Bolivya’daki seçim sonucu, ABD’nin Latin Amerika’daki hâkimiyetini yeniden kurma planının kara ayağı oldu. Trump yönetimi son haftalarda Meksika sınırında “Nehir Duvarı Operasyonu”, Venezuela açıklarında deniz harekâtı ve Kolombiya hattında güvenlik anlaşmaları başlattı. Bolivya’da iktidarın el değiştirmesi, Washington’un bölgedeki stratejik zincirini tamamladı.
Paz dönemi: “Her kesim için kapitalizm”
Rodrigo Paz “herkes için kapitalizm” sloganıyla yürüttüğü kampanyasında serbest piyasa reformlarını, dış yatırımı ve özel sektörün büyümesini öne çıkardı. Bu yaklaşım, ABD’nin uzun süredir Bolivya’ya dayattığı liberal ekonomi modelinin devamı olarak görülüyor. Paz’ın 2008’de ABD büyükelçisini ve DEA temsilcilerini sınır dışı eden Morales çizgisini tersine çevirmesi bekleniyor.
Washington’un gözü lityumda
Bolivya, dünyanın en büyük lityum rezervlerinden birine sahip. Trump yönetimi bu madenin kontrolünü, bölgedeki “enerji koridoru” planının merkezine yerleştirmiş durumda. Paz yönetiminin ABD’ye yakınlaşması, Çin’in Bolivya üzerindeki ekonomik etkisini kırmayı ve Amerikan şirketlerinin lityum piyasasına girmesini kolaylaştıracak. Bu durum, ülkenin ekonomik bağımsızlığını tehlikeye sokabilir.
Latin Amerika’da “yeni merkez” illüzyonu
ABD, son yıllarda bölge genelinde “merkezci” ve “reformcu” siyasetçiler eliyle nüfuzunu yeniden tesis ediyor. Rodrigo Paz, Ekvador’daki Daniel Noboa ve Arjantin’deki Javier Milei ile birlikte bu yeni eksenin temsilcileri arasında yer alıyor. Bu liderler, halkın değişim talebini kullanarak Batı yanlısı yönetimlere alan açıyor. Ancak bu yönelim, Latin Amerika’nın anti-emperyalist mirasını zayıflatıyor.
Mas’ın çöküşü ve halkın tepkisi
Evo Morales’in başlattığı sosyalist hareket, iç bölünmeler ve ekonomik kriz nedeniyle büyük bir erozyon yaşadı. Ancak Morales’in tabanı, ABD güdümlü dönüşüme karşı sessiz kalmıyor. Ülke genelinde düzenlenen protestolar, halkın bir bölümünün “yeni sömürgeci düzene” boyun eğmeyeceğini gösteriyor. Bolivya, ekonomik yeniden yapılanma adı altında yeniden Amerikan denetimine sokuluyor.
Rodrigo Paz’ın zaferi, Latin Amerika’nın haritasında ABD’nin lehine bir kırılma anlamına geliyor. Morales döneminde ulusal bağımsızlık yönünde atılan adımlar geri alınırken Washington’un bölgedeki hâkimiyet planı yeniden işlerlik kazanıyor. Bolivya’nın geleceği, halkın bu yeni döneme göstereceği direnişle şekillenecek.





