Yunanistan karasularında 14 Haziran'da batan teknede çoğu Pakistan Suriye ve Mısır uyruklu 750 kadar kişinin olduğu biliniyor.

14 Haziran’daki hâdise son yıllarda Akdeniz'de yaşanan en büyük insani facialardan biriydi. 104 kişi sağ kurtulurken, 82 kurbanın cesedi bulundu.

BBC'ye konuşanlardan bazıları Atina'nın 40 kilometre kuzeydoğusundaki Malasaka Mülteci Kabul Merkezi'nde tutuluyor. Bazılarıysa tesisi terk etti. Etrafı dikenli tellerle çevrili kabul merkezine medyanın girişi yasak.

"Tekneyi onlar batırdı"

Mısırlı bir görgü tanığı "Yunan Sahil Güvenliği'nin bizi kurtaracağını sandık ama bunun yerine tekneyi batırdılar" diyor.

Görgü tanığı, Yunan Sahil Güvenliği'nin Yunanistan kıyılarının 80 kilometre açığında, Akdeniz'in en derin yerlerinden birinde battığında, tekneyi çektiğini anlatıyor.

Yunan makamları daha önce bu suçlamayı reddetti ve tekneye çıkıp, durumu incelemek istediklerinde bir ip bağlandığını, teknedekilerin bunu reddettiğini ve İtalya'ya gitmek istediklerini söylediklerini iddia etti.

ABD, İsrail'in insani hukuku ihlal etmiş olabileceğini "ima" etti ABD, İsrail'in insani hukuku ihlal etmiş olabileceğini "ima" etti

Ancak sağ kurtulan Suriyeliler'den biri "Tekneyi yandan bağladılar ve hızla hareket ettiler" diyor.

Bu ifade, "tekneyi zorla çektiklerini ve alabora olmasına neden olduklarını" söyleyen Mısırlı görgü tanığının anlattıklarıyla örtüşüyor.

Konuştuğumuz, sağ kalan mültecilerden biri, Yunan makamlarının Yunan Sahil Güvenliği'nin tekneyi "nasıl kurtarmaya çalıştığı" konusunda medyayla konuşmamalarını istediğini, konuşurlarsa da "Yunan Sahil Güvenliğini" suçlamamaları gerektiğini söylediklerini belirtiyor.

Biri de, Yunan yetkililerinin neler yaşandığına dair ifadesini değiştirmesi için baskı yaptığını, karşılığında da "mali yardım ve iltica başvurusunun hızlandırılması" sözünü verdiklerini anlatıyor.