Ak Partililer Türkiye’deki mevcut düzenden memnun değiller ve bu rahatsızlıkları dolayısıyla o kadar çok şikâyet ediyorlar ki, bilmeyen, tanımayan sanır ki bunlar iktidar değil de muhalefet partisi.

Halk Partililer de Türkiye’deki düzenden memnun değiller. Çok partili siyasî hayata geçildiği günden beri kendilerine verilen tek rol dolayısıyla müzmin muhalefet partisi olmaları dolayısıyla çeneleri çokça düşük olsa da, serzenişlerinin hepsinde haksız sayılmazlar. Bilhassa iktidar partisi yaptığında rahatsızlık duydukları; fakat kendi ellerine iktidarı geçirdikleri belediyelerde gördüğümüz üzere, başka türlüsünü bilmedikleri için aynısını tekrar ettikleri -hem belki Ak Partililer de başkasını bilmedikleri için aynısını yapıyorlardır- şeylerden ne denli muztarib oldukları bilinen gerçek.

Milliyetçi Hareket Partililer de bu düzenden şikâyetçi değiller mi? Partinin başındaki Devlet Bahçeli, her hafta mutat şekilde yaptığı konuşmalar ile attığı twitlerde, Türkiye’deki düzenden şikâyet etmiyor mu?

İyi Parti ve HDP için de aynı şeyler geçerli değil mi? Bilhassa HDP, kendisinin bizatihi varlık sebebi olan bu düzenden şikâyetçi değil mi? Onlar da herkes kadar bu düzene karşılar.

Keza diğer partiler…

E gazeteciler, yazarlar, edebiyatçılar, hukukçular, eğitimciler, sermayedarlar, memurlar, işçiler ve boş gezenin boş kalfaları da dahil herkes bu düzenden rahatsızsa, o zaman mevcut olanın yerine yenisini aramak yerine, herkesi bir şekilde muztarib etmeyi başarmış olan bu düzeni yaşatmaya çalışmak niye?

Hakikaten de yahu tüm bu ısrar niçin?..

Stokholm sendromu mu bu yaşananın adı? Toplumun ileri gelen yahut gelmeyenleri, şuurlu yahut şuursuz bir şekilde psikolojik bir rahatsızlığa tutulmuş da celladına mı aşık olmuş?

Yok, bize kalırsa alternatifi olan hiç kimse kendi celladına âşık olmaz, o yüzden bunun adı aşk değil, tüm bu yaşananların sebebi çaresizlik olsa gerektir.

O yukarıda saydığımız siyasîler var ya, her ne kadar şikayetçi görünseler de sırf mevcut vaziyetten nemalanıyorlar diye, onlar eliyle öğretilmiş bir çarezilik!

Yavuz Beyoğlu