AUKUS (üç üye ülkenin isimlerinin kısaltması), 15 Eylül 2021 tarihinde Avustralya, Birleşik Krallık ve Amerika Birleşik Devletleri tarafından ilan edilen üçlü bir güvenlik paktıdır.

İki yıl önce duyurulmasından bu yana, ABD ve İngiltere'yi Avustralya'nın nükleer enerjiyle çalışan denizaltılar edinme hırsına bağlayan AUKUS anlaşması görüş ayrılıklarına neden olmuştur.

Eleştirmenler, anlaşmayı Hint-Pasifik bölgesinin güvenlik mimarisini istikrarsızlaştırabilecek bir ittifak olarak tasvir ettiler. Fikir, nükleer enerjiyle çalışan denizaltıların çoğalmasının bölgesel bir silahlanma yarışına davetiye çıkarabileceği ve gelecekteki Avustralya denizaltılarının nükleer silahlarla nihai olarak silahlandırılması için kapıyı açık bırakabileceğidir.

AUKUS bir güvenlik ittifakı değildir. Ne böyle bir düşünce ileri sürüyor ne de şimdiye kadar atılan adımlardan hiçbiri onu bir ittifak haline getirmeye yönelik değildi.

AUKUS, ulusal savunma amaçlı bir teknoloji hızlandırıcı anlaşmasıdır, ne eksik ne fazla. Kuantum hesaplama ve yapay zekâ gibi günümüzün olgunlaşan teknolojilerinin vaadini yarının askerî üstünlüğüne çevirmek için üç ülkenin yakın işbirliği yapmasına izin verecek şekilde tasarlanmıştır.

Geçen Nisan ayında, katılan üç hükümet, AUKUS'un uygulanmasının üst düzey yetkililer ve farklı çaba hatlarını tanımlayacak ortak yönlendirme grubu toplantıları tarafından denetleneceğini söyledi.

Bu alanlar 17 teknik çalışma grubu aracılığıyla geliştirilecektir. Bunlardan dokuzu bugünlerde gündeme gelen nükleer denizaltı programına odaklanırken, sekizi gelişmiş yeteneklerle ilgilidir. Söz konusu teknolojilerin hassas doğası yüksek derecede gizli bilgileri paylaşma taahhüdünü gerektirse de, bu bir ittifak kurma politikası süreci değildir.

AUKUS, nükleer silahlı denizaltılar tarafından sağlanan bir tür caydırıcılık yoluyla istikrarı sağlamakla ilgili değildir. Daha ziyade, gelişmiş yetenekler üzerine çalışma gruplarındaki temalar, anlaşmanın temel amacının konvansiyonel yeteneklerin istihbaratını ve caydırıcı değerini yükseltmek olduğunu gösteriyor.

Bu bağlamda, AUKUS ile ilgili en çarpıcı varsayımlardan biri, gelişmiş erken uyarı ve gerekirse eşsiz hedefleme hassasiyeti yoluyla geleneksel denizaltı yeteneklerinin tüm potansiyelini ortaya çıkarmanın anahtarı olarak teknolojiye olan inançtır.

Ayrıca AUKUS, üç ulusal başkentteki liderlerin denizcilik alanını Hint-Pasifik'in ve daha geniş uluslararası düzenin istikrarının merkezi bir dayanağı olarak gördüklerini ortaya koydu.

Bu nedenle AUKUS'un ne hakkında olduğunu anlamak stratejik olarak önemlidir. Önemli çünkü denizin uluslararası ilişkiler için hayati önem taşıdığı ve sonuç olarak bu alanda daha nitelikli operasyona izin veren teknolojilerin kritik önemi haiz olduğu bir dünya görüşüne ışık tutuyor.

AUKUS'un dünya görüşü, uluslararası düzenin denizcilik temellerinin devlet baskısına karşı savunmasız olduğunun kabul edilmesinden kaynaklanmaktadır. Güvenli ve emniyetli taşımacılık yolları ve bozulmamış deniz altı kabloları, ekonomik refahı ve siyasî istikrarı besleyen motorlardır. Bu, başka yerlerde olduğu gibi Hint-Pasifik'te de geçerlidir.

Batı için, Rusya'nın Ukrayna'nın Karadeniz'e erişimine yönelik son ablukası ve Çin'in Tayvan Boğazı'ndaki askerî manevraları, siyasî baskı uygulamak için deniz düzenini istismar etmeye istekli devletlerin elinde küresel refahın bozulması riskini teşkil etmektedir.

Bu nedenle AUKUS, milletlerarası düzenin en kritik bileşenlerinden birinin daha Batı aleyhine daha fazla istikrarsızlaşmasını önlemek için yapılan bir ön alma eyleminin paktıdır.

AUKUS, böylesine spesifik bir teknoloji anlaşmasının neden daha geniş stratejik öneme sahip olduğuna dair bir açıklamadır. Bu pakt, bölgesel güvenliği istikrarsızlaştırmıyor çünkü, bölgesel mimarideki başka hiçbir parça, denizin ticarete açık kalmasını ve revizyonist devletler tarafından meydan okunmamasını sağlayacak şekilde tasarlanmamıştır.

Yine de, gelecekteki yeteneklere yapılan herhangi bir yatırım gibi, AUKUS'un da zaman içinde değişmesi muhtemeldir. Denizaltılardan hipersonik füzelere kadar işbirliğinde keşfedilen gelişmiş yeteneklerin hassas doğası, ortaklar arasında daha fazla yakınlaşmaya ve stratejik yakınlaşmaya davet edecek. Avustralyalı denizaltıların eğitiminin İngiliz gemilerinde verileceğine dair son haberler, böyle bir talebin anlaşıldığını ve bunun peşinden gitme isteğini ima ediyor.

AUKUS'un stratejik olarak önemli olmasının ikinci nedeni budur. İleri teknolojinin askerî üstünlüğü sürdürmek için giderek daha fazla önem kazandığı bir bağlamda, yalnızca güvenilir ortaklar savunma işbirliklerinden en iyi şekilde yararlanabilecektir.

AUKUS örneğinde, Fransa ve Japonya ile AUKUS ortakları arasındaki işbirliği hakkında yenilenen konuşmalar, AUKUS'un özel bir kulüp olmadığını, yüksek inovasyon ve bilgi güvenliği standartları ile tanımlanan üyeliklere sahip bir kulüp olduğunu göstermektedir.

Bu, AUKUS'un Avustralya'nın 2040'ta nükleer enerjiyle çalışan denizaltıları konuşlandırmasından önce zorluklarla karşılaşmayacağı anlamına gelmez. Anlaşmanın uygulanması, ulusal endüstriyel kapasiteyi baskı altına alacaktır. Üst düzey Amerikalı yetkililerin son yorumları, Avustralya için ilk denizaltıları ABD'de inşa etme fikrinin sorunlu olabileceğini öne sürüyor.

Öte yandan, tahrik sistemi seçilene kadar denizaltıların tasarımı ve inşası açık bir soru olarak kalıyor. Teknolojinin sistemlerde ve sensörlerde gelecekteki değişiklikler üzerindeki etkisine karşı düşünüldüğünde, işbölümünün büyük olasılıkla değişen önemli bir değişken olmaya devam etmesi muhtemeldir.

Kesin olan şu ki, iki yıl sonra AUKUS, Batı’nın tanımıyla otokratlar safına yer alan Çin’in milletlarası platformlarda daha fazla söze girmeye başlamasıyla beraber ne olduğu ve neden önemli olduğu konusunda net bir yol çizmeye başladı. AUKUS, ileri teknoloji işbirliğinin hızlandırılmasının, stratejik avantajların nasıl güvence altına alınabileceği ve deniz istikrarının nasıl sağlanabileceği konusunda çok iyi fark yaratabileceği, denizcilikten haberdar bir dünya görüşü yolunda ilerliyor.