Kimi ezan sesi vardır camiye getirir, kimi ezan sesi de camiden kaçırır. Kötü okunan ve terbiye görmemiş bir sesle okunan ezan, bırakın huzur vermeyi, Müslümanlara eziyet veriyor. Özellikle kadim camilerde bu duruma dikkat edilmiyor olması daha da içler acısı.

Ses terbiyesi almadan ezan okuyan müezzin ve imamlarla birlikte sesi çirkin olanların da ezan okuması kötü bir durum arz ediyor.

Problem bununla da bitmiyor; Diyanet tarafından belirlenen desibel ölçüsüne uyulmuyor. Ayarları bozulmuş mikrofonlarla bağıra bağıra okunan ezanlar dışarıya estetikten uzak, hışırtılı, tahammül derecesini aşan biçimde yayılıyor.

Şan eğitimi şart

Diyanet İşleri Başkanlığı’nın bu konuyu gündemine alması ve müezzin ve imamların şan eğitimi ve diksiyon eğitimi almalarına dair çalışmalar yapması gerekiyor. Ses eğitimi olmayan, makamları bilmeyen, sesi kötü olan müezzin ve imamların ezan okumaması uyarısında bulunması gerekiyor.

Ayrıca küçük camilerde (cemaati bir ya da iki saf) mikrofon kullanılması cemaati rahatsız ettiği gibi estetik de değil. Cuma namazlarında her yere takılan hoparlörden gelen ses cemaatin huzurunu kaçırıyor, namaza adapte olamıyor.

Mikrofonlardaki eko problemi

Bu problemlerin yanında mikrofondaki eko problemi de cemaati rahatsız ediyor. İmam ayeti okurken sesle birlikte eko da yapılıyor. Bu da imamların hoşuna gitse de çirkin bir görüntü meydana getiriyor.

Büyük camilerde ezan okunduktan sonra namaz bitene kadar okunan kamet, dua ve aşırlarında sesleri dışarıya veriliyor. Bu rahatsız edici yobazlığın da son bulması gerekiyor.

Diyanet İşleri Başkanlığı’nın tamamen mikrofon olayını iptal etmesi gerekiyor. Buna gücü yetmiyorsa da mikrofon ayarlarına düzen getirmesi ve bunu denetlemesi gerekiyor.

“Allah güzeldir, güzeli sever.” hadisi şerifince güzeli gözetmeli ve bu konuda özellikle imam ve müezzinlerin hassas davranması gerekmektedir.

Haber: M. Taha İnci