Avrupa Birliği'nin Çin'deki misyonunda, AB-Çin diplomatik ilişkilerinin 50. yılı ve Avrupa Günü münasebetiyle bir resepsiyon düzenlendi. 6 Mayıs 2025 tarihinde gerçekleşen etkinliğe Çin Dışişleri Bakan Yardımcısı Hua Chunying ve AB'nin Pekin Büyükelçisi Jorge Toledo ev sahipliği yaptı. Büyükelçi Toledo yaptığı konuşmada, "Çin ve AB birlikte küresel ekonominin üçte birinden fazlasını oluşturuyor, dolayısıyla attığımız her adımın küresel yansımaları oluyor," ifadelerini kullanarak iki gücün ortak sorumluluklarına dikkat çekti.

CGTN Türk tarafından da aktarıldığı üzere, Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping ve AB liderleri, bu önemli yıl dönümünde karşılıklı tebrik mesajları paylaşarak stratejik iletişimin güçlendirilmesi ve ortaklıkların pekiştirilmesi arzusunu dile getirdi.

Xi Jinping, Çin ve AB'nin temel çıkar çatışması veya jeopolitik anlaşmazlığı bulunmadığını, bunun da iki tarafı birbirlerinin başarısına katkıda bulunabilen ortaklar haline getirdiğini belirtti. AB liderleri de Çin'in son 50 yılda kaydettiği hızlı ekonomik büyümeye dikkat çekerek, ortaklığın derinleştirilmesi ve küresel sorunlarla birlikte mücadele edilmesi yönündeki kararlılıklarını ifade ettiler. Çin ve AB arasındaki ticaret hacminin 50 yıl önce 2,4 milyar ABD doları iken bugün 780 milyar dolara yükseldiği belirtiliyor. 

Birleşik Krallık'tan Tarihi Adım: Hindistan ile Serbest Ticaret Anlaşması İmzalandı

Birleşik Krallık ve Hindistan, üç yıl süren müzakerelerin ardından 6 Mayıs 2025'te kapsamlı bir serbest ticaret anlaşması imzaladı. Anlaşma, viski, ileri imalat ürünleri, kırmızı et ve çikolata gibi birçok kalemde gümrük vergilerini düşürürken, otomobil ithalatına yönelik kotalar getiriyor. İki ülke arasındaki ticaret hacminin 2040 yılına kadar yıllık 25,5 milyar sterlin artırılması hedefleniyor. Londra yönetimi, bu anlaşmayı "Brexit sonrası dönemin en büyük ticari başarısı" olarak nitelendirirken, her iki tarafın da özellikle ABD'nin olası yeni tarife politikalarından kaçınmak ve pazar çeşitliliğini artırmak amacıyla bu adımı attığı belirtiliyor. Investing.com TR'nin haberine göre, Hindistan Başbakanı Narendra Modi, anlaşmanın ortaklığı güçlendireceğini, yatırımları teşvik edeceğini ve istihdam yaratacağını vurguladı. Şubat 2025'te yeniden başlayan görüşmelerin bu anlaşmayla sonuçlandığı kaydedildi. 

Avrupa'nın "Washington Dışı" Stratejik Arayışları Genişliyor

Yahudi ordusunda milyar dolarlık rüşvet planı Yahudi ordusunda milyar dolarlık rüşvet planı

AB ve BK'nin Çin ve Hindistan ile attığı adımların yanı sıra, kıta genelinde ABD'ye alternatif pazar ve stratejik ortaklık arayışları da dikkat çekiyor:

  • İrlanda: ABD'nin olası yeni gümrük tarifelerine karşı "Ticaret Çeşitlendirme Eylem Planı" üzerinde çalışıyor.
  • Almanya: Muhalefetteki CDU lideri Friedrich Merz, bir Ulusal Güvenlik Konseyi kurma ve Çin ile daha koordineli bir yaklaşım geliştirme vaadinde bulunarak "AB'nin stratejik özerkliğini" artırma ve ABD'ye olan bağımlılığı azaltma hedefini vurguluyor. AB'nin stratejik özerklik arayışı, özellikle savunma ve güvenlik konularında ABD politikalarından bağımsız hareket edebilme kapasitesini artırma çabası olarak öne çıkıyor.
  • AB-Mercosur: Avrupa Birliği ile Güney Amerika Ortak Pazarı (Mercosur) arasında 25 yıldır müzakere edilen serbest ticaret anlaşması, Aralık 2024'te siyasi uzlaşıyla sonuçlanmış olup, 2025 içinde onay süreçlerinin tamamlanması bekleniyor. Bu anlaşma, yaklaşık 800 milyonluk bir tüketici pazarını bir araya getirecek ve özellikle tarım ile sanayi ürünlerinde önemli bir açılım sağlayacak. Anlaşma, AB'nin küresel jeopolitik risklere karşı aldığı bir tedbir olarak da değerlendiriliyor.
  • Birleşik Krallık-Körfez İşbirliği Konseyi (KİK): Londra, Brexit sonrası dönemde Körfez ülkeleriyle bağımsız bir serbest ticaret anlaşması imzalamak için görüşmeleri hızlandırma çağrılarını yinelerken, bu bölgeyle "ABD'den bağımsız" enerji ve finans kanalları oluşturmayı hedefliyor. KİK, 2022'de BK'nin 7. büyük ihracat pazarıydı ve toplam ticaret hacmi 61 milyar sterlin olarak gerçekleşmişti.
  • Euro Bölgesi: ABD'nin olası evrensel nitelikteki yeni gümrük vergilerine karşı "ortak bir yanıt" verilmesi tartışılırken, Euro'nun değer kazanması ve pazar risklerini dengelemek amacıyla Asya ve Latin Amerika pazarlarına daha fazla odaklanılması gündemde.

Analiz: Stratejik Özerklik ve Pazar Çeşitlendirmesi Öncelikli

Uzmanlar, 2025'in ilk yarısındaki bu gelişmelerin birkaç ana eğilimi yansıttığını belirtiyor:

  1. Stratejik Özerklik Arayışı: Özellikle Fransa Cumhurbaşkanı Macron tarafından sıkça dile getirilen "Avrupa'nın kendi kaderini tayin etmesi" ve stratejik özerklik söylemi, potansiyel ABD tarifelerinin de etkisiyle somut ticaret ve dış politika adımlarına dönüşüyor. Avrupa, on yıllardır güvenlik ihtiyacını ABD'ye, enerji kaynaklarını Rusya'ya ve ihracata dayalı büyümesini Çin'e bağlayan bir model izlemişken, 2020'lerde bu bağımlılıkların sürdürülebilirliği sorgulanmaya başlandı.
  2. Pasifik ve Güney Yarımküre'ye Açılım: AB'nin Mercosur ile yakınlaşması, BK'nin Hindistan ve Körfez ülkeleriyle imzaladığı veya müzakere ettiği anlaşmalar, geleneksel transatlantik eksenli tedarik zincirlerini ve ekonomik bağımlılıkları çeşitlendirme amacını taşıyor.
  3. Tarife Kalkanı ve Korunmacılık Endişeleri: Özellikle ABD'de bir önceki Trump yönetiminin çelik ve alüminyum gibi sektörlerde uyguladığı %25'e varan gümrük vergilerinin benzerlerinin veya daha geniş kapsamlılarının yeniden gündeme gelebileceği endişesi, Brüksel ve Londra'yı ABD pazarına aşırı bağımlı kalmaktan kaçınma yönünde daha hızlı adımlar atmaya itiyor.

2025 yılının ilk ayları, Avrupa Birliği ve Birleşik Krallık için Washington ile ilişkileri sürdürürken, aynı zamanda ondan daha bağımsız hareket edebilecekleri yeni ticari ve stratejik koridorlar inşa etme çabalarının hız kazandığı bir dönem olarak kayıtlara geçiyor. Çin ile diplomatik ilişkilerin 50. yılının sembolik önemi ve Hindistan ile imzalanan "tarihi" ticaret anlaşması, bu yeni ve çok yönlü dış politika arayışının en güncel ve dikkat çekici örneklerini teşkil ediyor. Türkiye'nin de bu yeni dönemde, özellikle Birleşik Krallık ile mevcut STA'sının güncellenmesi gibi adımlarla kendi ticaret ağını çeşitlendirme çabalarını sürdürdüğü gözleniyor.