İsrail’in Gazze’ye yönelik işgal ve soykırım saldırıları yalnızca Filistin halkını değil, katliam emirlerini uygulayan İsrail ordusunun içini de çürütüyor. Ordu radyosunun aktardığına göre 401. Zırhlı Tugay’da yedek asker olarak görev yapan Roi Wasserstein (24), “görevi sırasında yaşadığı travmanın” ardından intihar etti. Gazze Şeridi’nde 300 günden uzun süre Tıbbi Tahliye Birimi’nde görev yapan Wasserstein, askeri tören yapılmadan sivil bir cenaze ile defnedilecek. Bu intihar, son dönemde ardı ardına yaşanan ölümler zincirinin yeni halkası oldu.

Temmuzda yedi intihar

İsrail gazetesi Haaretz, yalnızca temmuz başından bu yana en az yedi terörist İsrail askerinin Gazze’deki görevlerinden dönünce intihar ettiğini yazdı. TRT Global ve Anadolu Ajansı’nın verilerine göre, Ekim 2023’te başlayan saldırılar sonrasında intihar eden asker sayısı 50’nin üzerine çıktı.

İntihar istatistikleri sorunun büyüklüğünü açıkça gösteriyor: 2023’ün son üç ayında yedi asker, 2024 yılı boyunca 21 asker ve 2025’in ilk yedi ayında 16 asker yaşamına son verdi. Bu sayıların büyük kısmını yedek askerler oluşturuyor.

Görev sonrası çöküş

İsrail ordusunun kendi kaynakları bile askerlerin klasik anlamda travma sonrası stres bozukluğu (PTSD) yaşadığını kabul ediyor. Ancak uzmanlara göre mesele bundan da derin: Gazze’de işlenen zulüm, askerlerde “moral injury – ahlaki yara” bırakıyor. Bu kavram, insanların vicdanıyla yaptıkları arasındaki çatışmayı ifade ediyor.

Gazze bölgesel ihanet zincirinin tam ortasında kaderine terk edildi
Gazze bölgesel ihanet zincirinin tam ortasında kaderine terk edildi
İçeriği Görüntüle

Bir anne, intihar eden yedek oğlunu anlatırken “Geceleri fırlayarak uyanıyor, barut kokusunu ve cesetleri gördüğünü sanıyordu. Oğlumun gözlerinde hâlâ Gazze vardı” dedi.

Ruh sağlığı sistemi çökmüş durumda

İsrail ordusunun kendi verileri, 3.700’den fazla askere PTSD teşhisi konulduğunu söylüyor. Fakat orduda sadece 1.000 civarında psikiyatrist ve danışman var; bu sayı yüzlerce “görevden dönen” terörist askerin yardım isteğine yanıt vermeye yetmiyor. Birçok asker, yardım bulamadan yeniden Gazze’ye gönderiliyor. Bu kısır döngü intihar vakalarını artırıyor.

Terörün faturası dönüp kendilerini vuruyor

Gazze’de kadınları, çocukları ve sivilleri hedef alan İsrail’in saldırıları, kendi ordusunun bünyesini de eritiyor. Filistinlilere ölüm ve yıkım taşıyan askerler, döndüklerinde vicdanlarının yükünü taşıyamıyor. Savaşın getirdiği ruhsal yıkım, terörist İsrail askerlerini kendi silahıyla vuruyor: psikolojik çöküş ve intihar.

Sonuç

İsrail ordusunda artan intihar vakaları, yalnızca bir sağlık krizi değil; Gazze’de yürütülen vahşetin dönüp faili de yiyip bitirdiğinin kanıtı. Filistin topraklarına düşen her bomba, İsrail toplumunda da bir vicdan enkazı yaratıyor. Bugün intihar eden terörist İsrail askerlerinin hikâyeleri, işlenen zulmün bedelinin sadece Filistin’de değil, Tel Aviv’de de ödenmekte olduğunu gösteriyor.