2003'te ABD'nin Irak'ı işgali sonrasında, ölüsüne de dirisine de rastlanılmayan ve akrabaları tarafından aranan tam 8000 kişi kayıptı. Uluslararası Af Örgütü'nün raporuna göre kayıpların 4000'i kadın ve çocuklardan oluşuyordu... Bu kayıplar hâlâ bulunamadı... O günlerde fark etmeye başladığımız uluslararası kötülük çeteleri; ülkeleri zaten tarumar olmuş, en olmadık işkencelere maruz kalmış bu garip insanları, farklı amaçlarla suistimal edip köleleştiriyordu.

Epstein Davası ile birlikte, küçüklere yönelik taciz ve tecavüzün turizm sektörü haline dönüşmesi hadisesini konuşuyor bugünlerde tüm dünya... Tecavüz korkunç bir suçtur. Hele savunmasız çocuklara yönelik olarak işlendiği zaman, failini şeytandan bile daha alçak, insanlık dışı bir mahluk haline indirir...

Uluslararası insan ticareti (human trafficking) suçunun kapsamında öyle karanlık dosyalar var ki... Yüzlerce kayıp çocuk ve kayıp kadının akıbetinin bu kirli çarkla irtibatlı olabileceğini bir an için bile düşünmek, insanın beynini yakıyor.

Huzursuzluk, tedirginlik, korku ve yalnızlık İsrail'in kaderidir Huzursuzluk, tedirginlik, korku ve yalnızlık İsrail'in kaderidir

En küçüğü 14 olmak üzere 18 yaş altındaki yüzlerce kız çocuğuna cinsel istismarda bulunmak ve fuhuş ağı oluşturmak suçlamasıyla yargılanan Jeffrey Epstein, tutuklu bulunduğu New York Manhattan Metropolitan Merkez Hapishanesi'ndeki hücresinde 10 Ağustos 2019'da ölü bulunmuştu. Bu haberden sonra kamuoyundan saklı olarak sürdürülen yargılama safahatı, kısmen halkla paylaşılmaya başlandı.

İstismara uğrayan küçük kızların avukatı, Epstein'ın özel pilotu olan, manken Nadia Marcinkova'yı sorgulamada ciddi şekilde sıkıştırmış ve bunu takiben Marcinkova geçen hafta içinde gözden kaybolmuştu. Epstein, bu mankeni 14 yaşlarındayken keşfetmiş ve çevresine "köle"si olarak takdim etmiş, yıllar içinde özel pilotu olarak meşhur adasına, hatırı sayılır insanları taşıma görevini vermiş... Çocuk taciz ve tecavüzünü uluslararası bir turizm ağı kılıfıyla sunan Epstein çetesi, sorgudaki ifadelere bakılırsa, Asyalı çocukları da istismar etmiş. Hatta sorgu kayıtlarında Türkiye'nin de adı geçiyor... Mağdur avukatlarının ciddi şüpheleri insanın kanını donduracak nitelikte, manken kadına Türkiye'den çocuk olup olmadığını soruyor... Bunu okuyunca dehşetim daha da arttı...

2022'deki bir başka raporu okurken çok büyük bir şeyle karşı karşıya olduğumuzu fark ettim. Uluslararası Göç Örgütü, Uluslararası Çalışma Örgütü ile Birleşmiş Milletler'in birlikte yaptığı bu araştırmaya göre: Dünya genelinde 40,3 milyon kişi insan ticareti mağduruymuş ve her 4 kurbandan birisi ne yazık ki çocukmuş... Mağdurların 24,9 milyonu ağır ve insanlık dışı koşullarda zorla çalıştırılıyormuş, 15,4 milyonu zorla satılarak evlendiriliyor, 4,8 milyonu ise cinsel sömürüye maruz bırakılıyormuş.

Uluslararası Çalışma Örgütü'nün tahminlerine göre; küresel insan ticareti geliri yıllık 150 milyar dolar civarında ve büyük bir yeraltı dünyası şeklinde işliyor... Uyuşturucudan sonra en büyük yasadışı para trafiği insan ticaretinde etkin...

İnsan ticareti dünyada en hızlı büyüyen yasa dışı endüstrilerden başında geliyor. Köleleştirilen bu insanlar kimya mafyasının elinde kobay olabiliyor veya Epstein örneğinde olduğu gibi seks kölesi haline getiriliyor ya da organ mafyasının eline düşüyor.

Savaşlar, iç çatışmalar, yoksulluk, eşitsizlik, adaletsizlik, kıtlık, kuraklık gibi değişiklikler, ama en çok da daha iyi ve insanca bir yaşama ulaşma amacıyla yapılan kitlesel göçlerin doğurduğu mağduriyet, bu durumdan faydalanmaya çalışan kötü amaçlı kişiler için, gerekli zemini oluşturuyor. Ülkelerinden ayrılmak zorunda kalan kadın ve çocuklar ise en ciddi risk grupları arasında yer alıyor.

Küresel ve bölgesel düzensiz göç, insan ticaretinde önemli faktörlerin başında geliyor. İnsan tacirlerinin birincil hedefini ise göç yollarında korumasız durumda olan kadın ve çocuklar oluşturuyor. Suriye İç Savaşı ile başlayan süreçte özellikle Avrupa'ya gitmek isteyen göçmenler en fazla insan ticaretine maruz kalan mağdurlar arasında yer aldı. Mağdurlar, uluslararası sınırları geçerken organize suç örgütlerinin kurbanı olabiliyor.

Geçen yıl Almanya'da 2000 mülteci çocuğun kayıp olduğunu ruhumuzu titreyerek okumuştuk. Nerede o çocuklar? Kimse bilmiyor. Üstelik bu sadece polisin verdiği rakam, Almanya'daki esas kayıp mülteci sayısının 9000'i aştığını söyleyen avukatlar ve sivil gruplar var...

İnsan ticaretiyle ilgili 188 ülkenin değerlendirildiği BM raporunda, mağduriyetler açısından en kötü kademe olarak nitelendirilen kısımda, Afganistan, Cezayir, Myanmar, Çin, Komorlar, Küba, Eritre, İran, Nikaragua, Kuzey Kore, Rusya, Güney Sudan, Suriye, Türkmenistan ve Venezuela bulunuyor.

İnsan ticareti, insanlığa karşı açılmış bir savaştır... Doğan her çocuğu minnetle karşılayıp, bağrına basamayan dünyanın kıyamet vakti gelmiştir...

Sibel Eraslan, Star