Suriye Ulusal Kayıp Kişiler Komisyonu Başkanı Muhammed Rıza Celhi, Esed ailesinin yarım asırlık diktatörlüğü ve iç savaş yıllarında kaybolanların sayısının 300 bini aşabileceğini açıkladı. Müslüman halkın on yıllardır uğradığı zulmün izleri hala silinmiyor.

BM sözcüsünden Esed rejiminin tüm suçlarını araştırma çağrısı
BM sözcüsünden Esed rejiminin tüm suçlarını araştırma çağrısı
İçeriği Görüntüle

Esed hanedanının karanlık mirası

Komisyona göre, 1971’de Hafız Esed’in darbeyle iktidarı ele geçirmesinden bugüne kadar kayıp kişi sayısı 120 bin ile 300 bin arasında değişiyor. Sadece 2011’de başlayan ayaklanmaların ardından on binlerce insan rejimin zindanlarında kayboldu. Müslüman halkın özgürlük talebini bastıran Beşşar Esed, babası gibi demir yumrukla iktidarı sürdürdü ve bu süreçte yüz binlerce insanın hayatına mâl olan baskıcı politikalar yürüttü.

Toplu mezarlar ve faili meçhuller

Komisyonun elinde, Suriye’nin farklı bölgelerinde tespit edilmiş 63’ten fazla toplu mezara dair bilgiler bulunuyor. Ancak kimlerin gömüldüğü, mezarların nasıl oluşturulduğu ve kaç kişiyi içerdiği konusunda ayrıntı verilmedi. Daha önce yayımlanan uluslararası raporlarda, Şam yakınlarındaki al-Qutayfah bölgesinde 100 bini aşkın cesedin gömülü olabileceği ortaya konulmuştu. Bu tablo, Esed rejiminin işlediği insanlık suçlarının boyutunu bir kez daha gözler önüne seriyor.

Suriye’deki kayıplar yalnızca Esed rejiminin zulmünden ibaret değil. DEAŞ gibi terör örgütleri de Müslüman halkı hedef alan infazlar ve katliamlarla sürece eklendi. Ancak en büyük sorumluluk, onlarca yıldır halkı baskı altında tutan ve İslam topraklarında kan döken Esed hanedanına ait. Zindanlarda kaybolan binlerce genç, işkencehanelerde yok edilen alimler, sürgüne mecbur edilen aileler bu kara düzenin en açık kanıtı.

Kayıp dosyası için uluslararası işbirliği

Komisyon, ulusal veri bankası kurulması ve altı aşamalı bir eylem planının hayata geçirilmesi için çalışıyor. Her aşamanın üç ila altı ay sürmesi planlanıyor. Süreç, şeffaflık ve katılım ilkelerine dayanacak.

Uluslararası kuruluşlar, özellikle BM’nin Bağımsız Kayıp Kişiler Kurumu, teknik destek sunmaya hazır olduğunu duyurdu. İsviçre ve Avrupa’daki bazı kurumlarla işbirliği yapılırken, adli tıp ve kayıt sistemleri konusunda eğitim desteği sağlanacak.

Ailelerin haykırışı: “Adalet istiyoruz”

Kayıp yakınları, yıllardır çocuklarının ve sevdiklerinin akıbetini öğrenmeye çalışıyor. Aktivist Wafa Mustafa, The Guardian gazetesine verdiği röportajda, “Babamı bulmak için her videoya baktım. Hâlâ bir haber yok. Yıllardır bekliyoruz.” sözleriyle Müslüman halkın çilesini özetledi.

The Wall Street Journal’ın haberine göre, savaş yıllarında yüzlerce çocuk ailelerinden koparılarak kimliksiz şekilde yetimhanelere yerleştirildi. 3.700 çocuğun kayıp dosyası hâlâ açılmamış durumda.

Geçiş dönemi adaleti için en kritik dosya

Komisyon Başkanı Celhi, kayıplar dosyasını “Suriye’deki en karmaşık ve en acı verici dosya” olarak nitelendirdi. Uluslararası Kızılhaç Komitesi de, bu sürecin “yıllar sürecek devasa bir görev” olduğunu açıkladı.

Yeni Suriye yönetimi, Müslüman halka verilen zulmün hesabının sorulacağı ve kayıpların akıbetinin açıklığa kavuşturulacağı sözünü veriyor.