LEVHA: 8 Şubat 2004… Hayran, sanki bizim dergilerden alınmış bizimle ilgili bir yazıyı, gazeteden altını çizerek gösteriyor. Benimle ilgili. Ben o yazıyı bölümlere ayırarak, galiba kendi kitabıma almışım. Yâni haberdarım. Orada kalemle çizerek, “Salih Muhammed” isminin adaşım gibi benimle alâkasının olduğunu gösteriyor; ilgisinin de. O ismin, bir fedaî eyleminde şehid olan kardeşlerimizden biri olduğu… Sonra o yazının, uyduruk Türkçe’den benim dilime dökülmüş bir cümlesini, tek tek net olarak okuyorum; unuttum. Daha sonra, bir yerde 8-10 yaşlarında fülüt çalmayı öğrenen bir kızla ilgili, anne babası ile konuşuyorum, sohbet ediyorum. Küçük kıza, “ne güzel! Sen notaları aşağıdan yukarıya mı, yukarıdan aşağıya mı öğrendin?” diye soruyorum. Aslında, fülütün deliklerinden hangisinin DO sesi verdiğini… “Yukarıdan aşağıya” diyor. Bu sırada, babası sanki evin penceresinde ve biz de sokakta-kaldırımdayız. Pek konuşmayan babası, pencerenin perdesini örtüyor.

*

MECMUA-Risale. Tertib ve tanzim edilmiş şeylerin hepsi. Seçilmiş yazılardan meydana gelmiş kitab. Koleksiyon. Dergi: 164: NOKTA-Durak. Mevki. Durak işareti, iki çizginin kesişmesinden meydana gelen. (Arabça, Anazolu-Anadolu: 888= 1887: Tefto-Süryanice, “Nokta” demek… 1990 Nisan ayında çıkan “Nokta” dergisi sayısında “Kapak mevzuu” olmam hatırlanmalı… Süryanice, Nuqadto-Nokta: 472: Yolumuz, Hâlimiz, Çaremiz - Üstadım’ın ilk dinlediğim konferansı…  Necib Fazıl Kısakürek: 1417= 418: Goruro-Nokta… Musa Mirzabeyoğlu- “Salih Mirzabeyoğlu”: 1418: Ceqepto-Ayak izi… Fuhomo-Süryanice, “Nokta”: 146: Rahman Sûresi, 19 âyet – Meâli: Allah kabaran iki denizi salmış birbirlerine kavuşuyorlar… Muhammed-Allah Sevgilisi’nin ismi. Tekrar tekrar övülmüş: 92: Gufo-Süryanice, “Balık ağı”… Hugoroyo Qubarniti Kusto-Kaptan Kusto Müslüman: 1092: Kusto Qubaniti Salih Muhammed-Kaptan Kusto Salih Muhammed… Bek’-Karşılayıp istikbâl etmek. Kabul etmek: 92: Lumodo-Konferans. Kongre)

*

Süryanice, FRİSTO-Mecmua. Dergi. Risale: 756: FRİSTO-Süryanice, “Halı”. (Haliçe: Küçük halı, seccade… Haliç: Altun Boynuz)… Süryanice, MAŞTYO-Bayram: 757: KİLVAZ-Tevrat’ın mukaddes sandığı. Tabut’us Sekine… İNCİZAB-Cezbedilme, çekilme: 757: SENAVER-Medheden, öven… Süryanice, MĞALTO-Mecmua. Risâle: 1477= 478: COUSTEAU-Fransızca, “Kusto” ismi… MATLO-Süryanice, “Muamma, remz”. (Divan edebiyatı şairlerinden Nedim-i Kadim’in Divanı’nın sonunda, 2 muamma ve çözümü, birincisinde Salih, diğerinde İzzet diye yazılı!): 477: SQUTO-Süryanice, “Çocuk”… “Çocuk sırrı”, malûm… İZZET-Bir kimse zelil iken, kavi ve kudret sahibi olmak. Ziyâdelik ve üstünlük. Değer, kıymet. Kuvvet. Muhterem ve muteber olmak. Bulunmaz derecede az olan şey. (İzz: Kıymet, değer. Güçlü oluş. Şerif. Azim… İzzî: Tahammüllü, sabırlı kimse): 477: TEKNO-Sanat, marifet, hüner, meslek, ustalık, ufuk

*

KAR’-Okumak, kıraat. Cem’etmek, kıraat. (Ka’r-Derinlik. Her şeyin dibi. Nihayet. Çalmak, koparmak: 1369: CAŞİNO-Süryanice, “Muazzam”… Süryanice, Fus Esfayniqu-Kırmızı ışık: 1369: Mahmud Ustaosmanoğlu): 301: RAK-Erkek yengeç. “Kamer menzillerinden, Seretan-Yengeç; Allah’ın Mübdi’ ismi ve İlk Kalem mertebesi ile ilgili”… SEMAR-Duru süt. “Rüyâ tâbirinde ilim sureti”: 301: RASİM-Resim yapan, çizgi çizen. Akarsu. “Remzetme”. (Süryanice, Remzo-Delil: 254: Beran-Koç. “Koç, Tosvuran: Kamer menzillerinden Seretan’ın aynı mânâ… Fürfur-Semiz, besili koç: 566: Seyyid Abdülhakîm Arvasî… Koç Burcu vücutta tesir yeri Baş-Kafa, simya’da “Kül etme” safhası… Şın-Mantık derinliği: 360: Humşo-Süryanice, “Bâtın, bel”… Kemer bölgesi, bel; aklın öncüsü güdüler bölgesi, “nefs-faal”… Süryanice, Rab Haylo-Kumandan: 254: Mürid… Süryanice, Hufno Mcas-Avuç içi titremesi. “Haberdar”: 254: Ramuz-Derya… Noktalı harflerle, Kaptan Kusto Müslüman: 302: Derviş Muhammed, noktasız harflerle)… MÜHÜRBEND-Mühürlü. (Süryanice, Rmoy İdo-İmza: 1276: Havno Gaboro-Süryanice, “Fikir Kahramanı”… Aynı ebcedle, Bin Dokuzyüz Elli-Doğum tarihim): 301: MİRAN-Beyler… UHUZ-Göz ağrısı. “Üstadım”: 1301: AHZ-Alma. Kabul etme. Tutma. İşkence etme. (Te harfi, Allah’ın “Kaabid-Kısıcı” ismi, Esir mertebesi, Kamer menzillerinden “Kalb”… Ahize: Telefonun ses alıcı verici kısmı… Yevmiye: Üstadım, bana telefonu uzatıp numarayı söyleyerek, Ahmed Kabaklı’yı aramamı söylüyor. Numarayı çevirdikten sonra Ahize’yi kendisine verirken ters tutuyor ve sanki ağız yeri ile kulak kısmını ben öyle vermişim gibi, “ne biçim veriyorsun!” diye beni tersliyor… Ne kadar müteessir olduğumu, beni tanıyanlar takdir eder… Levha: 8 Ocak 1984… Annemin teyzesi… Rahmetli… Şişman Hayriye teyze… Telefon… Ahizeyi bana uzatıyor ve dinlememi istiyor… Telefon, genç ve iki kişi olduklarını sandığım birilerinden geliyor… Onlardan biri, bana şiir okuyor ve birşeyler anlatıyor… Telefonu vermeden önce Teyzem, Nalân Said’e “İzzet bu habere sevinecek!” demişti… Konuştuktan sonra ahizeyi Hayriye Hanım’a verirken, onun sevinçli bir hâli var… Alıyor… Kulaklıkla ağızlık yerini tersyüz edip düzeltirken, o ân Üstadım olarak beliriyor… Aman Allah’ım!.. Üstadım’la aramızda geçen hareketin aynıyla tecellisi… Hayriye Hanım, karşı tarafla birkaç kelime edip, ahizeyi yerine koyuyor ve Nalân Said’e, “iyi oldu İzzet’in duyması!” diyor… Benim için hayırlı bir haber olduğu… Ve ayağa kalkarak, “ben de cenazeye, cenaze namazına yetişeyim!” diyor)… QERYONO-Okuma: 278: SARUQO-Süryanice, “Bulutçuk”. (İmâm-ı Rabbanî Hazretleri’nin Mektubat’ında geçen, Mehdî ile ilgili bir Hadîs: “Mehdî çıkacaktır. Başının üstünde de bir parça bulut olacaktır. Orada bir melek bulunacak ve şöyle nida edecektir: Bu şahıs Mehdi’dir, kendisine tâbi olunuz!”… Süryanice, Taha-Beyaz bulut: 16: Bazgo-Süryanice, “Öküz. Tek”… Avuç: 16: Taha… Arnavutça, Ka-Öküz: 101: Sail-Sümer Lûgatı’nda “Nisan 1”… Süryanice, Renyo Da’ctiduto-İstikbâl plânı. “Kabul, karşılama plânı”: 1101: Hüve men?-O kim? İsa Aleyhisselâm hakkında, Allah’ın oğlu, Ruhullah, Allah gibi nitelemeler için kullanılan bir soru. O sıfatının, hazır olmayan veya üçüncü kişi zamiri olarak kullanılmasına nazaran da, Kim geldi?”… Süryanice, Volfono Gabaro-Fikir Kahramanı: 2101: Gusto)

*

MUHD SALİH-(Mühd-Muhammed isminin rumuzu: 52: Mehd-Beşik. Yeryüzü. Beslenilecek, büyüyecek yer. Yayıp döşemek. Kâr kazanmak. Hazırlanmak): 181: KAF-Bir harf. Kamer menzillerinden Arş ile ilgili. Ufuk. Bir dağ ismi… FAAL-Kerem. Balta sapı: 181: FA’AL-Çok işleyen ve çalışan… TAHASSUS-Hususî ve mahsus olmak. Bir kimseye mahsus kılınmak: 181: VESİKA-Cemaat, topluluk. Nas… MAKAM-Durulacak yer. Nokta. Menzil. Rütbeli yer. Mesned. Mansab. Musikide usul, ritm, tempo: 181: UFK-Kıyı, kenar. Kuşatan. Rüzgârın estiği yönler. Gökle yerin birleşmiş gibi göründüğü yer. Görüşümüzün nihayetindeki yerler. Görüş ve düşünüş derecesi… KUSTO: 181: ZAFER-Muvaffak olma, maksada erme. Düşmanı yenme. Başarma.

*

SEYYİD MUHAMMED SALİH. (Üstadım’ın Van’a 2. ziyareti, Müftünün evindeyiz. Kaasım Arvas, dedesine âit bir menkıbe anlatıyor: Seyyid Fehim Hazretleri’ne, Üstadları Seyyid Tâhâ ile aralarında köprü vasıtalığı eden Seyyid Muhammed Salih’i nasıl buldukları hakkında sorulmuş… Şu cevabı vermişler: “Muhammed Salih Hazretleri kâmildi, mütekâmildi; fakat bir kusuru vardı, inkâr edicileri, kötüleyicileri yoktu!”… Bayıldım ve hemen not ettim): 295: MİLKDAR-Hükümdar… MERTUM-Zor bir işi yapmaya memur edilmiş olan: 295: MATMUR-Gömülmüş. Defnedilmiş. Toprak altına konulan. (Kartal’daki Telegram’da, bana işkence yapıldığından bahsedilirken, Nurcu bir Hocaefendi, “Siz işkenceden bahsediyorsunuz, adamı toprak altına gömmüşler!” diyor… Halihazırdaki Telegram, –Serdar boyuna isim sayıyor!–, ben ölünceye kadar devam edeceğini ve yakınlarım hakkında başlarına birşeyler geleceğini söyleyerek “erkekçe!” saklanıyor; benle istediği şekilde “hesaplaşacak” bir tek adam yok, 10 senedir palavra bol, “nasıl olsa birinin arkasına saklanırım!” ümidi hesab, “hiç korkmamacasına!” elektrik vermeye devam ediyor!)… SEYYİD MUHAMMED SALİH. (Salih: 691= 1690: El vahde fil kesra-Kesrette vahdet… Veli sözü: “Kendimi zâhirde herkese karışmış ve kaybolmuş görmeden, kendimi bâtında bulamam!”… Halkın içine karışarak, onların Allah’ın hangi isimleri tasarrufunda iş işlediklerini temaşa ile kaybolmak; başkasının nefsiyle ilgilenmekten rahat bulmak, özü kendinde bulmak… İBDA diyalektiği’nin, İslâm tasavvufu ile Batı tefekkürü arasında kanatlarını açarken, ikinciyi birincinin önünde hesaba çekmesi, kendine irca etmesi… Nefy-i isbat etmesi!): 857: DERVİŞ MUHAMMED MÜHRÜ.

*

SEYYİD SALİH MUHAMMED MÜHRÜ: 840: KAZEM-Tez, seri, acele… MEHDO-Aksiyon tezi: 55: NECİB… BÜYÜK DOĞU TAKDİMİ: 1624: UTRUHA-Arabça, “İlmî tez”… RİSALETE İLMİYYE-İlmî tez: 851: RUHAMÎ-Mermer, mermerden yapılmış. (Abdülhakîm Koltuğu’nun yan mermerlerini hatırla)… KAZZAN-Pire. Bit. “Zirve. Rüya”: 851: DAİN-Doğruluk. Asıl. Maden… DERVİŞ MUHAMMED + 332. (Derviş Muhammed mührünün üzerindeki yazı): 944: TAFNĞUTO-Süryanice, “Hakikat”. (His: Duygu, duyu, hakikat)… DERVİŞ MUHAMMED - MİRZABEYOĞLU: 944: DERVİŞ MUHAMMED - FİKİR KAHRAMANI. (Süryanice, Hemso Gaboro: Fikir Kahramanı: 1331= 332)
 

RESÛLULLAH’IN ELİ

 
LEVHA:  6 Ocak 2015… Resûlullah Efendimiz’i görüyorum; sağ eli etrafı aydınlatacak kadar nurlu ve parmağında gümüş bir yüzük var. Bu yüzüğü o zaman birisi evleneceğinde takıyormuş hissindeyim. Daha sonra el, Salih Mirzabeyoğlu’nun eli oluyor hissi. Kanepe gibi bir şeyin üzerine oturuyor, ben de yanına oturuyorum; başkaları da var. Salih Mirzabeyoğlu, “Şimdi Resûlullah Efendimiz niçin böyle bir yüzük taktı?” diye soruyor… Sanıyorum bu yüzüğün ne mânâya geldiğini yazacak veya anlatacak… Ben de, “Efendimiz bu yüzüğü birisi evlenirken takarmış, yine aynı sebebten takmış!” diyorum… O, “öyle değil, öyle değil!” deyip, sorusunu tekrarlıyor… Kurduğum saat çalınca, sabah namazı için uyandım! —(Ömer Akyıldız)

*

Arabça, YED-Ü RESÛLİLLAH-Allah Resûlü’nün eli: 376: KÜNNAŞE-Kök… KARİA-Allah Sevgilisi’nin düşman üzerine saldığı asker grubu. Belâ ve musibetten korunmak için okunan dua ve âyetler. Kıyamet. (Tammat-Kıyamet. Son, netice. Keskin çığlık: 451: Seyyid Mahmud Hayranî… Rüyâ’da gelen mânâ; Seydi Mahmud Hayranî Türbesi’nde, onun yanında yatan birkaç kişiden biri, amcaoğlu Seyyid Mustafa isimli biri imiş. Tabuttan elini çıkararak elini tutuyorum… Salih Mirzabeyoğlu: 451: Müteceddid-Yenilenen, yenilenmiş olan): 376: ŞİBDİ’-Akreb. Yakınlık. Dil, lisân. Belâ. Şiddet. (Asgaran: Kalb ve dil)

*

Süryanice, CEZAQTO-Mühür. Yüzük. Hatm: 422: MENŞEL-Süryanice, “Tez”… DA’CTİO-Gelecek. İstikbâl: 422: DÜPİŞK-Akreb.
 

İSTİHARE

 
Yukarıdaki rüyâ hakkında… Levha: 9 Ocak 2015… Görümcem Fatma Günaydın’ı kapıdan yolcu ediyorum. Bu sırada asansörden Nebiyye Ablam iniyor. Telâşlı bir hâlde, bizim aileye yeni bir büyü yapılmış, mâni olmak için tavsiye edilen toplu iğneleri kapılara saplıyor. (…) Bana hiç kulak asmadan, merdivenlere de iğne saplayarak aşağı iniyor. —(İstihareci)

*

Süryanice, MOZARTO-Toplu iğne: 660: RAST-Doğru. Mustakim. Sağ. Uygunluk. Haklı… HILAL-Dostluk: 660: MÜSTEYKIN-Yakînen ve kat’i olarak bilmek… Süryanice, MACBODO-Büyü: 62: HEGNO-Süryanice, “Okumak”… MEHDÎ: 62: MÜTEFEKKİR Mirzabeyoğlu.


Baran Dergisi 429. Sayı