Son zamanlarda yaşanan her afetten sonra olduğu gibi tarihin görülmüş en büyük depremlerinden birinin ardından da sadece “bilimsellik” üzerinden yürütülen bir tartışma görüyoruz. Oysa bu depremin, ilahi gazabın celb edilmesinin bir neticesi olduğunun Müslümanlar arasında kabul edilmesi gerekmez miydi?

Benim en çok takıldığım nokta şu; bir taraf tamamen bilimsel bir gözlemle meseleyi ele alıyor. Diğer taraf da bu mesele sebepler dairesinde gerçekleşmemiş gibi hareket ediyor. Halbuki Allah Teala’nın mâsiva dediğimiz kendi dışındaki alemle iki sıfatı üzerinden iki teması olur. Bir tekvini emirleri vardır, bir de teklifi emirler vardır. Teklifi emirleri insana yöneliktir, tekvini emirleri ise kâinata...

İnsana yönelik olan teklifi emirler, vahiy yolu ile peygamberler aracılığı ile gerçekleşir. Orda bile Allah Azze ve Celle hiçbir peygambere, karşısına çıkıp vahiyde bulunmamıştır. Hz. Musa’ya bile göründüğü halde bir dağa ve ağaca tecelli ederek bunu gerçekleştirmiştir. Yani Allah Azze ve Celle’den gelen her şey sebep ve matematik üzerinden gerçekleşir. Benim bu deprem hadisesinde takıldığım nokta şu; bu bilimsel kafa eşya ve hadiselerin arkasında cereyan eden bu matematiği o kadar fazla insanların gözüne soktu ki, bu işin arkasında ilahî bir şey var demeye korkuyor insanlar.

Halbuki Allah Azze ve Celle azap ederken de kâinata yerleştirmiş olduğu belli bir sistem ve matematik üzerinden bunu gerçekleştirir. Bizim çözemediğimiz bir sırdır bu. İkinci bir husus; bilim dediğimiz şey her gün televizyonlarda boy gösterenlerin himayesinde değildir. Zaten her gün TV’ye çıkan adamdan bilim adamı olmaz. Bilim, insan ve kâinatı anlamlandırmayı henüz dedektif seviyesinde ele alabiliyor. İzin peşinde yâni. Tam olarak bir şeyleri çözmüş, keşfedebilmiş değiliz. Bilim sürekli olarak kendini yalanlamak zorunda kalıyor. Bir tane profesör kendinden çok emin bir şekilde 1999 depremi sürecinde şöyle demişti: “Üç gün sonra İstanbul yıkılacak. Yaşadığımız deprem İstanbul depremi değildir. Gölcük depremidir…  İstanbul depremi üç gün sonra gelecek!” Olmadı, bilemedi. Sonra bunu 3 aya daha, sonra 3 seneye çıkarttı. Ama hiçbir şey olmadı, şimdi de 30 sene diyor. Oradaki sırrı tamamıyla keşfetmek mümkün değil. Allah bilir.

Tamamı için TIKLA