Yayınlanan rapora göre Türkiye, 2024 yılında dolar milyoneri sayısındaki artış hızıyla dünyada zirveye oturdu. İncelenen 56 ülke arasında milyoner sayısı ortalama %1.2 artarken, Türkiye’de bu oran %8.4 gibi fahiş bir seviyeye ulaştı. Bu "rekor" artışla birlikte Türkiye'deki dolar milyoneri sayısı yaklaşık 7 bin kişi artarak 68 bine dayandı. Bu, mevcut sistemin küçük bir zümreyi palazlandırmada ne kadar "başarılı" olduğunu gösteriyor.
Ancak madalyonun diğer yüzü, yani milletin gerçeği ise tam bir çöküş tablosu sunuyor. Raporun aynı bölümünde, Türkiye'de yaşayan halkın ortalama reel servetinin %14.6, medyan (ortanca) servetinin ise %21 gibi devasa bir oranda eridiği belirtiliyor. Enflasyondan arındırılmış bu veri, Türkiye'yi 56 ülke arasında servet kaybında en kötü performansı gösteren ülke yapıyor.
Bir yanda lüks, diğer yanda çöküş!
Bir avuç yeni milyonerin ortaya çıkması, aslında yeni bir zenginlik üretildiğini değil, mevcut servetin halktan alınıp bu zümreye aktarıldığını gösteriyor. Faiz, kur ve enflasyon üçgeninde sıkışan milletin alım gücü ve varlıkları erirken, bu mekanizmalara hakim olanların servetlerini katladığı ortaya çıkıyor.
Macaristan (%18), İsveç ve İtalya (her ikisi de %15'ten fazla) gibi ülkelerde halkın reel serveti artarken, Türkiye'nin %21'lik erimeyle listenin en dibinde yer alması, meselenin sadece "küresel kriz" ile açıklanamayacak kadar derin ve yerel bir nizam problemi olduğunu kanıtlamaktadır.
Rapor, gelir eşitsizliğinin en net ölçütlerinden olan Gini katsayısında da Türkiye'nin en kötü 9. ülke olduğunu tescilliyor.