Sol Grup’un talebiyle düzenlenen özel oturumda, Gazze'de yaşananlar Avrupa Parlamentosu tarihinde ilk kez “soykırım” ifadesiyle tanımlandı. Strasbourg’daki parlamenterleri bilgilendiren Kallas, İsrail’in kendini savunma hakkı olduğunu kabul etmekle birlikte, “pratikte gördüğümüz şeyin kendini savunmanın çok ötesine geçtiğini” belirtti.
İsrail'in Gazze’ye yönelik abluka ve saldırılarını sürdüren yaklaşımının, “onlarca yıllık insani ilkeleri baltaladığını” ifade eden Kallas, yardım merkezlerinde yaşanan felaket boyutundaki insani koşullara dikkat çekti. Özellikle gıda ve ilaç girişlerinin engellenmesiyle kriz derinleşirken, un kuyruğunda bekleyen 50’den fazla Filistinlinin İsrail güçlerince öldürülmesine dair raporların "şok edici" olduğunu söyledi.
“Bu savaş her gün devam ediyor ve insanlık her gün daha da geride kalıyor. Yeter artık.” diyen Kallas, son bir ayda yürütülen operasyonlarda orantısız güç kullanımı, sivil altyapının yok edilmesi ve kabul edilemez düzeyde sivil kayıplar yaşandığını ifade etti. Gazze nüfusunun yüzde 90’ının yerinden edildiğini, geride kalanların ise hayatta kalmak için tamamen insani yardıma bağımlı hâle geldiğini kaydetti.
Kallas, “İsrail’in açık hedefi Gazze’nin tüm topraklarını kontrol altına almak ve sivil nüfusu kalıcı şekilde yerinden etmekse, buna doğrudan uluslararası hukukun ihlali demeliyiz” dedi.
AB’nin tutumuna ilişkin olarak ise Kallas, İsrail hükümetine yönelik siyasi baskının artırılması gerektiğini söyledi. “Bunu kendi adıma yapmaya devam edeceğim, daha önce yaptığım gibi” dedi. Ayrıca Filistinlilere yönelik ağır insan hakları ihlallerinden sorumlu kişi ve kurumlara yönelik yaptırımların uygulandığını hatırlatan Kallas, şu anda aşırılıkçı Yahudi yerleşimcilere ve Hamas destekçilerine karşı ek yaptırımların değerlendirildiğini ancak henüz birlik içinde hareket edilmediğini belirtti.