıda kaynaklı nedenlerin ortadan kaldırılması. Bu yapılmadığı sürece tarama programlarının kalıcı çözüm üretmeyeceği açıkça ortada.

Devlet daha sert önlemler almalı

Türkiye’de gıda sahtekârlığı yalnızca halk sağlığını değil, toplumun güvenliğini de doğrudan tehdit ediyor. Bu sebeple devletin, para cezalarıyla yetinmek yerine bu tür firmaların tüm ticari faaliyetlerine son vermesi ve kalıcı olarak piyasadan silmesi gerekiyor. Sert ve köklü önlemler alınmadığı takdirde, gıda güvenliğinde ipin ucu çoktan kaçmaya başlamış durumda.

İsrail’in genişleyen “Sarı Hat” uygulaması Gazze’de mahalleleri işgal etti, aileleri yerinden etti
İsrail’in genişleyen “Sarı Hat” uygulaması Gazze’de mahalleleri işgal etti, aileleri yerinden etti
İçeriği Görüntüle