Yetkili, "Türkler, Gazze anlaşmasının sağlanmasında çok yardımcı oldu. Netanyahu’nun Türkiye’ye yönelik saldırgan söylemleri sürece zarar veriyor," ifadelerini kullanarak İsrail'in tutumunu eleştirdi.
CENTCOM'un formüle ettiği 20 maddelik plan
ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı'nın (CENTCOM) öncülük ettiği plan, haftalar içinde nihai hale getirilecek. 20 maddelik plana göre, İsrail'in şu anda kontrol altında tuttuğu Gazze Şeridi'nin yaklaşık %50'sinden çekilmesinin ön koşulu, Uluslararası İstikrar Gücü'nün (ISF) bölgeye yerleşmesi.
Bu güç, iki bileşenden oluşacak:
-
ABD, Mısır ve Ürdün tarafından eğitilecek yeni bir Filistin polis gücü.
-
Arap ve Müslüman ülkelerden gelecek askerler.
Türkiye, Endonezya, Azerbaycan ve Mısır gibi ülkelerin bu güce katkı sunmaya istekli olduğu belirtilirken, gücün temel odak noktasının sınır güvenliği ve silah kaçakçılığının engellenmesi olacağı vurgulandı.
Anlaşmazlık noktası: Türkiye'nin rolü
Planın en hassas noktası, Hamas'ın yönetim yetkilerinden vazgeçip bazı silahlarını bırakmasına bağlı olması. ABD, Türkiye, Katar ve Mısır'ın Hamas'ı ikna edebilecek kilit aktörler olduğuna inanıyor ve bu yüzden ISF'de yer almalarını istiyor.
Ancak İsrail, Türk askeri varlığına şiddetle karşı çıkıyor. Amerikalı yetkililer bu durumu, "İsrailliler sinirli ve şüpheci çünkü artık süreci kontrol etmiyorlar," şeklinde yorumluyor.
ABD'li yetkililere göre Hamas, son 20 yılın en zayıf noktasında ve Arap/Müslüman ülkelerin baskısı altında. Mısır, Katar ve Türkiye, Hamas'ın sınırların denetlenmesi gibi bazı görevleri üstlenecek bir ISF'ye onay verebileceğini ABD'ye iletti.
Eğer Hamas teklifi reddederse, "B planı" devreye girecek: ISF, ilk aşamada Gazze'nin güneyinde bir "güvenli bölge" oluşturarak yeniden inşayı başlatacak.
BM değil, ABD denetimli güç
BM Güvenlik Konseyi'nde ISF'nin kurulmasına destek veren bir karar taslağında ilerleme sağlansa da bu güç, klasik bir BM barış gücü olmayacak. ABD, plan üzerinde tam denetim ve etki sahibi olmayı hedefliyor.
Sürece yakın bir kaynak ise bölgedeki genel havayı, "Bu çatışmanın tarihini bilen kimse başarı şansını yüksek görmüyor ama Trump’a ‘hayır’ demek de istemiyorlar," sözleriyle özetledi.




