Günlerdir "6 yaşında tecavüz" iddiası üzerinden her türlü hakaret yapılıyor, fiil ve mağdur üstünden İslam'a saldırılar gerçekleştiriliyor. Bugün bu ajitatif saldırıya CHP'nin şefi Kemal Kılıçdaroğlu da katıldı.

Soğukkanlı davranılması gereken bir yerde, hiçbir şey ispatlanmamışken yapılan bu faaliyetlerin "iyi niyetli" bir amaç için olduğunu düşünmek, muhal.

İddia edilen fiil, aşağılık bir şey ve ne acı ki, her çocuğun başına gelme "ihtimaline" sahip; fakat unutulmaması gereken, aynı iddia ile “herkesin” de itham edilebileceği gerçeği!

Cesedin başında üstü başı kan içinde ve elinde kanlı bıçak ile yakalanana dahi hemen "katil" denilemez "hukuki" açıdan! İspatı gerekir çünkü. "Kalabalıkların adaleti"ni isteyenler için ise bunun bir ehemmiyeti yoktur. Önemli olan "hadiseyi" kendi menfaatlerine göre kullanmaktır onlar için. İKİYÜZLÜLERdir.

CHP şefi KK'nın bugün söylediği, TİPsiz TİPlilerin günlerdir yaygarasını yaptıkları bir şey var:

"İki sene ne yaptınız? İki sene neyi gizlediniz?!"

Aile Bakanı Derya Yanık bunun YALAN olduğunu 10 Aralık günü TBMM'de bakanlığının bütçe görüşmesi esnasında söyledi:

"- "Mağdur 30 Kasım 2020'de cumhuriyet savcılığına müracaat etmiş. Savcılıktan konu bize intikal etmiş. 4 Aralık 2020'de Şiddet Önleme İzleme Merkezimizin ilk kabul birimine almışız, 8 Aralık 2020'de de mağduru kadın konuk evimize almışız."

Görüldüğü gibi mağdur Hatice Kübra İstekli-Gümüşel, savcılığı suç duyurusunda bulunması ve savcılığın bakanlığa bildirmesi akabinde hemen korumaya alınmış. Kaldı ki bu husus, dosyadan almadıkları bilgi, evrak kalmayan ama boş konuşan TİPsizlerin de "bilgisinde" olmalı! Yani, bile bile yalan söyledikleri çok açık!

Gelelim şu "2 sene" meselesine yine; süre bakımından ele alalım.

Kısıtlı sayıdaki sanığın olduğu "cinsel suç" kapsamındaki bir dosyada "soruşturma süresinin" mümkün olduğunca kısa olması en makulüyken, iki/2 sene sürmesindeki tuhaflık aşikâr. Hukuku meslek olarak yapanların nazarında belki bu süre "normal" olabilir fakat dünyanın en aşağılık fiili üstüne yapılan bir soruşturmanın (ve kovuşturmanın) hem mağdur hem de sanıklar açısından bir an önce, en hızlı şekilde bitirilmesi gerektiği açık değil mi?

Mağdur açısından hızlıca bitirilmesi, mağdurun "sanıkların cezasının verildiğini" görmesini, sanıklar açısından da ola ki yalan/yanlış isnattır, bir an önce şereflerinin kurtarılmasını sağlar. Teoride diyelim "soruşturma safhası"na dair bir kısıtlama yok. Neredeyse "ilelebet" devam edebilir! Bu "genişliğe" rağmen bu tip suçlar için "bir-1 sene" süre öngörüldüğü biliniyor.

Hatice Kübra İstekli-Gümüşel dosyasında bu iki sene olmuş. "6 yaş" deniliyor ama ihbarda bulunduğu sırada 22 YAŞINDA; 7-8 yaş ve altı bir çocuk için pedagog gözetiminde yapılan "ifade almanın" zorluğu, aniden kesilmesi vs. sebeplerle hemen-hızlıca ifadenin alınmasının pek mümkün olmaması gayet tabii, bu sebeple diğer dosya evraklarının tamamlanması mümkün olsa da ifadenin zamana yayılması sebebiyle davanın açılmasının bir seneye ulaşmasını tabii görsek de, 22 yaşında ve ses kaydı almayı başkalarının akıl vermesiyle düşünecek kadar "yetkin" birinin ifadesini almak ve dosyayı "ikmal etmek" niye iki-2 sene sürer, işte buna akıl sır ermez!

Fakat küçük bir araştırma ile bu "2 sene" meselesinin başka bir MÜHİM DAVADA da olduğunu görmek mümkün; işin daha tuhaf tarafı, bu davanın basında (bir iki yer hariç) pek gündem olmaması!

Avukat Betül Altınsoy Yanılmaz'ın dava başlamadan çok kısa bir süre önce sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımlarla gündeme gelen davada mağdurun yaşı 5! Evet, BEŞ YAŞINDA CİNSEL TACİZE uğradığı iddia edilen mağdurun davası da fiilin gerçekleşmesinden 2-İKİ SENE SONRA açılmış!

Avukat Betül Altınsoy Yanılmaz soruşturmanın iki sene sürmesinden belki şikayetçidir bilmiyorum ama savcılığa yönelik bir ithamı yok. Çünkü soruşturma safhasının uzamasının sebebi, iddia edilen tacizin gerçekleştiği okuldan kaynaklanıyor.

Peki hadise nerede olmuş?

İSTEK VAKFI Kartal Anaokulu'nda gerçekleşiyor hadise!

Bu vakıf kimin?

"Sarı Bedri"nin! Yani yıllarca Ergenekon davasından yurtdışında firari olarak yaşayan Bedrettin Dalan'ın, kuruluş parasını tek telefonla Aydın Doğan'dan aldığı kurduğu vakfın okulunda!

Bu derece önemli "saygın şahsiyetler" olduğu için herhalde "vakfın mütevelli ve yönetim kurulu"nda, tabiatıyla da "birkaç gazete dışında" kimse ilgi göstermiyor! Ne Birgün'ü, ne Cumhuriyet'i, ne Sözcü'sü, ne Duvar'ı, ne bilmem nesi!

Dikkat ediniz, mağdur çocuğun avukatı olan Betül Altınsoy Yanılmaz o günlerde KADEM idarecisi; o günlerde -şimdi bakan olan- Derya Yanık da orada idareci! Şimdi, mahkeme safhasında hem, avukat Yanılmaz Ak Parti MKYK üyesi, diğeri de Aile Bakanı!

"Sarayın gazetecileri", "Sarayın hukuku" diyorlar ya, işte hem partinin idarecisi hem de hükümetin bakanı olan İKİ KADIN KİŞİye rağmen bu davanın soruşturması 2 SENE SÜRDÜ! Neredeyse hiçbir gazetede de haber olmadı!

Haber yaptılarsa da nasıl yaptılar biliyor musunuz?

İSTEK VAKFI'nın ilgili okulunun "kamera görüntülerini vererek işbirliği yaptığı" yönünde açıklamasına yer vererek!

"- ... aile tarafından Cumhuriyet Savcılığına yapılan suç duyurusuna istinaden kurumumuzdan talep edilen tüm kamera görüntüleri ve bu görüntülerin depolandığı cihazlar, ilgili makamlara teslim edilmiştir. Kurumumuz tarafından adli ve idari makamların baskı altına alındığına yönelik asılsız iddialara ilişkin yapılan şikayetler adli makamlarca da incelenmiştir ve bu hususla ilgili aleyhimize veya kurum çalışanlarına karşı herhangi bir adli ve idari soruşturma ve kovuşturma da bulunmamaktadır."

Soruşturma safhasının uzamasının, hatta kovuşturma safhasının da UZAMASININ TEK SEBEBİ bu açıklamadaki (kamera görüntüleri) hususun GERÇEK OLMAMASIYLA alakalıdır! Çünkü hadisenin olduğu zaman ait TEK BİR GÖRÜNTÜ DAHİ TESLİM EDİLMEMİŞTİR!

TİPsiz TİPlilerin İKİYÜZLÜLÜĞÜ dememdeki kasdı anlamış olmalısınız artık!

"2 sene" ise, buyurun, halen devam eden, şu anda karar aşamasında Yargıtay'da olan İSTEK VAKFI ANAOKULU'ndaki BEŞ YAŞINDAKİ ÇOCUĞA TACİZ DAVASInın da soruşturması, hem de muhatap tarafın işi uzatmasından, İKİ SENE SÜRMÜŞ, niye sesiniz çıkmadı, çıkmıyor?

Derdiniz "çocuk tacizi" ise, niye hiç haber yapmadınız, dosyanın içindeki gariplikleri gündeme getirmediniz? Daha bitmemiş, kesinleşme sürecinde olan BEŞ YAŞINDAKİ ÇOCUĞA TACİZ DAVASInı işte şimdi haber yapın bakalım?

Yapamazsınız ama! Hem "sizin takımdan" hem de "saygın kişiler" var ortada, değil mi?

İkiyüzlüsünüz! Alçaksınız!

Görüş: İbrahim Haceviç