Fransa Dışişleri Bakanlığı, İsrail'e "Gazze'de uluslararası insancıl hukuka uyma" çağrısında bulundu.
Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamada, Fransa'nın Han Yunus'ta Birleşmiş Milletlere (BM) ait merkeze yapılan ve çok sayıda kişinin hayatını kaybetmesine yol açan saldırıyı kınadığı bildirildi.
Açıklamada, Gazze'de BM'ye ait merkezlerin ve çalışmaları bölgedeki sivil halk için hayati önem taşıyan insani yardım çalışanlarının korunması gerektiği vurgulandı.
Fransa'nın insani yardım çalışanlarını desteklemeyi sürdüreceği belirtilen açıklamada, "Sivil halkın korunması hem ahlaki bir zorunluluk hem de uluslararası bir yükümlülük." ifadesine yer verildi.
Açıklamada, İsrail'den "Gazze'de uluslararası insancıl hukuka uyması" istendi.
İnsancıl hukukun ayrım, gereklilik, orantılılık ve tedbir ilkelerinin gözetilmesini kapsadığı hatırlatılan açıklamada, İsrail'den bu yönde önlemler alması talep edildi.
Açıklamada, "Gazze'deki sivil halkın acılarına son verecek tek şey olan kalıcı bir ateşkes için derhal harekete geçilmeli." vurgusu yapıldı.
İsrail ordusunun, abluka altındaki Gazze Şeridi'nin Han Yunus kentinde on binden fazla sivilin sığındığı Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansına (UNRWA) ait eğitim merkezini vurduğu bildirilmişti.
Baerbock'tan İsrail’e çağrı
Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock, İsrail’e Gazze'de uluslararası insancıl hukuka uyma çağrısında bulundu.
Baerbock Gazze’deki duruma ilişkin yazılı açıklama yaptı.
Han Yunus’taki insanların içinde bulunduğu çaresiz durumdan son derece endişe duyduğunu belirten Baerbock, "Kendini savunma hakkı için de kurallar vardır ve uluslararası insancıl hukuk teröristlere karşı mücadelede de geçerlidir. İsrail, dünyadaki diğer tüm ülkeler gibi aynı şekilde bunlara uymalıdır." ifadesini kullandı.
Baerbock İsrail'in "acilen daha fazla insani yardımın Gazze'ye girmesine izin vermesi ve operasyonlarını buna uyarlaması gerektiğini" vurgulayarak, "Yüzbinlerce insan İsrail'in talimatıyla Gazze'nin güneyine, özellikle de BM tesislerine ve diğer yerlere sığındı. Bu insanlar kolayca ortadan kaybolamazlar. Bu nedenle bu yerleri terk etme çağrısı yeterli değildir; bilakis çatışmalarda insani araya ihtiyaç duyuluyor. Tüm esirlerin serbest bırakılması için de." değerlendirmesinde bulundu.
