Resmî ve hayatî icap ve ihtiyaçlara bağlı devlet eliyle getirilecek âlet ve malzeme dışında, memlekete Batı mamulü tek yabancı eşya sokmayacaksınız!..

Kaliteleri ne kadar kötü dereceden başlarsa başlasın, bütün icap ve ihtiyaç unsurları üzerinde, memleket içi bir imâl dehasına ulaşıncaya kadar gerekirse vatana taş devri hayatı sürdüreceksiniz!..

Ferdin uyku saatlerine kadar bütün cemiyet nizamını elinde tutacak bir halk sultasını, bir adalet istibdadını ve onun gerçek plânını getireceksiniz!..

İnsan gücüne işleme ve işletme sahaları açarken, nüfusça çoğalma hamlesini mübârekleştireceksiniz!..

Enerji katili bütün başıboşluk müessiselerini tasfiye edecek; içki, kumar, fuhuş ve benzerlerini, âletleri, tatbik imkânları ve tecelli sahalariyle yok edecekseniz!..

Mal ve madde nimetlerini, hem mülkiyet hakkını tanımak, hem de servet urlaşmasına mânî tedbirleri işletmek esasına göre ayarlayacaksınız!..

Maddeden evvel ruh imarının yolunu bulacaksınız! Sopaya kadar her vasıtayla, irfan, idrâk, imân, ahlâk, mücadelesine girişeceksiniz!..

Basını, her türlü yayın ı, bütün güzel sanatları tesir vasıtalarını murakabe altına alacaksınız!..

Kadını evine iade edecek; evi mektebe ve mektebi eve bağlayacak, “hayvan-ı nâtık; konuşan hayvan” yerine, konuşmayan, dili üç-beş hırıltıdan ibaret mâlum gençlik soylarını kurutacak, yepyeni bir vecd ve imân nesline maya tutturacak, vatanı bir ucundan öbür ucuna sâf ve som bir millet unsuru ve bütün noktalar arasında senfonik bir mimarî ahengi kuracaksınız!..

Öksüren tek serçeye eczahaneler dolusu imdad; ve sapıtan binlerce kişiye caddeler boyu darağacı… Böylece merhamet ve şiddeti azamî hadleri içinde koruyacaksınız!..

Demokrasi lâfını zamanı ve hakikati gelinceye kadar bir kenarda bırakacak; onun, bizi çürütme vasıtası olarak kozmopolitler ve Batıcılık simsarları elinde haince kullanılmasına engel olacak ve cerrahın can yakan neşter vasıtasıyla getirdiği şifa gibi, hakikate esaretten ibaret olan gerçek hürriyeti mahyalaştıracaksınız!..

Bütün partileri, sendikaları ve dernekleri kapatacaksınız!..

Fert ve cemiyeti, dışından değil, içinden ve vicdanından kelepçelemenin yolunu açacaksınız!..

Allah ve kul hakkı olarak cemiyetin inandığı ve merkezinde toplandığı ölçüler müstesna, bir taşın üstüne çıkıp devlet reisine ağzına geleni söyleyen çöpçüye kadar hak ve vicdan hürriyetinin ne olduğunu göstereceksiniz!..

Hırsız, rüşvetçi, ihtikârcı, ırz düşmanı, nizâm haini bütün cemiyet suikastçilerini beş dakikalık bir mahkeme sonunda en sert cezaya çarptıracaksınız!..

Tarihi yepyeni bir muhasebe nizamına vuracak ve dünümüzle bugünümüz arasında yapıcılarla yıkıcıları, gerçek kahramanlarla sahteleri yaftalayacaksınız!..

Batının kültür emperyalizminden sıyrılacak ve pantolonunuzdan boyun bağınıza kadar kendinize, bütün inanç dünyamıza şâmil yeni bir model bulacaksınız!..

Dünyada 700 milyona yakın İslâm topluluğunu, millet millet ve devlet devlet ayrı olsa da tek mihrak üzerinde birleşebileceği mes’ud terkip üzerinde kafa patlatacaksınız!..

İdrak soylularından bir Meclis kuracak ve her hükmü ona bırakacaksınız!..

Fikir çilekeşlerinden bir akademi kuracak ve dil, hârf, kültür davalarını ona havale edeceksiniz!..

Düne kadar hikmetinin takdirine imkân bulunmayan bu reçete en büyük dikkat şansına belki bugün maliktir.

(Büyük Doğu İdeolocya manzumesinin isim konulmaksızın ve perdeli bir dille 1980’deki askerî idareye empozesi cinsinden olan pusula değerindeki sözkonusu işaretler, bilindiği üzere ve esasından beklendiği gibi muhatap idrakını bulamadı. Bunun yanından işin diğer yönü, “sana söylüyorum kızım, sen anla gelinim!” hesabı meselenin ipuçlarını kavrayabilecek olanadır ki, işte istikbâlin şartları içinde ele alınması gereken bu sır icabı aynı pusulayı aynı çerçevedeki PRESİPLERİMİZ ile birlikte yol gösterici olarak iktibas ediyoruz.)

Salih Mirzabeyoğlu, Parakutâ’, İBDA Yayınları, İstanbul, 1997, s. 221-224