Middle East Eye'nin güvenlik kaynaklarından edindiği bilgilere göre, geçtiğimiz günlerde Irak'ın Duhok bölgesinde düşen iki helikopter, (terör örgütü) PKK'nın üst düzey üyelerini taşıyordu.

Bu gelişme, (terör örgütü) PKK'nın Irak ile Suriye arasında iletişimi sağlamak için kurulan gizli bir hava koridorunu açığa çıkarmış olabilir.

Irak "Kürdistan Bölgesel Yönetimi" yetkilileri, düşen helikopterlerin (terör örgütü) PKK'lıları taşıdığını teyid ederken, uçuşların detayları hakkında ise bilgi vermedi.

PKK bağlantılı grupların başını çektiği Suriye Demokratik Güçleri de (SDG), geçen hafta dokuz üyesinin Eurocopter AS350 helikopteri kazasında öldüğünü açıkladı.

ABD destekli (terör örgütü) SDG, Suriye'deki IŞİD militanlarına karşı daha iyi mücadele etmek için savaş ve güvenlik kapasitesini artırmak amacıyla birimlerini Irak'ın "Kürdistan bölgesine" kaydırdığını açıkladı.

Irak "Kürdistan Bölgesel Yönetimi" Başbakanı Barzani, helikopterlerin (terör örgütü) PKK ile yakın ilişkileri olan Kürdistan Yurtseverler Birliği'ne (KYB) ait olduğunu söyledi. Ancak Türk kaynakları, toplam dört adet olan helikopterlerin ABD hükümeti tarafından yerel bir şirket aracılığıyla kiralandığını ve ardından KYB'ye verildiğini belirtti.

Şüpheli "ABD rolü"

Son zamanlarda KBY'nin iktidar partileri arasında parlamento seçimleri ve petrol gelirleri konusunda gerilim yüksek. Aralarında Başbakan Yardımcısı Kubad Talabani'nin de bulunduğu KYB yetkilileri, KBY'nin haftalık toplantılarını boykot ediyor.

Türk kaynakları, Türk hükümetinin her iki helikopterin de Irak hava sahasındaki hareketlerini takip edebildiğini ancak yolcu manifestolarının ellerinde olmadığını açıkladı. Kaynaklar, ABD güçlerinin Suriye ve Irak topraklarını kontrol etmesi nedeniyle bu tür uçuşların ancak ABD hükümetinin bilgisi dahilinde gerçekleşebileceğini belirtti.

MEE'ye konuşan bir Türk kaynak, "Bu uçuşlar son iki yıldır devam ediyor ama kayıt dışı. Kayıtsız uçuşlar, PKK teröristlerinin ABD ve Irak koordinasyonuyla Irak ve Suriye toprakları arasında yasa dışı bir şekilde nakledildiği spekülasyonlarını tetikliyor." açıklamasında bulundu.

Helikopterin hava yolu, muhtemelen Türk radarlarından ve gizli toplantıların tespitinden kaçınmak için SDG kontrolündeki Haseke'den Süleymaniye'ye ulaşmak için düzensiz bir uçuş planı kullanıyordu.

Al Monitor, helikopterlerin alışılmadık derecede alçak irtifada uçtuğunu bildirdi. Bu da (terör örgütü) PKK'nın Kandil'deki karargahına daha yakın olan Gara gibi son varış noktasına giderken gizli bir pit stopa işaret ediyor olabilir.

Irak Kürdistan Bölgesi Güvenlik Konseyi, helikopterlerin Irak Kürdistan Bölgesi'nin resmi güvenlik kuruluşlarına haber vermeden Süleymaniye ile kuzeydoğu Suriye arasında uçtuğunu söyledi.

Türk kaynaklar, KBY ve Irak makamlarının, devlet sorumluluğu olarak uçuşlarla ilgili KYB bağlantısını ortaya çıkarmaları gerektiğini belirtiyor. Kaynaklar, KYB'nin son yıllarda YPG ile ilişkilerini derinleştirdiğini ve sık sık temas halinde olduklarını da ekliyor.

Kaynaklar, KYB lideri Bafel Talabani'nin ABD'nin yaptığı düzenlemeler sayesinde Süleymaniye'de (terör örgütü) PKK'nın Suriye'deki silahlı kanadı (terör örgütü) YPG yetkilileriyle birkaç kez görüştüğünü iddia etti.

Talabani, Barzani'nin helikopterlerin mülkiyetine ilişkin suçlamalarına karşı şimdiye kadar sessiz kaldı. Talabani yalnızca bir taziye mesajı yayınladı ve (terör örgütü) SDG'nin güçlerini övdü.

Pentagon: Düşen PKK/YPG helikopterine bir dahlimiz yok

ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) Sözcüsü Tuğgeneral Patrick Ryder, ABD'nin, Kuzey Irak’ta düşen PKK/YPG terör örgütü üyelerini taşıyan helikopterler ve Irak’ta aldıkları eğitimle ilgisi olmadığını iddia ederek, söz konusu helikopter uçuşlarını takip edip etmediklerine ilişkin açıklamada bulunmadı.

Pentagon Sözcüsü Ryder, AA muhabirinin günlük basın toplantısında, "Ortağınız (PKK/YPG) SDG, bir açıklama yaparak mensuplarını taşıyan iki helikopterin Kuzey Irak’ta düştüğünü açıkladı. Açıklamada bunların bir eğitim değişim görevinde olduğu ifade ediliyor. ABD ordusunun Kuzey Irak’taki bu sözde eğitim değişim görevindeki rolü neydi? ABD tarafından sağlanan fonlar burada kullanıldı mı?" sorusuna şu yanıtı verdi:

"ABD’nin SDG helikopter uçuşu ile hiçbir ilgisi ve buna herhangi bir şekilde katılımı yok. SDG biliyorsunuz kendi başına bir güç ve biz de DEAŞ ile mücadele operasyonlarında onlarla ortaklık ediyoruz. Ama yine ifade ediyorum bu helikopter olayında ABD’nin veya koalisyonun hiçbir dahli yok, öncesinde bu görevin icra edildiği hakkında da hiçbir bilgimiz yok."

Ryder, "ABD’nin dahli olmadığını söylüyorum. Kelimelerimi orada dikkatli seçiyorum." ifadesini kullandı.

Bunun üzerine AA muhabiri, “Bilgimiz yok, dahlimiz yok diyorsunuz ama bu gücü ABD eğitiyor ve ABD donatıyor. ABD’nin sağladığı kabiliyetlerin ve fonların gelecekte NATO ortağınız Türkiye’ye karşı kullanılmayacağından ne kadar eminsiniz?” sorusunu yöneltti.

SDG ismini kullanan PKK/YPG'nin ABD'den aldığı silah ve fonları Türkiye’ye kullanmayacağına ilişkin güvence veremeyen ABD’li general, örgütle DEAŞ’ın yenilmesi için ortaklık ettiklerini söyledi.

Ryder, "Dünyada kendi operasyonlarını gerçekleştiren çok sayıda güce eğitim veriyoruz. Bu olayda da tekrar ifade ediyorum herhangi bir şekilde dahlimiz ve katılımımız yok. Bunu daha başka nasıl ifade etmemi istediğinden emin değilim." dedi.

Örgütün Irak’a girip çıktığını hatırlatan muhabirin bu konuda kaygıları olup olmadığına ilişkin sorusuna ise Tuğgeneral Ryder, "SDG bu konuda kendi adına konuşsun." yanıtını verdi.

Başka bir gazetecinin, olayda dahli olup olmamasının dışında bölgeyi izleyen ABD’nin bu helikopterlerin uçuşlarından haberdar olup olmadığını sorması üzerine sözcü, "Her şeyi perspektife oturtalım, biz dünyada birçok faaliyeti izliyoruz. ABD ve koalisyon dışında başkalarının operasyonlarını izleyip izlemediğimize girmeyeceğim." dedi.