ABD Kongresine düzenlenen baskının nasıl bir ehemmiyeti var?

Esasında çok ciddi bir kırılma noktası. Özellikle kapitalizmin 2008 krizinden bu yana yaşamakta olduğu derin buhranı ve Kovid-19 sonrasında Avrupa’da ve ABD’de yaşanılan çöküşleri takip edenler açısından çok da şaşırtıcı bir konu değil. 2008 ile başlayan süreci hepimiz hatırlıyoruz. Avrupa ve ABD coğrafyalarında artan bir ırkçılık ve buna karşı çıkmaya çalışan bir radikal akımlar hareketi var birçok cepheden. Bu çok doğal bir şey, Batı demokrasilerinde eğer para yeteri kadar varsa ve herkes pastadan kendince iyi-kötü bir parçayı koparabiliyorsa bu sorunlar ortaya çıkmaz. Ekmek azaldığında ve herkesin gelecek kaygıları tırmandığında patlak veren ilk harekettir ırkçılıktır. Amerikan sağının hiperaktif bir pozisyonda olmasına mukabil 2020 yılının yaz aylarında “Black Lives Matter (Siyahların Hayatı Önemlidir)” adı altında sol kanadın da sokağa inmesi, zaten bu ülkedeki bölünmenin sokağa yansıdığını göstermesi bakımından önemlidir. Şimdi onun sonuçlarını topluyoruz. Donald Trump tahmin ettiğimizden daha uzun soluklu bir kavganın işaretini veriyor ve Amerikan aşırı sağ unsurlara sırtını dayamış, yeri geldiğinde de sokağı kullanabilecek bir tür Trumpizmin temellerini şimdiden atmaya çalışıyor. Bunu önlemek için Nancy Pelosi gibi Demokrat liderler de onun siyasî hayatını tamamen rafa kaldıracak azil sürecini işletmeye çalışıyorlar. Ama bu olaylar ABD ve AB’nin şu anda yaşamakta olduğu sorunun çözümü anlamına gelmeyecek. Çünkü kapitalizm öldü, zombileşti ve tabiî ki bu süreçte de çok can yakacak. İşin ilginç yanı, Müslüman coğrafyasında can yakarken birden bire olay, emperyalizmin “Titanik gemisi” olarak adlandırılan ABD’nin başkentine taşınmıştır.

Bundan sonraki süreçte azil gerçekleşir mi, Trump’ın önünü kesebilirler mi?

Trump ile ilgili bu ikinci azil görüşmesi… 2019 Aralık ayında da Temsilciler Meclisi Trump’ın azledilmesi yönünde bir karar almıştı; fakat senato bunu reddetmişti. Şimdi senatoda da durum değişti. Azil süreci Temsilciler Meclisinden tahmini olarak yarın (13 Ocak) geçecek, fakat en iyimser tahminle 19 Ocak’ta yüksek mahkeme başkanının başkanlığında senatoda bir azil mahkemesi kurulması gerekiyor. Bu azil mahkemesi de üç-dört hafta sürekli çalışacak bir mahkeme. Tabiî olarak bu durum Joe Biden’in işine gelmiyor. Çünkü, Joe Biden’in şu anda başkan yardımcısı ve Beyaz Saray personel başkanı dışında bütün kabinesinin senatoda onaylanması gerekiyor. Eğer senatoda azil mahkemesi kurulursa Biden’in adamları göreve başlayamayacak. Geçtiğimiz günlerde Biden, liderlerle görüştü, “Acaba senato yarım gün azil mahkemesine, yarım gün ‘konfirmasyon’ dediğimiz bakanların onaylanması sürecine ayırabilir mi?” şeklinde çözüm yolları araştırıyorlar. Eğer azil mahkemesi senatoda kurulur ise Biden çok kötü bir başlangıç yapar. Ekonomik programını geçiremez, Kovid-19 ile alakalı alacağı kararlar var, onları geçiremez. Sonuç olarak ABD en az üç ay kaybeder bu kritik dönemde. Bu nedenlerle azil süreci Temsilciler Meclisinden geçse bile çok kararlı takip edileceğine inanmayanlardanım.

ABD’nin bundan sonra bir toparlanma, bu fay hatlarını onarma ihtimali var mı yoksa gün geçtikçe parçalanmalar devam eder mi?

Ekonomilerini düzeltirlerse toparlanabilirler. ABD netice itibariyle doların yeşili üzerinde duran bir ülke. Şu anda Amerikan toplumunda beş aileden biri gıda kuponu olmasa açlıktan ölecek, Yemen’e dönmüş vaziyetteler. Böyle bir ülkede siz neyi çözeceksiniz? Öncelikle bir ekonomik programı görmemiz lâzım. O ekonomik program birçok ülkenin de geleceğini belirleyecek çizgiler taşırsa, tabiî ki önemli bir durumdur; ama ABD bugünkü ekonomisiyle ve bugünkü sosyoekonomik yapısıyla siyasetini kolay kolay düzeltecek gibi gözükmüyor.

Şu anda ABD’de çok yönlü belirsizlik var. Belirsizlik sadece ABD’den de kaynaklanmıyor. Ekonomik açıdan Avrupa’da da, Rusya’da da, kendini çok güçlü göstermeye çalışan Çin’de de belirsizlikler var. Esasında küresel ekonomi genel anlamda bir çöküş içerisinde gözüküyor. Tabiî Türkiye, Güney Afrika, Brezilya gibi yükselmekte olan ekonomilerin başındaki dertler daha büyük. Önümüzdeki üç-dört yılın kolay geçeceğine inananlar grubundan değilim.

Teşekkür ederiz vakit ayırdığınız için.

Ben teşekkür ederim.

Baran Dergisi 731.Sayı