Raporda, ABD'li teknoloji devlerinden Avrupalı ve Asyalı sanayi şirketlerine kadar birçok kuruluşun adı geçiyor.

Perşembe günü Cenevre'de düzenlenecek bir basın toplantısıyla kamuoyuna sunulması planlanan Albanese'nin son raporunda, aralarında Microsoft, Google'ın ana şirketi Alphabet Inc. ve Amazon gibi ABD'li teknoloji devlerinin de bulunduğu 48 kurumsal aktörün ismi yer alıyor. Soruşturma kapsamında 1000'den fazla kurumsal varlığın yer aldığı bir veri tabanının da oluşturulduğu belirtildi.

Raporda, İsrail'in devam eden işgalinin şirketler için bir "ekonomi" haline geldiği vurgulanarak, "Şirketler artık sadece işgale karışmakla kalmıyor, bir soykırım ekonomisinin içine gömülmüş olabilirler" ifadelerine yer verildi. Albanese, geçen yılki bir uzman görüşünde, İsrail'in kuşatma altındaki Gazze Şeridi'nde soykırım yaptığına inanmak için "makul gerekçeler" bulunduğunu belirtmişti.

Raporda ayrıca, "Bulgularımız, İsrail'in soykırımının neden devam ettiğini gözler önüne seriyor: Çünkü bu, birçokları için kârlı bir durum" denildi.

Raporda Hangi Silah ve Teknoloji Şirketleri Yer Alıyor?

Rapora göre, İsrail'in F-35 savaş uçağı tedariki, sekiz ülkeden en az 1.600 şirkete dayanan ve ABD merkezli Lockheed Martin'in liderliğindeki dünyanın en büyük silah tedarik programının bir parçası. İtalyan üretici Leonardo S.p.A, askeri sektördeki ana katılımcılardan biri olarak listelenirken, Japonya'nın FANUC Corporation'ı silah üretim hatları için robotik makineler sağlıyor.

Teknoloji sektörü ise Filistinlilere ait biyometrik verilerin toplanmasını, saklanmasını ve hükümet tarafından kullanılmasını sağlayarak, "İsrail'in ayrımcı izin rejimini destekliyor." Raporda, Microsoft, Alphabet ve Amazon'un İsrail'e "bulut ve yapay zeka teknolojilerine neredeyse hükümet çapında erişim" sağladığı ve bu durumun İsrail'in veri işleme ve gözetleme kapasitesini artırdığı belirtildi.

ABD'li teknoloji şirketi IBM'in de askeri ve istihbarat personelini eğitmenin yanı sıra, İsrail Nüfus, Göç ve Sınırlar İdaresi'nin (PIBA) Filistinlilerin biyometrik verilerini saklayan merkezi veri tabanını yönettiği ifade edildi.

Büyük Doğu Akıncıları: "Milletin ruhuna uygun, İslami bir anayasa istiyoruz!"
Büyük Doğu Akıncıları: "Milletin ruhuna uygun, İslami bir anayasa istiyoruz!"
İçeriği Görüntüle

Rapor, ABD'li yazılım platformu Palantir Technologies'in Ekim 2023'te Gazze'ye yönelik savaşın başlamasından bu yana İsrail ordusuna desteğini artırdığını tespit etti. Raporda, şirketin "Lavender", "Gospel" ve "Where's Daddy?" gibi yapay zeka sistemleri aracılığıyla hedeflerin belirlenmesinde kullanılan otomatik tahmine dayalı polis teknolojisi sağladığına inanmak için "makul gerekçeler" bulunduğu kaydedildi.

Diğer Öne Çıkan Şirketler

Rapor, İsrail'in Filistin topraklarındaki işgali için "çift kullanımlı araçlar" olarak hizmet veren sivil teknolojiler geliştiren birkaç şirketi de listeledi. Bunlar arasında, ev yıkımları ve Batı Şeria'daki yasa dışı yerleşimlerin geliştirilmesi için ağır makine sağlayan Caterpillar, Leonardo'ya ait Rada Electronic Industries, Güney Koreli HD Hyundai ve İsveçli Volvo Grubu yer alıyor.

Kiralama platformları Booking ve Airbnb de İsrail işgali altındaki topraklarda mülk ve otel odaları listeleyerek yasa dışı yerleşimlere yardım ediyor.

ABD'li Drummond Company ve İsviçreli Glencore, İsrail'e elektrik için kömürün ana tedarikçileri olarak gösterildi. Tarım sektöründe ise Çinli Bright Dairy & Food, İsrail'in yasa dışı ileri karakollarında Filistinlilerden gasp edilen topraklardan faydalanan İsrail'in en büyük gıda holdingi Tnuva'nın çoğunluk hissedarıdır. %80'i Meksikalı Orbia Advance Corporation'a ait olan damla sulama teknolojisi şirketi Netafim de işgal altındaki Batı Şeria'daki su kaynaklarını sömürmek için altyapı sağlıyor.

Şirketlerin Arkasındaki Ana Yatırımcılar Kimler?

Rapor, ABD'li çok uluslu yatırım şirketleri BlackRock ve Vanguard'ı listelenen birçok şirketin arkasındaki ana yatırımcılar olarak tanımladı.

Dünyanın en büyük varlık yöneticisi olan BlackRock'un, Palantir (%8,6), Microsoft (%7,8), Amazon (%6,6), Alphabet (%6,6) ve IBM'de (%8,6) en büyük ikinci kurumsal yatırımcı olduğu belirtildi. Vanguard'ın ise Caterpillar (%9,8) ve Palantir'de (%9,1) en büyük, Lockheed Martin'de (%9,2) ise ikinci en büyük kurumsal yatırımcı olduğu vurgulandı.

Yeni Gelişmeler ve Raporun Olası Etkileri

Raporun Yankıları ve Gelen Tepkiler: Francesca Albanese'nin raporu, uluslararası kamuoyunda geniş yankı uyandırdı. İsrailli yetkililerin, raporu "tek taraflı ve antisemitik" olarak nitelendirerek kınaması, Filistin Yönetimi'nin ise raporu memnuniyetle karşılayarak uluslararası topluma adı geçen şirketlere yaptırım uygulama çağrısı yapması öngörülüyor. Raporun yayınlanmasının ardından adı geçen bazı teknoloji ve yatırım şirketlerinin, uluslararası hukuka uygun faaliyet gösterdiklerini ve insan haklarına saygı duyduklarını belirten standart inkâr açıklamaları yapması bekleniyor.

Yatırımcılar Üzerindeki Baskı Artıyor: Raporun, özellikle BlackRock ve Vanguard gibi dev yatırım fonları üzerinde baskı oluşturması ve İsrail'e yönelik "Boykot, Tecrit ve Yaptırımlar" (BDS) hareketine yeni bir ivme kazandırması bekleniyor. Sivil toplum kuruluşları ve aktivist grupların, bu fonları, İsrail'in işgalinden ve savaş suçlarından kâr sağlayan şirketlerdeki hisselerini çekmeleri için kampanyalar düzenleyeceği tahmin ediliyor.

Hukuki Sorumluluk ve UAD Kararı: Albanese'nin bulguları, Uluslararası Adalet Divanı'nın (UAD) Temmuz 2024'te İsrail'in işgalinin yasa dışı olduğuna ve "mümkün olan en kısa sürede" sona ermesi gerektiğine dair verdiği tavsiye niteliğindeki kararı hukuki ve ekonomik zeminde güçlendiriyor. Raporda vurgulandığı gibi, şirketlerin ve yöneticilerinin uluslararası hukuk kapsamında cezai sorumluluğu bulunuyor. Bu raporun, gelecekte uluslararası mahkemelerde şirket yöneticilerine karşı açılabilecek davalarda önemli bir kanıt teşkil edebileceği belirtiliyor. BM Genel Kurulu, UAD'nin bu mütalaası ışığında İsrail'den işgal altındaki Filistin topraklarındaki yasa dışı varlığına Eylül 2025'e kadar son vermesini talep etmişti. Bu yeni rapor, bu talebe uymayan İsrail'e destek sağlayan ekonomik aktörler üzerindeki baskıyı artırmayı hedefliyor.