Fransa’da Müslümanlara yönelik bakış açısı, bireysel ön yargıları aşarak devletin ve medyanın eş güdümüyle yürütülen sistematik bir "korku endüstrisine" dönüşmüş durumda. Faslı akademisyen ve siyaset bilimci Hasan Oerid'in analizine göre; Fransa, Müslümanları potansiyel bir tehdit olarak kodlayan, sosyolojik ve hukuki temelleri olan bir İslamofobi inşa ediyor.

Söz konusu yaklaşım, İslamofobiyi sadece sokaktaki bir eylem olmaktan çıkarıp, elitlerin ve karar vericilerin zihninde "sabit bir fikir" (idée fixe) haline getiriyor. Bu takıntı, verilerin manipüle edilmesiyle toplum mühendisliğine dönüştürülüyor.

Rakamlarla "Korku"nun İnşası: İbadet Etmek "Tehdit" Sayılıyor

Fransız medyasında ve siyasetinde köpürtülen korku iklimi, özellikle Bataclan saldırılarının 10. yıl dönümüne denk getirilen ve sağcı "Valeurs Actuelles" (Uyanış Ekranı) dergisi tarafından yaptırılan anketlerle zirveye taşındı.

Bu anketlerin ortaya koyduğu ve Fransız elitlerini korkutan istatistikler, Müslümanların inançlarına sadakatini bir "tehdit unsuru" gibi sunuyor:

  • Gençlerde Artan Dindarlık: Ankete göre Fransa'daki Müslüman gençlerin büyük bir kısmı dini kimliklerine sıkı sıkıya bağlı.

  • İbadet Pratikleri: Fransa'daki her 4 Müslümandan 1'i, İslam'ın şartlarını ve ritüellerini tam anlamıyla yerine getiriyor.

    Dayatılan aşıların bedeli: Kalp hasarı bizzat kabul edildi
    Dayatılan aşıların bedeli: Kalp hasarı bizzat kabul edildi
    İçeriği Görüntüle
  • Tesettürün Yaygınlaşması: Genç kızlar arasında başörtüsü kullanımı, laikçi baskılara rağmen artış gösteriyor.

Fransız medyası ve İçişleri Bakanlığı çevreleri, bu istatistikleri "dindarlık" olarak değil; "Sessiz İşgal", "Yeniden İslamlaşma" (Re-Islamization) ve "Şeriatın Cumhuriyet yasalarından üstün tutulması" şeklinde yorumluyor.

Üç Katmanlı Kuşatma Stratejisi

Analize göre Fransa, Müslümanları ötekileştirmek için üç aşamalı, organize bir yapı inşa etti:

  1. Hukuki Zemin (Ayrılıkçılık Yasası): Ağustos 2021'de kabul edilen ve "Cumhuriyet Değerlerine Saygı" adı altında sunulan yasa ile Müslümanların örgütlenme özgürlüğü kısıtlandı.

  2. Bürokratik Baskı (Siyasal İslam Genelgesi): İçişleri Bakanlığı tarafından yayımlanan genelgelerle, şiddete başvurmayan ancak İslami kimliğini savunan dernekler "Siyasal İslam" etiketiyle kriminalize edildi.

  3. Toplumsal Algı Operasyonu (Anketler ve Medya): Bilimsel tarafsızlık maskesi altında yapılan yönlendirilmiş anketlerle, Müslümanların ibadet etmesi "radikalleşme" ile eş değer tutularak toplumda panik havası yaratılıyor.

Neden Korkuyorlar? "Gerekli Düşman" Olarak Müslümanlar

Fransa'nın bu korkuyu beslemesinin altında yatan asıl nedenin, ülkenin içinde bulunduğu varoluşsal krizler olduğu belirtiliyor. Antropolog René Girard’ın "Günah Keçisi" teorisine atıfta bulunulan analizde, Fransa'nın ekonomik ve sosyal sorunlarının üzerini örtmek için Müslümanları "Gerekli Düşman" (L'ennemi nécessaire) olarak konumlandırdığı vurgulanıyor.