Avrupa Komisyonu kaynaklarından alınan son bilgilere göre, daha önce "Yüzde 100 Emisyon Azaltımı" olarak belirlenen katı hedef, sanayi çevrelerinin ve üye ülkelerin yoğun baskısı sonucu fiilen esnetildi. Yeni mutabakat, içten yanmalı motorlara "yaşam alanı" tanıyan yüzde 90'lık bir azaltım hedefini ve sentetik yakıt (e-yakıt) istisnasını içeriyor.

İKLİM İDEALİZMİNDEN "EKONOMİK BEKA"YA GEÇİŞ

Kararın perde arkasında, Avrupa otomotiv sanayisinin karşı karşıya kaldığı "varoluşsal tehdit" yatıyor. Brüksel'in iklim hedeflerindeki bu radikal revizyon, çevresel kaygılardan ziyade, küresel rekabetin getirdiği ekonomik zorunluluklara dayanıyor.

Uzmanlar, kararın arkasındaki temel dinamikleri şu üç başlıkta özetliyor:

1. Çin Dominasyonu ve Pazar Kaybı Korkusu
Çinli üreticilerin, devlet sübvansiyonları ve dikey entegre üretim modelleri sayesinde elektrikli araç (EV) pazarını domine etmesi, Avrupa devlerini (Volkswagen, Stellantis, Renault) kriz noktasına getirdi. Avrupa, tamamen elektrikli modele geçilmesi durumunda, pazarın kontrolünü maliyet avantajına sahip Çinli markalara kaptırma riskiyle yüzleşti. Bu karar, Avrupa sanayisinin rekabetçiliğini korumak adına bir "fren" niteliği taşıyor.

2. ABD Korumacılığı ve Sanayi Göçü
Atlantik'in diğer yakasında ABD yönetiminin yerli üretimi teşvik eden agresif politikaları, Avrupa sermayesinin kıta dışına kaymasına neden oldu. AB, sanayi göçünü durdurmak ve üretim bantlarını Avrupa'da tutmak amacıyla "tam yasak" politikasını yumuşatmak zorunda kaldı.

3. Almanya ve İtalya Bloku'nun Zaferi
Sürecin kırılma noktası, otomotiv endüstrisinin kalbi olan Almanya ve İtalya'nın yürüttüğü yoğun diplomasi trafiği oldu. Almanya'daki Friedrich Merz hükümeti ve İtalyan yönetimi, "tam elektrikli dayatmasının" kitlesel işsizliğe ve fabrika kapanmalarına yol açacağını savunarak, "teknolojik çeşitlilik" (hibrit ve e-yakıtlı araçların devamı) ilkesini kabul ettirdi.

Yapılan bu revizyonla birlikte, 2035 yılından sonra da Avrupa yollarında içten yanmalı motora sahip (hibrit veya sentetik yakıtlı) araçların satışı teknik olarak mümkün hale geldi. Yüzde 10'luk payın korunması, içten yanmalı motor teknolojisinin tamamen ölmediği, aksine stratejik bir rezerv olarak tutulduğu anlamına geliyor.

Rusya'dan Avrupa'ya: "Genetiği hırsız, ruhu nazi!"
Rusya'dan Avrupa'ya: "Genetiği hırsız, ruhu nazi!"
İçeriği Görüntüle

Bu gelişme, Avrupa'nın "Yeşil Mutabakat" sürecinde attığı en büyük geri adım olarak tarihe geçerken; kıtanın önceliğinin "iklim liderliği"nden "sanayi savunması"na kaydığını belgeliyor.