Geçtiğimiz aralık ayında kurda yaşanan frekansı yüksek dalgalanma esnasında yayınladığımız Baran Dergisi'nin “Olağanüstü Şartlara Olağanüstü Müdahale” manşetli 779. Sayısında, Türkiye ekonomisinin artık palyatif tedbirlerle günü kurtarmanın bile mümkün olmadığı bir döneme girmiş bulunduğunu hatırlatmış ve yedi maddelik tavsiyede bulunmuştuk.

Bu maddelerden biri de “Yatırımların ve devlet şirketlerinin halka arzedilmesi” idi. Yatırım konusunda yaşanan sıkıntıların çözülmesi adına devletin, tasarruflarını nasıl değerlendireceğini düşünen halkı büyük projelere ve şirketlere ortak edebileceğini belirtmiştik.

Yatırım enstrümanlarının çeşitlendirilmesi

Yatırım enstrümanlarının çeşitlendirilmesi mevzuunda şunları söylemiştik;

“Erdoğan başta olmak üzere konu her ne olursa olsun sürekli olarak ön plana çıkartılan yol, köprü, havalimanı, hastahane gibi yapılmış ve planlanan yatırımların halka arz edilmesi. Öyle ya, bu işleri yapmak için ihtiyaç duyulan finansman niçin yerli kaynaklardan sağlanmasın ve yatırımcısı millete kazandırmasın?

Bir süredir muhalefet tarafından Katar ile Birleşik Arab Emirliklerine peşkeş çekileceği iddia edilen Aselsan, Roketsan, Havelsan, TPAO, BOTAŞ gibi şirketler de halka arz edilmelidir. Yalnız bu bildik mânâda bin türlü manipülasyona açık borsa üzerinden değil de, devlet bankalarından alınabilecek hisse senetleri üzerinden, sermayenin bunu fırsat bilip hisselere çöreklenmesine karşı tedbirler alınmak suretiyle ve her sene elde edilen kâr payının dağıtılması şartıyla yapılmalıdır.

Böylelikle yatırım enstrümanları çeşitlenecek ve millet yatırım için döviz, emlak, oto üçgenine sıkışıp kalmaktan kurtulacak, piyasadaki para deveranı da hızlanacaktır.”

İlk adım Gelir Endeksli Senet

Hazine ve Maliye Bakanlığı da dün akşam saatlerinde ekonomiye ilişkin yeni adımlar attığını açıkladı ve Türk lirasını desteklemek amacıyla Gelir Endeksli Senet (GES)’in çıkarılacağını duyurdu.

Bakanlık açıklamasında, "Bakanlığımızca, vatandaşlarımızın tasarruflarını Türk Lirası cinsi varlıklarda değerlendirebilmelerinin teşvik edilmesi ve yatırımcı tabanının genişletilmesi amacıyla, gelire endeksli Devlet iç borçlanma senedi (GES) talep toplama işlemleri 15 Haziran 2022 tarihinden itibaren gerçekleştirilecektir" denildi.

Şirketlere kişiler ortak olabilecek

GES kapsamında vatandaş alacağı senetlerle dev kamu iştiraklerinin karına ortak olabilecek. İhraç edilecek senetler üç ayda bir yatırımcısına kupon getirisi sağlayacak olup kupon ödemelerinde asgari getiri garantisi olacak. Senedin kupon ödemesine esas teşkil edecek getiri oranı ve vade yapısı ihraç duyurusunda ilan edilecek. Senedin yatırımcıya sağlayacağı nihai getiri oranı, ihraç aşamasında bakanlık tarafından belirlenen getiri oranının, hasılat gerçekleşmeleri çerçevesinde hesaplanacak endeks değeri ile çarpılması yoluyla belirlenecek.

Sırada Türk Altın Lirası var

Öncelikli sorunumuz, Türk Lirası’nın para olma vasfını halen yerine getirememesi. Başta bu sorunun çözülmesi adına TL’nin hakiki bir kıymet vahidi olan altına endekslenmesi gerekiyor. Hazine Bakanlığı’nın attığı adımları tam manasıyla yerli yerine oturtacak asıl saik ise Türk Lirası’nın altına endekslenmesi.

Türk Lirası altına endekslenirse ne olacak?

-Hakiki bir değeri olan Türk Altın Lirası’nın bir tasarruf vasıtası olarak kullanılabilmesine olanak sağlayacak.

-Bankalardaki döviz cinsinden tutulan mevduatların bu sayede piyasadaki para deveranına dahil edilmesi sağlanacak.

-Vadeli anlaşmalarda ödeme cinsi olarak Türk Altın Lirası kullanılacak ve fiyatlandırmalar döviz baskısından arındırılacak.

-Üretilen mal ve hizmetler Altın Lira üzerinden fiyatlanacak ve kur dalgalanmalarından kaynaklanan enflasyon karşısında Türk Altın Lirası adeta bir dalgakıran vazifesi görecek.

-Tedavülde sırf döviz üzerinden para kazanma imkânının daralması sebebiyle para kazanmak isteyenler fiili yatırımlar yapmaya yönelmek zorunda kalacak.

-Bilhassa servet sahiplerinin kurdaki dalgalanmayı fırsat bilip, Türk Lirası cinsinden sabit gelirli vatandaşı soyup soğana çevirmeleri engellenmiş olacak.

-Türk Altın Lirası’nın yabancı paralar karşısında satın alma gücünü muhafaza ediyor olması dolayısıyla memleket içindeki, adına sunî kazanç diyebileceğimiz birçok rant kapısı da bu vesileyle kapanmış olacak.

-Türk Altın Lirası’na geçilmesinden sonra paranın değeriyle bugünkü gibi oynanamayacak.

-Yüksek enflasyon, yüksek kur, yüksek faiz gibi bahisler Türkiye’nin gündeminden çıkacak.

-Para üzerinden para kazanma imkânı daralacak.

-Servet ve tasarruf sahipleri daha fazla gelir elde etmek için üretime yönelmek zorunda kalacak. Bu da tabiî olarak durağanlaşan ekonomiye dinamizm getirecek ve para sirkülasyonun hızlanmasına, servetin tabana doğru yayılmasına ve dolayısıyla hakiki bir iktisadî büyümeye sebeb teşkil edecek.

Adım adım altına endeksli liraya doğru

Bugünden bakıldığında görülüyor ki, Türkiye, adım adım Türk Lirası'nı altına endekslemek ve senelerdir memleketin gündemini işgal eden, ekonomik hayatı baltalayan, fakiri daha fakir zengini daha zengin eden kur dalgalanmasını artık memleketin gündeminden tamamen çıkartmak, hakiki bir kalkınmaya odaklanmak, bununla beraber Türkiye’yi parası üzerinden operasyona maruz bırakılan memleket olmak vasfından çıkartmak, geliştirdiği dış ekonomik işbirliklerini, bu hakiki değer üzerinden realize ederek yalnız Türkiye’yi değil aynı zamanda çevresini de dolar ve dolara dayalı finansal operasyonlardan korumak, bağımsızlığını kazanmak ve paydaşlarını da bağımsızlaştırmak üzere aksiyona başlamış bulunmaktadır.