Üstad Necip Fazıl Kısakürek, 26 Mayıs 1904 günü İstanbul'da doğdu.

Dedesi İstanbul’un meşhur kadılardan Maraşlı Kısakürekzâde Mehmet Hilmi Efendi.

Necip Fazıl, dini eğitimini dedesinden aldı. Öğrenimine mahalle mektebinde başladı.

Mekteb-i Hukuk mezunlarından olan babası Abdülbaki Fazıl Bey, Bursa’da âzâ mülazımlığı, Gebze savcılığı ve Kadıköy hâkimliği görevlerinde bulundu.

Annesi ise Girit muhacirlerinden bir ailenin kızı olan Mediha Hanım'dır.

1912’de Gedikpaşa'daki Fransız Frerler Okulu'na gitti.

1916’da Mekteb-i Fünûn-u Bahriye-i Şahâneye imtihanla alındı.

1921’de Darülfünun Felsefe Şubesi'ne kaydoldu. O yıllarda Yeni Mecmua dergisinde şiirleri yayınlandı.

1922’de İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü’nde eğitim almaya başladı.

1924’te İstanbul Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü'nü bitirdi.

1925’te Paris Sorbonne Üniversitesi’ne gitti. Orada Henri Bergson'la tanıştı. Bir müddet sonra geri döndü. İlk şiir kitabı "Örümcek Ağı"nı bu yılda bastırdı.

1928’de "Kaldırımlar" isimli ikinci şiir kitabı yayınlandı.

1929’da İş Bankası Ankara Şubesi'nde Umum Muhasebe Şefi olarak görev yaptı.

1931 ile 1933 yılları arasında 18 aylık askerlik yaptı.

1932’de “Ben ve Ötesi” isimli şiir kitabı yayımlandı.

1934’te şiirleri ve yazılarıyla Bâb-ı Âli'nin önde gelen isimleri arasında yer aldı. Yine bu yılda Es Seyyid Abdülhakîm Arvâsî Hazretleri ile tanıştı. Bu tarihten sonra kalemini ve tüm hayatını İslâm davasına adadı.

1935’te kitaplık çaptaki Tohum eserini verdi.

1936'da “Ağaç” Mecmuasını çıkardı.

1937’de üç perdelik oyundan müteşekkil “Bir Adam Yaratmak” eseri yayımlandı.

1937 ve 1938’de “Bir Adam Yaratmak” piyesi sahnelendi.

1939-1943 yılları arasında Robert Kolej, İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi, Ankara Devlet Konservatuarı, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi'nde hocalık yaptı.

1939'da Çile şiiri yayımlandı.

1940’da “Namık Kemal” isimli bir eser kaleme aldı.

1942’de askerken yazdığı siyasi bir yazı sebebiyle mahkûm oldu ve ilk hapis yattı. Bu yılda “Para” adlı tiyatro eseri yayınlandı.

İbda Yayınları'nın 40. kuruluş yıldönümü İbda Yayınları'nın 40. kuruluş yıldönümü

1943 yılında “Büyük Doğu Dergisi” serüveni başladı. 1978 yılına kadar devre devre toplam 512 sayı yayımlandı.

1944’te “Allah’a itaat etmeyene itaat edilmez” mealinde bir hadis-i şerif Büyük Doğu Dergisi’nde yayımlandı ve dergi Bakanlar Kurulunca kapatıldı. Ardından Güzel Sanatlar Akademisi Yüksek Mimari bölümündeki hocalığından el çektirildi.

1946’da “Başımıza kulak istiyoruz!” yazısı sebebiyle dergi kapatıldı. Yine aynı yıl içinde Büyük Doğu dergisinde tefrika edilmeye başlamış olan "Sır" isimli piyesi sebebiyle "milleti kanlı ihtilale teşvik" suçlamasından dolayı mahkemeye çıkarıldı.

1947'de “Abdülhamid'in Ruhaniyetinden İstimdat” başlıklı Rıza Tevfik'e ait bir şiirin neşri sebebiyle Büyük Doğu mahkeme kararıyla tekrar kapatıldı; kendisi de tutuklanarak hapse atıldı.

1949’da “Büyük Doğu Cemiyeti”ni kurdu.

1950’de bir yazı bahanesiyle tutuklandı bir süre sonra hapse atıldı.

1954’de Demokrat Parti’nin içindeki Yahudi ve masonlar tarafından kumar komplosu tezgahlandı ve “Kumarhane Baskını” diye basına verildi.

1957’de çeşitli davalardan gecikmiş cezaları nedeniyle 8 ay 4 gün daha hapis yattı.

1959’da “İdeolocya Örgüsü” isimli eseri yayımlandı.

1962’de “Çile” isimli eseri yayımlandı.

1964'te Adnan Menderes için kaleme aldığı "Zeybeğin Ölümü" şiirinden dolayı takibata uğradı. Bu yılda “Reis Bey” isimli eseri yayımlandı.

1968’de “Vatan Dostu Sultan Vahidüddin” isimli eserinden dolayı takibata uğradı ve kitapları toplatıldı. Mahkeme ise beraat kararı verdi.

1969’da “Abdülhamid Han” ve “Son Devrin Din Mazlumları” isimli eserleri yayımlandı.

1970’te “Cinnet Mustatili: Yılanlı Kuyudan” isimli eseri yayımlandı.

1973’te “Hac” isimli eseri yayımlandı.

1975’te İhtilal ve Babıâli isimli eserleri yayımlandı.

1976'da aynı eserin üçüncü baskısından sonra tekrar takibata uğradı ve 1,5 yıl hapis cezası aldı.

1976-1980 yılları arasında içerisinde Salih Mirzabeyoğlu’nun da yazılarının yer aldığı 13 sayılık “Rapor” çıktı.

1979’da Akıncı Güç vesilesiyle Salih Mirzabeyoğlu ile ilk kez tanıştılar ve Ortadoğu Gazetesi’nde “Müjdelerin Müjdesi” başlığıyla Salih Mirzabeyoğlu’nu müjdeledi.

1980’de Kültür Bakanlığı Büyük Ödülü aldı.

1981’de “İman ve İslâm Atlası” adlı eseriyle fikir dalında Milli Kültür Vakfı Armağanı aldı. Yine bu yılda “Atatürk'ün manevi şahsına hakaret” suçundan hüküm giydi.

1982’de Türkiye Yazarlar Birliği Üstün Hizmet Ödülü’nü aldı. Yine aynı yılda “Sultan-üş Şuara (Şairlerin Sultanı)” unvanı verildi.
25 Mayıs 1983'te vefat etti ve Eyüp Sultan Mezarlığı'nda toprağa verildi.