Türkiye’de muhacirlere yönelik GGM zulmü sürüyor.
Özbekistan’da uğradığı dinî baskılar nedeniyle Türkiye’ye sığınan Zeba Kadirova, Bursa’daki evinden alınarak Göç İdaresi’ne bağlı Geri Gönderme Merkezi’ne sevk edildi. Hakkında J87 kodu (kamu güvenliğine tehdit) tanımlanan Kadirova’nın Özbekistan’a sınır dışı edilmesi planlanıyor.
Dört çocuk annesi Kadirova’nın yakınları, iade edilmesi hâlinde Özbekistan’da tutuklanacağını ve cezaevinde ağır muamelelere maruz kalacağını belirtiyor.
İslamî faaliyetlerin yasaklandığı, Kur’an kurslarının kapatıldığı ve başörtüsü takmanın suç sayıldığı Özbekistan’da, dinî kimlik taşıyan birçok kişi “aşırılık” yaftasıyla uzun yıllardır cezalandırılıyor. Bu duruma rağmen Türkiye, bir muhaciri daha söz konusu rejime teslim etmeye hazırlanıyor.
Bu kaçıncı utanç?
Göç İdaresi, son yıllarda defalarca benzer uygulamalara imza attı. Sığınma talebinde bulunan Müslümanlar, “J kodları”yla fişlenerek apar topar Geri Gönderme Merkezlerine kapatılıyor. Hiçbir somut suç isnadı olmadan “kamuya tehdit” iddiasıyla insanların hayatları karartılıyor.
Bir dönem “mazlumların sığınağı” olarak anılan Türkiye, GGM politikalarıyla bu imajını kendi eliyle yıkıyor. Suriye’den, Afganistan’dan, Orta Asya’dan gelen muhacirlerin en çok korktuğu şey artık savaş değil; GGM’ye alınmak.
Bu merkezlerde, hukuki temsil hakkı olmadan, aileleriyle görüştürülmeden, aylarca kapalı tutulan muhacirler, “bir imza”yla zalimlere teslim ediliyor. Bu süreçte ne STK’ların ne avukatların ne de kamuoyunun müdahalesine izin veriliyor.
Zalim Özbek yönetiminin 28 Şubat’ı andıran bir laiklik terörü uyguladığı bilinirken, Türkiye son zamanlarda Geri Gönderme Merkezi aracılığıyla bu yönetime onlarca Müslümanı iade ediyor.
Türkiye mazlumlara kucak açmakla övünen bir ülke olmak yerine, artık zalimlere hizmet eden bir istasyon hâline mi geliyor? İçişleri Bakanlığı ve Göç İdaresi bu sorunun cevabını vermek zorundadır