İsrail ordusuna bağlı askeri istihbarat birimi AMAN, “hükümetin yargıyı zayıflatma planı dolayısıyla İsrailli Yahudilerin yaşadığı büyük ayrışma neticesinde ülkenin stratejik savunmasında son aylarda tehlikeli bir zayıflama olduğu” uyarısında bulundu. AMAN, yargıya yönelik darbe planının İsrail ordusu, İsrail ile ABD arasındaki ilişkiler ve Suriye’ye yönelik hava saldırılarındaki artış üzerindeki sonuçlarına değindi.

İsrail düşmanlarının bu iç sürtüşme neticesinde İsrail ile ABD arasındaki ayrışma dolayısıyla ülkede zayıflığın kaydedildiği durumu gözlemlediklerine dikkat çeken AMAN, “İran bundan en çok yararlanan taraf. Zirâ İran, İsrail'in ABD’nin desteği olmadan kendisine karşı savaş açamayacağına, nükleer programına saldıramayacağına inanıyor. Ancak İran bu konuda yalnız değil” vurgusunda bulundu. Şarku’l Avsat’ın Israel Hayom gazetesinden aktardığı habere göre AMAN, İsrail ordusu liderliğine, siyaset ve güvenlik liderlerine göndermek için resmi bir belgeye dair rapor hazırladı. Bunların başında Başbakan Binyamin Netanyahu, Savunma Bakanı Yoav Gallant ve Ulusal Güvenlik Konseyi Başkanı Tzachi Hanegbi geliyor. AMAN, caydırıcılıkta ciddi bir düşüşün kaydedildiğini vurguladığı söz konusu raporunda şu ifadelere yer verdi:

“İsrail'in stratejik tutumundaki gerileme, başta İran olmak üzere İsrail düşmanı cephenin tüm unsurlarında ifade buluyor. Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah ile Hamas ve İslami Cihad hareketlerinin liderleri arasında düzenlenen, ortak strateji ve koordinasyon toplantıları buna kanıt teşkil ediyor. İranlı yetkililer de benzer temaslarda bulunuyor. İran, İsrail'de silahlı operasyonlar yürütmek için bu cephedeki çeşitli taraflar üzerinde baskısını artırabilir. Hizbullah'ın tesiriyle Lübnan üzerinden gerçekleştirilen İsrail’e sızma operasyonu, 13 Mart’ta ülkenin derinliklerine inerek Megiddo Kavşağı’na bir patlayıcıyı yerleştirmeyi başaran Filistin asıllı Lübnanlı bir genç tarafından gerçekleştirilmişti. İsrail'in stratejik konumunun gerilemesinin bir başka nedeni ise İsrail ile ABD arasındaki uzaklaşmadır.”

İran’ın bu gerilemeden yararlanan tek taraf olmadığına dikkat çeken AMAN, şu şekilde ekledi:

“Ramallah'taki otorite de bu ayrışmadan cesaret alıyor. Bundan öncelikle Birleşmiş Milletler (BM) komiteleri, Lahey'deki Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) gibi uluslararası kuruluşlarda yararlanmayı umuyor. Bu uzaklaşma, İsrail’in dostlarını da endişelendiriyor. Bu ülkeler geçmişte Washington ile yakın ilişkileri nedeniyle İsrail ile yakınlaştılarsa, İsrail'in herhangi bir anlaşma için ABD'yi kullandığını fark ettilerse İsrail ile ABD arasındaki uzaklaşma neticesinde İran ile yakınlaşmaya başlayabilirler.  İsrail'in bölgedeki dostlarının İran'la yakınlaşmasıdır. Bu gelişmelerin ani neticeleri, İsrail'in caydırıcılığının azalması, ardından ise İsrail'in bölgesel ve uluslararası sahnedeki güvenlik ve siyasi gücünün düşüşüdür.”

İsrail'in stratejik konumundaki gerilemenin, iç ve dış sahnedeki zorlu adımlar dolayısıyla daha da derinleşeceğinden endişelenildiğine de değindi.

Güvenlik kaynakları, “İsrail'in son günlerde Suriye'ye yönelik art arda saldırıları, İsrail'in caydırıcılığını yeniden tesis etme, İran ve Hizbullah'a karşı terör dengesini yeniden kurma, önlerine İsrail dahilindeki saldırıları engelleyecek engeller koyma girişimidir” vurgusunda bulundu.

Israel Hayom gazetesinin söz konusu haberinde, “İsrail saldırılarına karşılık olarak Megiddo’daki patlama gerçekleştirildi. Suriye'den İsrail derinliklerine insansız hava aracı (İHA) gönderildi. Bu İHA, Pazartesi günü Taberiye Gölü'nün kuzeyinde düşürüldü. Bir İHA daha Gazze Şeridi'nden fırlatıldı. İsrail bu İHA’yıi kuzey bölgesindeki olaylarla ilişkisi henüz netlik kazanmamasına rağmen düşürdü” ifadelerine yer verildi.