Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, İngiltere Başbakanı Keir Starmer’ın ev sahipliğinde Londra'da düzenlenen Ukrayna Zirvesi'ne katıldı. Avrupa, Kanada ve NATO liderlerinin yer aldığı zirvede Ukrayna’nın güvenlik garantileri, savaşın seyri ve sözde "adil barış" süreci ele alındı. Ancak zirvenin en dikkat çeken yanı, ABD ile İngiltere arasındaki giderek belirginleşen ayrışma oldu.
İngiltere Ukrayna Konusunda ABD’nin Yerini mi Dolduruyor?
İngiltere Başbakanı Starmer, yaptığı konuşmada Batı’nın Ukrayna'ya verdiği desteğin süreceğini belirterek, "Ne kadar uzun sürerse sürsün, Ukrayna'nın yanındayız" dedi. Bu ifadeler, Trump’ın Ukrayna konusunda çekimser ve pragmatik yaklaşımının aksine, İngiltere’nin savaşın sürmesini desteklediğini gösteriyor.
Starmer ayrıca, İngiltere'nin Ukrayna için bir barış planı üzerinde çalıştığını ve bunu ABD ile görüşerek ilerletmeyi amaçladıklarını söyledi. Ancak İngiltere’nin Ukrayna konusunda giderek daha bağımsız bir duruş sergilemesi, Washington ile Londra arasında ciddi bir kırılma yaşandığını ortaya koyuyor.
Kral Charles’tan ABD’ye Mesaj Gibi Hamle
Zirve devam ederken, İngiltere Kralı III. Charles, Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy ile Sandringham'da bir araya gelerek Ukrayna’ya olan desteğini güçlü bir şekilde gösterdi. Zelenskiy görüşme sonrası, "Majesteleri Kral Charles’ın desteği bizim için çok kıymetli. Birleşik Krallık’ın güçlü desteğini hissediyoruz" dedi.
Kral Charles’ın, siyasetten uzak durma geleneğine rağmen böyle bir adım atması, İngiltere’nin ABD’den bağımsız hareket etme isteğini ortaya koyuyor. Özellikle Trump’ın Zelenskiy’ye yönelik sert ifadelerinin ardından gelen bu görüşme, Washington’a karşı açık bir mesaj olduğu görülüyor.
ABD-İngiltere Çatlağı mı Derinleşiyor?
Başbakan Starmer, Trump ile Zelenskiy arasındaki gerilimden rahatsızlık duyduğunu belirterek, "Evet, rahatsız hissettim. Bunu kimse görmek istemez. Ancak burada önemli olan nasıl tepki verdiğimizdir. Söylemleri yükseltmek yerine diplomasiyle çözüm aramak gerekir" dedi.
Öte yandan Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy ve İtalya Başbakanı Giorgia Meloni de bir araya gelerek Ukrayna'nın güvenlik garantilerine ihtiyacı olduğunu vurguladı. Zelenskiy, "Savaşın devam etmesi ve hızlı bir şekilde daha geniş bir çatışmaya dönüşmesi, Putin dışında kimsenin arzuladığı bir şey değil. Bu yüzden Avrupa ülkeleri ve ABD ile iş birliği içinde ülkemizin konumunu güçlendirmeliyiz" ifadelerini kullandı.
Ancak tüm bu diplomatik açıklamaların gölgesinde asıl soru şu: İngiltere, ABD’nin Ukrayna politikasındaki belirsizliğinden faydalanarak Avrupa liderliğini mi ele almaya çalışıyor?
Hakan Fidan'dan açıklama
Zirvede ateşkesin nasıl sağlanabileceği ve barış sürecinin hangi koşullarda mümkün olabileceğinin tartışıldığını ifade eden Fidan, bu konuda farklı ülkelerin farklı yaklaşımlar sergilediğini söyledi. Son dönemde ABD’nin aldığı pozisyonun Avrupa Birliği içerisinde çeşitli soru işaretlerine yol açtığını belirten Fidan, “Amerika'daki son ortaya konulan politikanın Avrupalı liderlerde, özellikle Ukrayna dosyasında, genel olarak da Avrupa güvenliği konusunda birtakım soru işaretleri oluşturduğu artık malum. Bu açıktan tartışılıyor.” ifadelerini kullandı.
Fidan, ABD’nin son haftalarda izlediği politikaların netleşmeye başlamasıyla Avrupa’da farklı görüşlerin ortaya çıktığını ve bu görüşlerin Avrupalı liderler tarafından çeşitli toplantılarda ele alındığını vurguladı. Avrupa ülkelerinin Ukrayna meselesinde nasıl bir yol izleyeceğine dair görüş ayrılıkları bulunduğunu belirten Fidan, Türkiye’nin bu süreçte hem barış anlaşması hem de Avrupa’nın yeni güvenlik mimarisinin oluşturulması noktasında kritik bir role sahip olduğunu söyledi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bu konuda büyük bir vizyona sahip olduğunu dile getiren Fidan, Türkiye’nin barış sürecine katkı sağlamaya hazır olduğunu ifade etti.
Türkiye’nin önceliğinin barışın sağlanması olduğunu vurgulayan Fidan, “Özellikle Ukrayna'da olacak bir barış anlaşması ve buna bağlı olarak Avrupa'nın bu çerçevede yeni bir güvenlik mimarisine kavuşup kavuşmayacağını da hep beraber göreceğiz.” diyerek sürecin belirsizlikler barındırdığını ifade etti. Türkiye’nin önceliğinin en kısa sürede ateşkesin sağlanması ve kalıcı bir barış anlaşmasının tesis edilmesi olduğunu belirten Fidan, “Bunu mümkün kılacak unsurlar nelerdir? O konuda farklı ülkelerin farklı fikirleri var. Ama bizim önceliğimiz, Cumhurbaşkanımızın da ifade ettiği gibi, barışın kaybedeni olmaz. Onun için önceden çalışmalıyız.” diyerek Türkiye’nin sürece yönelik yaklaşımını özetledi.
Türkiye Barıştan Yana
Türkiye, savaşın başından beri dengeli bir politika izleyerek müzakere sürecini teşvik etti. Ancak Batı’nın Ukrayna’ya sürekli silah desteği sağlaması ve savaşın uzamasını teşvik eden politikaları, barış girişimlerini gösteriyor.
Sonuç
Sonuç olarak, Atlas Okyanusu’nun iki yakasında ciddi bir kırılma yaşanıyor. İngiltere, ABD’nin boşluğunu doldurarak Avrupa’da Ukrayna konusunda liderlik üstlenmek istiyor. Türkiye ise bu güç oyunları arasında barışçıl bir çözüm çağrısını yinelemeye devam ediyor.