İİT, Suudi Arabistan'ın çağrısıyla Cidde'deki Genel Sekreterlik Merkezi'nde Sudan'daki gelişmelerle ilgili acil bir toplantı düzenledi.
İİT Genel Sekreteri Hüseyin İbrahim Taha, toplantıdaki konuşmasında, Sudanlı taraflar arasındaki müzakerelerin nihai bir mutabakatla sonuçlanması ve sivil geçiş hükümeti kurulması için anlaşmaya varılmasının beklendiği sırada Sudan'da meydana gelen çatışmalardan derin üzüntü duyduğunu dile getirdi.
Taha, yaralıların, mahsur kalanların, ulusal ve diplomatik misyonların tahliyesi için gerçekleştirilen insani ateşkeslere tam olarak bağlı kalınmamasından ve başkent Hartum başta olmak üzere çatışmaların devam etmesinden de üzüntü duyduğunu aktardı.
Sudan'a heyet gönderilecek
Genel Sekreter, Sudan ordusu ile Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) arasında yaşanan ve çok sayıda can kaybına neden olan, insani durumu daha da kötüleştiren çatışmalar sonucunda Sudan'ın acilen harekete geçmesini gerektiren ciddi gelişmelere tanık olduğunu söyledi.
Taha, İİT Zirve Dönem ve Yürütme Komitesi Başkanı Suudi Arabistan ile koordinasyon içerisinde İİT'den üst düzey bir heyetin uygun vakitte Sudan'a gönderilmesi dahil olmak üzere üye ülkelerin tavsiyelerine göre çalışmalar yapılacağını söyledi.
Konuşmasında ayrıca Sudan'daki gelişmeleri değerlendirmek için acil toplantı çağrısı yapan Suudi Arabistan'ın girişimlerinden duyduğu memnuniyeti ifade eden Taha, Riyad'ın Sudan'daki tahliye konusundaki samimi çabaları ile İİT'ye üye bazı devletlerin gerçekleştirdiği kıymetli çabalardan övgüyle bahsetti.
Acil ve kalıcı bir ateşkese ulaşmak için daha fazla çaba gösterilmesi gerektiğine işaret eden Taha, özellikle Mısır ve Etiyopya'ya yönelik geçici göçmen akınının yansımaları ve Çad'daki mülteci sayısındaki artışla birlikte ülkenin kaosa sürüklenmemesi adına taraflara diyalog masasına oturma çağrısında bulundu.
Sudan ile dayanışma içinde olunması çağrısı
Öte yandan toplantının ardından yayınlanan sonuç bildirisinde, Sudan'daki krizin barışçıl yollarla çözülmesi gerektiği vurgulanarak, Sudan ile dayanışma içinde olunması çağrısında bulunuldu.
Sudan halkının tercihlerini, gelecekleri hakkındaki kararlarını ve halkın çıkarlarını dikkate alan ve devlet kurumlarını koruyan karar ve icraatların desteklendiği vurgulanan bildiride, Sudan'da kalıcı barışın tesis edilmesi, istikrarın sağlanması ve ekonomik ve sosyal kalkınma çabalarının desteklenmesinin önemine işaret edildi.
Bildiride, Sudan'ın güvenlik ve istikrarının, birliğine, egemenliğine ve toprak bütünlüğüne saygı duyarak, dış müdahalelerden kaçınacak şekilde korunmasının önemli olduğu kaydedildi.
Sudan'da silahlı çatışmaların patlak vermesinden derin üzüntü duyulduğu ifade edilen bildiride, olaylarda hayatını kaybedenlerin ailelerine başsağlığı ve yaralılara acil şifa dileğinde bulunuldu.
İnsani yardımın ulaştırılması, yaralılara ve mahsur kalanlara destek sağlanması, vatandaşların ve diplomatik misyonların tahliyesi ve bunun için güvenli yolların oluşturulması için üzerinde anlaşmaya varılan ateşkese bağlı kalınması çağrısında bulunulan bildiride, askeri tırmanışın derhal durdurulması ve Sudan halkının kazanımlarını koruyacak şekilde ulusal çıkarlara öncelik verilmesi istendi.
Türkiye'nin çabalarına övgü
İslam İşbirliği Zirvesi Başkanı sıfatıyla Suudi Arabistan'ın, Sudan'ın birliğini korumak için barışçıl sürecine dönülmesi ve kalıcı ateşkesi sağlamak amacıyla Sudan ve ilgili bölgesel ve uluslararası taraflarla yürüttüğü çaba ve temasların takdir edildiği bildiride, Suudi Arabistan'ın farklı ülkelerin vatandaşlarını ve diplomatik misyonlarını Sudan'dan tahliye etme ve tüm ihtiyaçları karşılama konusundaki çabaları ve bu konuda çaba gösteren diğer ülkelerin rolünden övgüyle söz edildi.
Türkiye'nin Sudanlıları itidal göstermeye ve derhal ateşkes ilan ederek diyalog masasına dönmeye teşvik etme çabalarının takdir edildiği bildiride, Türkiye'nin kendi vatandaşları ve diğer ülkelerin vatandaşları için gerçekleştirdiği güvenli ve hızlı tahliye operasyonlarından övgüyle söz edildi.
Sudan'daki çatışmanın tamamen bir iç mesele olduğunun dikkate alınması ve Sudan'daki devlet kurumlarının bütünlüğünün korunması gerektiği kaydedilen bildiride, niteliği veya kaynağı ne olursa olsun Sudan'a herhangi bir dış müdahaleye karşı çıkılması gerektiği uyarısında bulunuldu.
Bildiride, tüm ülkeler, kurumlar ve insani yardım kuruluşları, komşu ülkelerdeki mülteciler ve sınır bölgelerinde mahsur kalanlar da dahil olmak üzere Sudan'daki durumdan etkilenenlere insani ve sağlık yardımı sağlamaya çağırıldı.
Bildiride ayrıca, Doğu Afrika’daki Hükümetlerarası Kalkınma Otoritesi'nin (IGAD), arabuluculuk yapması için bir heyet gönderilmesi yönündeki girişimi ve bu girişimin ortak bir Afrika-Arap çerçevesi içinde etkinleştirilmesinin desteklendiği dile getirildi.