Spor Kulüpleri, çocuk ve gençlerin spor faaliyeti gösterdiği kurumlardır. Seyirci ve taraftarlık, fahri de olsa kulüplerin bünyesinde yer alan diğer kesimi oluşturmaktadır. Hal böyle olunca da kulüplerin yönetiminde yer alan başkanından yöneticisine, futbolcusundan teknik direktörüne kadar herkesin, söylem ve eylemleri önem taşımaktadır. Başkanın taraftarını sokağa davet etme eyleminden futbolcunun vücuduna yaptırdığı dövmesine, teknik direktörünün ramazan günü futbolcusunun orucundan  oyuncunun gece hayatına kadar çok sayıda ayrıntıya kadar, üzerinde titizlikle durulması gereken durumlar. Son dönemlerde moda haline getirilen ve ülkemizin değerleriyle bağdaşmayan ‘toplumsal cinsiyet eşitliği’ gibi sapkınlığı bu akımlara eklendi. Sürecin kaygı verici boyutu, iyiden iyiye yaygınlaşması için var gücüyle çalışan kulüplerin kamuoyunun yakın ilgisini çekiyor. O kulüplerin cinsiyet eşitliği adı altındaki ‘cinsiyetsizlik’ politikası kaygı verici  boyutlarda. Barcelona, ne yazık ki Fenerbahçe, Toplumsal Cinsiyet Eşitliğinin reklam ‘aracı’ olarak çıkıyor kamuoyunun karşısına. Nasıl yani? Devam edelim…  

Huzursuzluk, tedirginlik, korku ve yalnızlık İsrail'in kaderidir Huzursuzluk, tedirginlik, korku ve yalnızlık İsrail'in kaderidir

BARCELONA VE TOPLUMSAL CİNSİYETSİZLİK

Dünya futbolunun büyüğünden söz açıldığında, iki isim çıkıyor karşımıza; Real Madrid ve Barcelona. Toplumsal cinsiyet eşitliği konusuyla, Barcelona’nın ne gibi bağlantısı olabilir? Olmaz olur mu, gizli ve saklı da değil bu yaygınlaşma, reklam ve tanıtımlarla sağlanıyor. Konuyla ilgili sadece iki örnek, internet arama motorlarında aynen şöyle yer alıyor; ‘Toplumsal cinsiyet eşitliğine dikkat çekmek amacıyla Pantone ile iş birliği yapan FC Barcelona, yeni resmi kulüp rengi ‘Lila Barça’yı tanıttı.’ ‘Barça cinsiyet eşitliği için renk değiştirdi-Lila Barça’ mart ayı boyunca takımın sosyal medya hesaplarında kalacak, kol bantlarında ve diğer aksesuarlarda yer alacak, cinsiyet eşitliğine vurgu yapan projelerde kullanılacak.’ Spor Bilim uzmanları ve konuya duyarsız kalmayan Değerli Akademisyenler Arda Güler’in ‘cinsiyetsizlik’ savunucusu Barcelona’ya değil de, her defasında insani konularda asil bir duruş sergileyen Real Madrid’e transferinin sevindirici olduğunu söylüyor. Haklı da sayılmazlar. Bunun en önemli nedenlerini şöyle açıklıyorlar; “Arda Güler, spor tarihimizin gelmiş geçmiş en büyük transferlerinden bir tanesi. Bu transferleri her anlamda farklı, çoğu anlamada olumlu etkileri olacaktır. Arda, tercihini Toplumsal Cinsiyet Eşitliği destekleyicisi-reklamcısı Barcelona’dan yana değil de, Real Madrid’ten yana kullandığı için, tebrik etmek gerekiyor. Birçok kez Real Madrid’in insani konularda asil bir duruşa sahip olduğuna şahit olduk. Dünyada yaygınlaşmaya çalışılan, insanın doğasına tabiatına uygun olmayan, Allah’ın insanı yaratmış olduğu fıtrat, kadın ve erkek yapısına uygun olmayan, insanın cinsiyetsizleştirilmesi, neslin tamamen tükenmesi üzerine kurulmuş olan, şeytani düzene Barcelona’nın kendi popülaritesini kullanarak bu sapkın malum yapıların temsilcisi gibi hareket etmesi, onun sanki reklamını yapan bir yapıya bürünmesi, diğer taraftan Real Madrid’in bu konuyla ilgili net bir duruş içerisinde olması, bu konuyla ilgili hiçbir olumsuz beyanatının olmaması, doğal olarak bizleri de ciddi bir şekilde gururlandırdı, sevindirdi. Yani, Arda Güler’in bu anlamda Real Madrid’i tercih etmesi hakikaten önem taşımaktadır. Çünkü bu akım (Toplumsal Cinsiyet Eşitliği), Aile kurumu ve insan neslinin kökünün kurutulması, insanın yaradılış kodlarına aykırı bir şekilde hareket edilmesine hizmet etmektedir. Tarihi ise Roma ve Yunan’a dayanan, şeytani bir akımdır…” 

FENERBAHÇE VE TOPLUMSAL CİNSİYETSİZLİK      

Arda Güler’in Real Madrid’e ‘asil’ bir transfer derken, akla gelen bir başka soru; ‘Arda Güler’ler neden yetişmiyor?’. Bu soruyu Fenerbahçe üzerinden değerlendirelim. Ülkemizin en büyük kulübü olan Fenerbahçe’nin yüzlerce (tahmini 250-300) spor okulu var, bu okullarda her yıl on binlerce (her okulda 100 öğrenci olsa bu 30 bin sporcu demek) denk geliyor. Ona rağmen, spor okulları devreye girdiği tarihten bugüne kadar kaç tane Arda Güler gibi, yıldızı parlayan sporcu yetişti? (Bu bağlamda Gençlerbirliği’ne teşekkür borcumuzu yenileyelim!) Sanırım sayısı iki elin parmağını geçmez! Fenerbahçe spor kulübünün mevcut başkanı Ali Koç ve yönetimi, kulüp bünyesinde, zaman zaman antrenör ve sporculara yönelik Toplumsal Cinsiyet Eşitliği adı altındaki ‘sapkınlığa’ çanak tutacak uygulamalara yönelik dersler verildiğine, kulübün resmi internet sitesinden (https://www.fenerbahce.org/arama-sonuclari?searchtext=toplumsal+cinsiyet+e%c5%9fitli%c4%9fi+&searchmode=exactphrase) okuyup, öğreniyoruz. Tarihte görülmemiş bir durum olduğunu, 2018 tarihinden başlamasından anlıyoruz. Hal böyle olunca da ‘Koca kulüpte sporcu niye yetişmiyor’ diye hayıflanmamak gerekiyor. Bu olumsuz yaklaşım tezimizin dayanağı, ‘Kişi odaklandığı konularda üretken, yararlı olabilir’ gerçeğine dayanmaktadır…

Ahmet Gülümseyen, Yeni Akit