ABD ve İsrail’in tertibiyle İslâm dünyasını sömürmeye devam etmek ve bölgede yeni bir gücün bilhassa Türkiye’nin yeniden söz sahibi olmasını engellemek maksadıyla oluşturulan “Küre Koalisyonu” yoluna tam gaz devam ediyor. 2010 senesinden beri bölgede yaşanan her hadiseye karşı koltuğunu kaybetme insiyakıyla reaksiyon gösteren Suud, bu korkuların kullanılması suretiyle Siyonist-Haçlı ittifakının güdümüne girmiş vaziyette...

Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Mısır, İsrail ve ABD’nin başrolü üstlendiği koalisyonun esasında Türkiye’ye karşı bir oluşum olduğunu, bugüne kadar girişmiş oldukları faaliyetler net bir biçimde ortaya koyuyor. Filistinli Müslümanlara sahip çıkan Türkiye’ye karşı İsrail ile iş pişirmek, Türkiye’nin desteklediği İhvan’ı Mısır’da hapse atmak, Türkiye’nin bölgedeki en büyük ekonomik destekçisi Katar’a karşı darbe girişiminde bulunmak derken, bu hafta da ABD’nin direktifleri çerçevesinde YPG’ye Suudi Arabistan tarafından 100 milyon dolarlık bir yardım paketi aktarıldı. Beyaz Saray sözcüsü ise yardımın 300 milyon dolar olacağını söyledi. Türkiye ve Müslümanlara karşı işlenencürümleri saydığımızda, bu koalisyonun öncelikli hedefinin İran’dan ziyade Türkiye olduğu kolaylıkla anlaşılıyor.

Niçin Türkiye? Dünya bir dönüşüm sürecinin içerisinde... Batı’nın hâkimiyeti ele almasının ardından inşa ettiği düzen ve müesseseleri bir bir iflas ediyor.... İslâm sancağının düştüğü Anadolu ise bu sancağın yeniden doğrulacağı diyar olarak, köhnemiş dünya düzeninin yerine ikame edilecek düzenin merkez üssü olmaya namzet. Bilvesile söyleyelim ki, muhatap kaldığımız siyasî, askerî ve iktisadî saldırıların yegâne sebebi de budur.

ABD, bölgedeki taşeronlarını kullanmak suretiyle Türkiye’yi kuşatma altına alıyor. Bu taarruzun finansman giderlerini ise Suud’a ödetiyor. ABD’ye karşı giriştiğimiz savaşta muvaffak olmanın yolu ise ABD’nin Arabistan’dan geçen şah damarını kesmekten yani Suudi Arabistan’ı ellerinin altından çekmekten geçiyor.

Kapağımızda bu meseleyi değerlendirdik ve “Suud’u Çözen Amerika’yı Çözer” manşetini attık. Kapak mevzumuzu “Amerika’nın Şah Damarını Arabistan’da Kesmek” başlıklı yazısında işleyen Ömer Emre Akcebe, Türkiye’nin Suudi Arabistan’a karşı nasıl bir siyaset izlemesi gerektiği ve Amerika’n düzeninin şah damarının Suudi Arabistan’da nasıl kesilebileceğini izah ediyor.
Kapak mevzumuz ile âlakalı olarak ORSAM Başkanı Ahmet Uysal, Akademisyen İdris Kardaş ve SETA Araştırmacısı Can Acun görüşlerini Baran Dergisi okurları için paylaştı.